banner564

Kıbrıs’ın gerçekleri

   Türkiye, 1964 yılından beri Kıbrıslı Türklere yardım yapıyor...   
   Bunun ana nedeni, 1963 yılının son ayında başlayan Rum saldırılarıdır...
   Saldırılardan sonra, ortak devletten kovulan ve işsiz kalan Kıbrıslı Türklerin imdadına yetişen tek ülke Türkiye oldu...
   Zor günlerde, insanlar arasındaki dayanışma ruhu çok daha güçlü olur...
   Kıbrıslı Türkler de o günlerde en alttaki memur ile en üstteki memura ayda 30 Kıbrıs Lirası maaş vermeye başladı...
   Maaşların tamamı Türkiye tarafından gönderildi...
   Ayrıca Türk Kızılay’ı aracılığıyla Kıbrıslı Türklere yiyecek ve giyecek yardımı yapıldı...
   Türkiye bu yardımları yapmasaydı, Kıbrıslı Türklerin, her türlü saldırı karşısında direnmesi mümkün değildi...
   Barış Harekatı sonrasında Kıbrıslı Türklerin yaşam düzeyinde inanılmaz yükselişler olmasına karşın, Türkiye’nin yardımları kesilmedi...
   Tam tersi artarak devam etti...
   Bu yıl için öngörülen yardım miktarı 2 milyarın üzerindedir…
   Bunların bir kısmı savunmaya aktarılsa bile büyük kısmı cari bütçemize katkı amaçlıdır...

Türkiye fazlasıyla verdi

   Kıbrıs sorununun çözümünü amaçlayan müzakere sürecinde, özellikle de mülkiyet konusu tartışılırken, kuzeyde mülk bırakan Rumların tazminatları öne çıkarılırken, Kıbrıslı Türklerin 1963-74 sürecinde kaybettikleri her ne halse Rumların gündemine girmedi…
   Bırakın Rumları, çok azınlıkta olsalar bile; bazı Kıbrıslı Türkler de “Ödesin Türkiye” diyor...
   Peki Türkiye neden ödesin?..
   “Efendim bunca yıldır adayı işgali (!) altında tutuyor da ondan...”
   Türkiye adayı işgali altında mı tutuyor, yoksa barışın bekçiliğini mi yapıyor?..
   Ayrıca, 2003 yılından beri çözümü en fazla destekleyen ve 2004 referandumunda Türk askerinin tamamını geri çekmeyi kabul eden Türkiye değil midir?..
   Askerini geri çekmeyi kabul eden bir ülkenin, Kıbrıslı Türklere milyarlarca liralık hibenin yanı sıra vermiş olduğu 10 milyar doları aşkın  krediyi talep etme hakkı yok mudur?..
   Güney Kıbrıs’a 30 milyar Euro’dan fazla para veren AB bunun geri ödenmesini istemiyor mu?..
   AB, verdiği parayı istiyorsa, Türkiye’nin de isteme hakkı vardır...
   İşte bu noktada yapılması gereken, Kıbrıslı Türklerin 10 milyar dolarlık borcunu, kuzeydeki Rum mülklerinin satın alınması için kullanmaktır...
   Türkiye’nin son kez böylesi bir jest yapması durumunda, Rumların karşısına savunacağımız en kuvvetli tez şudur:
   “Kuzeydeki mülklerinize karşı 10 milyar doları, doğal gazdan elde edilecek gelirden karşılayacaksınız. Kıbrıslı Türkler, bu paranın tamamı ödeninceye kadar doğal gazdan herhangi bir gelir talep etmeyecek...”
   Böylesi bir uzlaşı, Rumların AB’ye olan borçlarının ödenmesini de kapsamalıdır...
   Yani, her iki tarafın da mülkiyetten doğan kayıpları ve dış borçları, doğal gaz gelirleriyle uzun vadede karşılanmalıdır...
   Kısaca; ‘zararın muhasebesi’ 1963’ten başlamalıdır... 
   İyi pazarlar…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hilmi yavuz
Hilmi yavuz - 4 yıl Önce

Kibrisim cözum kördugumunu dis gucler clözemezlerYerli Halk akli basinda gercekler göze alarak anlasma saglamalidirlar..Bir lokmayi ikiye bölmeyi basarmalidir bu halk

xyz
xyz - 4 yıl Önce

KKTC de once birlik beraberlik saglanmali bos hayaller pesinde kosulmamali TC olmasaydi daglik karabagdan beter olunurdu onun icin yok federasyon yok su bu yerine tum kibrisin nasil Turk yurdu yapilabilecegine dair kafa yorun

Öz
Öz - 4 yıl Önce

Sorun ''Zararın Muhasebesi'' değil.Siyasi iktidarların ona buna peşkeş çektiği ev tarla ve arazilerdir.İtem yasası ile verilen yüzlerce dönüm tarlalardır. Tarlayı alan satarak adadan gitmiş.Rum tarafından eşdeğer alan malını Ruma satmış.Bunların zararını halk mı ödesin yani?

Ahmet Tolon
Ahmet Tolon - 4 yıl Önce

A LEVEL YAPAN öğrencilere ikametleri ile ilgili ucas da sorulan soru şöyle cyprus (EU), cyprus (non EU). Kullanılan Başka bir terim ise cypriot Turkey Republic. Bu konudaki düşunceniz lütfen.

banner471

banner473