Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin gelişmelerin bu yıl içinde hız kazanması bekleniyor…
Birleşmiş Milletler ve AB bu konuda yoğun hazırlık yapıyor…
Ama bizde gündem çok farklı…
İşsizlik, pahalılık, ölümlü trafik kazaları, suç patlaması, uyuşturucu…
Kimse Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgilenmiyor…
Ve büyük bir kesim de “Efendim Rumlar adanın tümünü istiyor, bizimle eşitliği kabul etmiyor. Ne yapalım biz de yolumuza devam edeceğiz” diyor…
Peki yolumuz nereye çıkıyor?..
Bugün oldu hala Güzelyurt gibi birçok bölge insanı geleceğinden endişe duyuyor...
Oturduğu eve çivi çakmak istemiyor...
Ölenler Lefkoşa’daki mezarlığa defnediliyor...
Gençler; evlendikleri zaman Gönyeli civarında yaşamayı tercih ediyor...
Sınır köylerinden Akıncılar’da, Vadili’de, Paşaköy’de, Akdoğan’da ve daha birçok sınır bölgesinde hep ‘gelecek kaygısı’ vardır...
Böylesi psikolojik baskı altındaki insanlar uzun süre yaşayamaz...
KKTC’de yaşanan sıkıntılardan bir tanesi de budur...
Bu insanların önemli bir kısmı güneyde bıraktıklarına karşılık kuzeyde mal alan, fakat bu malların geleceğinden emin olmayanlardır...
Harekâttan bu yana 50 yıl geçtiği halde bu sıkıntının devam etmesi üzücüdür...
Fakat; tümü Avrupa toprağı olarak kayıtlara geçmiş olan bu ülkede bir gün mutlaka çözüm olacağı gerçeğini unutmadan, artık bazı önlemlerin alınması kaçınılmazdır…
Kalkınma ve Göçmen Fonu oluşturarak; geleceğe yönelik plan ve programlar yapılması elbette faydalıdır…
Bir sabah uyandığımızda; yani 23 Nisan 2003’te sınır kapılarının açıldığını duyduğumuz zaman
kendi kendimize “hayal mi görüyoruz” diye sormuştuk…
Ama hayal değil gerçek vardı karşımızda…
Şimdi; bir sabah uyandığımızda Kıbrıs sorununun çözümü konusunda uzlaşıya varıldığını duyarsak acaba ne yapacağız?..
Bunu düşünelim…
Geçişler yararlıdır
İki toplum arasında güveni sağlayabilmek için karşılıklı geçişlerin önemli katkısı vardır…
Bunun artırılması sadece ekonomik çıkar açısından değil; özellikle kötü eğitimin etkisi altında kalan genç ve orta yaşlı Rumlara, Kıbrıslı Türklerin ne kadar iyi niyetli olduğunu göstermek açısından çok önemli ve gereklidir…
O yüzden mümkün olan en kısa sürede Lefkoşa’daki ‘Mağusa Kapısının’ açılması için adım atılmalıdır…
İki toplumlu teknik komitenin yeni kapılar üzerinde çalışmasını bizler teşvik etmeliyiz…
Kuşkusuz; gerekli güvenlik önlemlerini alarak adım atacağız…
Bir başka önemli nokta; KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durabilecek bir pozisyona getirilmesidir…
Böylesi bir gelişmenin, Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakere sürecinde pazarlık şansını artıracağını biliyoruz…
Kısaca önümüzde çetin bir yol vardır…
Birbirimizi kırmadan, zarar vermeden ‘iyi bir gelecek için’ hazırlanmalıyız…
Kırk yıldır Ayakta duramayan KKTCnin gerçekten Bizim olmayan Rum Mülkleri ve AB Toprağı üzerimdeki KKTCnin bu saatten sonra ayakta durabileceğine gerçekten inananımız mı var ?
Güneyle yetersiz Geçiş Kapılaraında Her geçen gün yaşattığımız insanlık dışı İzdiham yerine niye Yeni Geçiş Kapıları Açalım ki ? BMGK kararı olan Maraş’a karşılık Uluslarası uçuş yasağı olan Ercan ile Kırk yıldır bir çivi çalmadığımız dökülen Mağusa limanını Avrupa Standartlarında yenileyip onları Dünya’ya açmak Egemen ayrı Devletimizden daha mı önemlidir yani !
Varsın En Büyük Ercan’a sadece iki Uçak şirketi insin Varsın Dökülen Magusa Limanı işleyişini Bitirsin Varsın Altyapısız dökülen KKTCnin yetersiz bakımsız Yolları ile Çevresini mahvedelim Varsın Fekirlesip Yoksullaşıp bir kaşık kıymaya muhtaç olalım sağlık sistemimiz ise yerle bir edelim ‘ Yüce meclisimiz sağ olsun Dünyanın Tanımadığı Egemen ayrı devletimizden daha önemli ne olabilir ki ? Bugün Türkiye’nin gönderdiği milyarlar ve Rum Mülklerini Sattığımız İranlılar ve Ruslar var iken Yarn’ı kim düşünmek üstesin ki ? Yaşasın Yüce meclisimiz , Yaşasın Egemen ayrı devletimiz !!
FOR ever TRNC