banner564

Kıbrıs Türk toplumunda üzen değişimler

  İnsanlar bir işi başardıklarında, sevildiklerinde, iyi haber aldıklarında, güzel vakit geçirdiklerinde, işleri iyi gittiğinde, iyi para kazandıklarında, sağlık sorunu yaşamadıklarında, sevdiklerine kavuştuklarında mutlu olurlar...
  Kuşkusuz; hayatın bir gerçeği olarak, bazı durumlarda üzülürler...
  Yakınlarını kaybettiklerinde, ağır hastalık durumlarında, haksızlığa uğradıklarında, sevilmediklerinde, zarar ettiklerinde, işsiz kaldıklarında ve başarısız olduklarında üzülürler elbette...
  Bir de ihanete uğradıkları veya kazık yedikleri zaman...
  Güvenerek yola çıktığınız bir insandan...
  Eşinizden, sevdiğinizden, dostunuzdan, arkadaşınızdan zarar gördüğünüzde üzülürsünüz...
  “Neden?” sorusuna yanıt ararsınız ama çoğu kez bulamazsınız...
  Yanıtlar birden fazladır...
  Karakter sorunu...
  Çıkarcılık anlayışı...
  Hatta kıskançlık...
  Başarınızı kıskananların size en büyük zararı verebilecek kişi olduğunu daima aklınızda tutmalısınız...
  Etrafınızda dost olarak görünür...
  Bir adım uzaklaştığı zaman ise başarınızı nasıl tersine çevirebileceğini düşünmeye başlar...
  Bazıları çok acımasız ve insafsız olur...
  İftira atmaktan çekinmez...
  Yalan senaryoları hayata geçirmekten korkmaz...
  Özellikle de kendinden emin olmayan insanlar bunu yapar...
  Onlar için ne ‘Coronavirüs’lü günlerin önemi vardır, ne de ekonomik çöküntünün…
  
Direnmek ve mücadele etmek
  
  
Böylesi bir durum karşısında insan ne yapmalı?..
  Bir kenara çekilip ağlamalı mı?..
  Üzülüp, hasta mı olmalı?..
  Mücadeleyi yarıda mı bırakmalı?..
  İşin doğrusu bunların hiçbirini yapmamalı...
  Kısa süreli bir üzüntü yaşansa da; mücadeleyi sürdürmeli...
  İnandığı yolda ilerlemeli...
  Kendine yapılan kötülükleri başkalarına yapmamalı...
  Karar verirken iki, hatta üç kez düşünmeli...
  Dilin verdiği acı çok büyüktür...
  Birine tepki gösterirken, ağızdan çıkacak sözün, dayaktan daha kötü etki yapacağını insan her zaman aklında bulundurmalı...
  Bu güzel ülkenin, güzel insanlarında çok ciddi değişimlerin yaşandığını görmek de üzüntü nedenidir...
  İnsanlar neden kabuk değiştirir gibi karakter değiştiriyor?..
  Neden ihanet anlayışı, en iyi dostlukların önüne geçiyor?..
  Hem KKTC’de, hem de Türkiye’de insanların en yakınlarına bile kazık atar duruma gelmeleri ciddi bir sorundur...
  Psikologların bu konuda kapsamlı araştırma yapmaları ve elde edilecek sonuçları hem siyasilerin, hem de eğitimcilerin önüne koymalıdırlar...
  Eğitimin kalitesi ve kültürde gerileme devam ettiği sürece, insani duyguların daha da yok olacağını unutmayalım...
  Çalışmadan, terlemeden, üretmeden bir yerlere ulaşabilme anlayışı da eğitimdeki gerilemenin ve siyasetteki düzeysizliğin bir sonucudur...
  Çalışmadan, üretmeden, zorlukları yaşamadan bir yerlere getirildiğiniz zaman, diğerlerine de kötü örnek olursunuz...
  Ve böylesi durumlar en fazla siyaset çarkının ters döndüğü ülkelerde meydana gelir...
  Bizdeki gibi...

YORUM EKLE

banner471

banner473