banner564

Kıbrıs sorununun çözümü konuşuluyor

   Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün gerçekleştirilen kabine toplantısından sonra Kıbrıs sorununa ilişkin açıklamalarda bulundu…
   “Elimizi taşın altına koyarız” diyerek, Annan Planı döneminde gösterilen kararlılığı gündeme getirdi…
   Uluslararası toplum, Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Kıbrıs sorununda bir hareketliliğin olmasını bekliyordu…
   Rum liderliği de bu konuda oldukça dikkat çekici açıklamalarda bulunmuştu…
   Rum lideri Hristodulidis’in son açıklamasına göre; Eylül ayında New York’ta gerçekleşecek olan BM Genel Kurul toplantısı, Kıbrıs sorunu açısından bir ‘dönüm noktası’ olacak…
   Büyük bir olasılıkla taraflara müzakere çağrısı yapılacak…
   Olmasın mı?..
   Elbette olmalı…
   Dünyadaki değişimlere bakmalı ve ona göre bir strateji belirlemeliyiz…
   Kıbrıs’ın doğal gazı başlı başına önemli bir olaydır…
   Halkımızın büyük bir kısmı zaten çözümden yanadır ve bu gerçeği dikkate alarak, gelecek için iyi hazırlık yapmamız gerekiyor…
   Kıbrıslı Türkler; 1974’ten bu yana adada kalıcı bir çözüm sağlanması için büyük çaba harcadılar…
   Özellikle 2004 yılındaki referandum bunun en somut kanıtıdır…
   Yüz bin dolayında Rum’un ‘eski mülklerine dönmesini öngören’ bir planı kabul etmeyen Rumlardır…
   O plan kabul edilseydi; Kıbrıslı Türklerin güvenliğini sağlayan Türk askeri adadan ayrılmış olacaktı…
   Burada sadece 650 asker kalacaktı…
   Yaklaşık 60 bin Kıbrıslı Türk bir kez daha göçmen durumuna düşecekti…
   Binlerce insan bahçeli evlerini terk ederek, ileride inşa edilecek 2 yatak odalı 65 metrekarelik apartman dairelerine yerleştirilecekti…
   Binlerce küçük iş yerimiz kapanacaktı…
   Evimizde temizlik yapan veya bahçelerimizde, iş yerlerimizde çalışan, dostluk ilişkisi kurduğumuz binlerce Türk vatandaşı geri gönderilecekti…
   Buna karşın bizler ‘sırf güzel ülkemiz yeniden birleşsin ve AB kuralları adanın tümünde uygulansın’ diye bu plana güçlü bir şekilde “evet” dedik…
   Ama Rumların “hayır” yanıtı karşısında çözümü gerçekleştiremedik…
 
Ne yaptığımızı söylesinler?..

   Rumlar “hayır”a rağmen AB üyesi oldu…
   AB’den akan paralarla altyapı eksiklerini giderdikleri gibi, adaya yabancı yatırımcı çekmeye başladılar…
   Çok sayıda devlet işletmesini özele devrettiler…
   Dünya kamuoyu nezdinde atak bir politika izlediler…
   Çözümsüzlüğün sorumlusu olan taraf ‘yüzüne maske takarak’ bunları yaparken bizler ‘iç kısır çekişmelerle’ ve her yıl hükümet değiştirmekle zamanı boşa harcadık…
   Ekonomik açıdan daha da gerilere gittik…
   Çevremiz, sağlık sistemimiz, eğitim düzeyimiz daha da geriledi…
   Bırakın dünya devletlerini Türkiye ile ilişkilerimizi dahi geriye götürdük…
   Tanıtıma önem vermedik…
   İçte atılması gereken adımları atmadık…
   Batak kurumların üzerinde siyaset tartışması yapmak suretiyle KKTC ekonomisini çökertmek isteyenlerin ekmeğine bal sürdük…

Ama böyle gidemez

   İçte yapılması gerekenlerin başında iflas etmiş devlet kurumlarını özelleştirerek, daha verimli hale getirmektir…
   Daha adil bir vergi sistemiyle devletin gelirlerini artırmak ve kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamaktır…
   Batmış belediyeleri kurtarabilmek için reform hareketini gerçekleştirmek, hizmet kalitesini artırmaktır…
   İçte bu adımları atarken, Rum tarafını bir kez daha masa başına çekerek, çözüm şansını zorlamalıyız…
   Unutmayalım ki; Kıbrıs’ın tamamı AB toprağı, tüm Kıbrıslılar da AB vatandaşıdır…
   Doğru tespitle, doğru yolu bulmalıyız…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 10 ay Önce

Mahşer Gününün Kapımıza geleceği çoktan belliydi ? 39 yıldır Rum mülklerini gelene gidene SATARAK zil çalıp oynadık ! Tuttuğumuz her şey bizimdir dedik karşı gelenlere Haddini Bildirip Boyunun ölçüsünü gösterdik ! Başımıza taş gibi düşecek olan Uluslararası Hukuku Hiçe Sayıp Elimize verdiği Mal Tazmin Komisyonunu çalıştırmadık içine düştüğümüz Ganimet düzenini durduramayıp Rum Mallarını dağıtıp gayrıyasal SATMAYA devam ettik ! ne AB, BM veya ABD dedik kimseyi dinlemeyip Başkasının Malını Biz Satarız Olur deyip Dünyayı karşımıza aldık ? Bugün geldiğimiz noktada ise Sayın C.B Erdoğanın Annan Referandumuna geri döneriz açıklamaları Rum mülklerinde oturanlarımızın Uykularını kaçırdığı kesindir ? Uluslararası Hukukun bir parçası olan Türkiye’nin Rum Mülklerini yağmalayıp SATAN’ların yanında durabilmesi mümkün değildir ! KKTCde Şimdiden Çadırlı günlerimize hazırlanalım 39 yıldır Yapmış olduğumuz yanlışların bedelini ödeyeceğimiz günler Yakındır !
‘’ Tilkinin Dönüp Dolaşıp Gideceği Yer Kürkçü Dükkanıdır ‘’ diye bir Atasözümüz vardır !!

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 10 ay Önce

Yıllardır DİYALOG TV ve Sayın Akarın gayrıyasal koçanlarla SATTIĞIMIZ Rum Malları uyarılarını maalesef bu güne kadar kimse kayde almamıştır ! Aksine KKTCyi Yönetenlerimiz gayrıyasal koçanlarla Rum Mallarının satışına onay vermiş ve imza atmıştır ?
Sayın Akarın Mal Tazmin Komisyonunu bir an evvel çalıştırın Uyarılarını da maalesef kimse duymak istememiştir ! Rum Mallarını SATARIM da YAKARIM da diyenlerimiz ile yüzde seksen üzeri Rum Toprağı KKTCde ödeyeceğimiz ağır bedel Ufukta Görünmeye Başlamıştır Bile ! Sayın Akarın Mülkiyet uyarılarını kayde almayanlarımız için bugünden sonra söylenebilecek tek söz Beterin de Beteri Vardır olmalıdır !
TRNC WELLCOME TO REALITY !!

Öz
Öz - 10 ay Önce

Katil Esed, Darbeci Sisi, Fetocu BAE emiri, Füzelerimiz Atina’ya ulaşır. Bir gece ansızın gelebiliriz, Bir daha benimle görüşemez…Nereden, nereye? Yerimizde saysaydık bile geldiğimiz berbat durumdan daha iyi bir durumda olabilirdik. Biz Mavi vatan, Toroslar, Rum devleti çığırtkanlıkları için, Akıncı yerine Tatar getirildi. Özersay dağıtıldı. Sütçüoğlu korkutuldu. Anastasiadis’in Maraş, Ercan ve Mağusa limanı önerisi reddedildi. Peki ne oldu? Her şey berbat edildi. Yine de, eylülde bir umut göründü. Artık K/Türk toplumu için son şans. Bir Hal Çaresi bulundu, bulundu. Bulunmaz ise K/Türk toplumunun kalanları, değişik ülkelerde tek tük yaşayan küçük topluluklar olur.

banner471

banner473