banner564

Kiracı, borçlu ve turizm

Döviz krizi ülke ekonomisi ve insanını yakıp, yıkıyor. Bunun için gereken tedbirlerin alınması gerekiyor. Hükümet, bu yıkım için güya bir tedbir paketi açıkladı. Bunun bir tarafı kiracılar öte tarafı da dövizle olan borçlar için oldu. Bu ikisine değinelim. Dövizle kira ödeyen kiracılara, ödenen stopaj vergisinin %3 ünün geri verilmesi kararı alındı. Bilindiği gibi dövizle yapılan kira sözleşmelerinde stopaj vergisi %13 tür. Bu hesaba göre 300 sterlin kira ödeyen birine ayda, 9 sterlin iade verecek devlet. Bir başka hesapla, bir yılda 3600 sterlin toplam kira ödeyen birine, yıl sonunda 108 sterlin iade verilecek. Bu hesaba göre, bir yıl için alacağı o toplam iade parası zaten, “ kemaneci parası” bile değildi. Fakat bir yıl içinde alacağı o toplam 108 sterlinin de, kur farkı ve enflasyon karşısında hiç  anlamı olmayacak. Yanı olduğu yerde dahi dönemeyecek. Döne döne, ayakları ile kazdığı çukurda kalacak. Çünkü dövizle kira ödeyenlerin gelirleri, TL....  Bu nedenle daha farklı bir düzenleme gerekir. Çare diye sunulan, yurttaş ile alay etmektir. 
Borçlular içinde yapılan açıklama ayni şekilde anlamsızdır. KKTC ‘de bankalardan alınan kredilerin %75’ten fazlası döviz cinsindendir. Dolayısı ile açıklanan bu tedbirler, yaraya merhem olmaktan uzaktır. Bu döviz krizi içinde insanların TL olan gelirlerinin büyük kısmı, bir  taksit ödemesinden diğerine, taksit ödemeye gidiyor. Bu, “ taksit dışı kalan gelirlerinin” daha da azalmasına yol açıyor. Böylece kendilerine, ailelerine, çocuklarına ve işlerine harcayabilecekleri gelirleri çok çok azalıyor. Bunun doğuracağı sosyal ve ekonomik sorunlar çok büyük olacak. Ayrıca insanların bir kısmı, arzu etmeden borcuna sadık olmayan insan durumuna düşecek. Her kriz döneminde bu yaşanır. Bu nedenle tahsili gecikmiş alacak oranı artar. Ayrıca batık kredi olaylarında artış yaşanır. Davalar, icra kararları alır başını gider. Peki bu hal böyle giderse, binlerce insan, mahkeme koridorlarında bankalar ile sorun yaşarsa, bu ülkenin bankacılık sistemi ve sosyal düzeni, huzuru bulabilir mi? Bu nedenle bu döviz krizi içinde çok daha kapsamlı kararlar almak gerekir. Bunun için hükümet başta muhalefet olmak üzere, ekonominin tüm unsurları, ekonomistler ve sivil toplum ile birlikte masaya oturmalıdır. İş ve emek dünyası, bu büyük sorunla ilgili bir araya gelmelidir. Masaya, her akıl konmalı ve bunlardan ortak bir toplumsal aklın süzülmesine dönük çaba geliştirilmelidir. . Çünkü hükümetin açıkladığı bu tedbirler;  kiralar, borçlularla ilgili bu büyük yaraya merhem değildir. Yaraya yaramayan  merhem, yaranın daha da iltihaplanmasına ve kangrene dönüşmesine katkı sağlar.
Bu döviz krizi içinde en ihtiyaç duyulan değerlerden biri de döviz girişinin artmasıdır. Bu artışı sağlayacak alanlardan biri de turizmdir. Hangi akıldır bu ki, Larnaka ve Baf Havaalanlarından Kuzeye gelecek turist kafilelerini, turizm teşvik sisteminden çıkarttı.  Bu kriz içinde Turizm teşvik uygulaması artmalı ve Larnaka, Baf Havaalanları üzerinden turist getirecek turizm kuruluşları teşvik sistemine yine dahil edilmelidir. Yerli ve Milli diyerek bu olayı kesmek cinayettir. Çünkü derdimiz, “yedi kat yabancı olduğumuz” dövizin,  memleket ve insanımızı mahvetmesidir. Hamasetle iç siyaset yapanlar, her şeyi dolara, EURO ve sterline endeksledi. Kim yerli, kim yabancı anlamak zor. Ama anlaşılan tek şey var. Yabancılaşan yurttaş oldu. Döviz krizi, toplumsal akıl ile hareket etmeyi gerekli kılar. 

YORUM EKLE

banner471

banner474