banner564

Kimin, kimi affı ?

Geçen makalede, enflasyonist gelişmeye dikkat çekmeye çalışmıştım. Ülkede 2016 Ağustosu’ndan, 2017 Ağustos ayına kadar geçen bir yılda, Hayat Pahalılığı DPÖ verilerine göre % 15.63 arttı. 
 Hükümet ise bu bozulmanın tedbirini alacağına, yapısal bozukluğun sonuçları ile uğraşmayı, yani Vergi Affını; seçim hesapları için, popülist amaçlarla öne koydu. Ama bu durum toplumun, bugünü ve yarını için ciddi tehlikeleri, içinde taşımaktadır.
KDV’de gerileme…. 
Maliye Bakanlığı verilerine göre; Ağustos, 2017 itibarı ile Devletin, “Dahilde Aldığı KDV”nin gerçekleşmesi, 204.328.146 milyon TL’ dir. Ancak, “ Dahilde Alınan KDV” nin, 2016 Ağustos ayı itibarı ile gerçekleşmesi ise 230.729.207 milyon TL idi.
Yani bir yılda, %15.63 Enflasyona karşın devlet, enflasyon kadar, Dahilde Alınan KDV’de cari denklik sağlayamadı. Aksine, cari olarak TL bazında azalmaya imza attı.
Bu neyin göstergesidir? Birinci olarak ekonominin daha fazla kayıt dışına kaydığının göstergesidir. İkincisi ise yurttaşın alım gücünün düştüğünün göstergesidir. Bakın bizde veri yok. 
Ama Türkiye’de TÜİK açıkladı. Türkiye’de yurttaşın gıda tüketimi, geçen yılın Ağustos ayına göre %1.3 azaldı. Yani pahalılık, yurttaşın mutfağında dahi kısıntıya yol açtı. TL kullanan ve Türkiye kadar enflasyon yaşayan bizde bu farklı olabilir mi? Geçen yazıda ifade etmiştim. Enflasyon, yalnız ekonomik kaynakların erozyonuna yol açmaz. Aynı zamanda insani ve ahlaki bozulmalara da yol açar demiştim...
Hükümet , %15.63 pahalılığa karşın, KDV olgusunda kendini gösteren bu gerilemeyi, kontrol altına alacağına, af ile uğraşmayı, öncelikli kıldı. Şimdi sormak lazımdır? Bu; dahilde alınan KDV’de ciddi düşüşe yol açan kayıt dışına çıkmayı ve alım gücünün düşüşünü bu af, düşürür mü? Artırır mı?
Ama KDV artışı var…
Dahilde alınan KDV’de böylesi bir düşüş gerçekleşirken, bir başka alanda ise artış oldu. Buda “İthalattan alınan KDV”de oldu. 2016 Ağustos ayına kadar,” İAKDV” Maliye Bakanlığı verilerine göre 273.929.581 milyon TL iken; 2017 Ağustos ayına kadar “İAKDV” 344.357.506 milyon TL oldu.
Bu konuda sağlıklı değerlendirme için şunu da yazalım. Mayıs 2016 ile Mayıs 2017 arasında ise dolar bazında Ticaret Bakanlığı verilerine göre ithalat, yalnızca, 665 bin dolar arttı. Ama İAKDV ise 80 milyon TL artış oldu. İşte bu yüzden “tefeci zihniyet “ diye tanımlıyorum Hükümetin, %15 enflasyon ortamındaki uygulamasını. Çünkü İthalattan Alınan KDV, günlük döviz kuru üzerinden yapılmaktadır.
Yani bu hükümet, dahilde alınan KDV’yi düşürtürken, İAKDV ise döviz kurundan yararlanıp artırıyor. Böylece devletin dahilde alınan KDV, Gelir Vergisi ve diğer doğrudan vergi gelirlerinde laçkalık ile yol açtığı kaçağı; ülkeye girişte, Gümrüklere kurduğu “tıbık” ile kapatıyor. Ama gerçekte “tıbık’a” yapışan, vatandaştır. Çünkü bunu vatandaş, sofrasından ve yaşamından eksilttikleri ile ödüyor.
İşte sorgulamamız gereken budur. Enflasyon artıyor. Dahilde alınan KDV düşüyor. Ama ithalattan alınan KDV artıyor. Ekonomi kayıt dışına daha da kayarken, vatandaş ise eziliyor. O zaman sorarım, kur farkına karşın daha ucuz mal için Güneye geçen vatandaşa, tefeci anlayışın kızmaya hakkı var mı?
YORUM EKLE

banner608

banner474