banner564

Kırk yıllık sürede ne yaptık?

  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, sadece Türkiye’nin tanıdığı ‘resmi kayıtlara göre’ 392 bin nüfuslu küçük bir ülkedir...
  Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararıyla tanınması engellenmiş olsa bile; 2004 referandumu ile Kıbrıs’ta ‘İki ayrı halkın’ yaşadığı tescil edilmiş oldu...
  Bu çok önemli bir gelişmedir...
  Çözüm olsun, ya da olmasın; Kıbrıs’ın iki ortağından biri olan Kıbrıslı Türkleri hiç kimse dışlayamaz veya baskı altına alamaz...
  Elbette, kalıcı bir çözümün olmasını istiyoruz...
  Ne var ki; Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini içermeyen bir çözümün, çok kısa sürede bertaraf edileceğine ilişkin ciddi endişelerimiz vardır...
  Rum tarafındaki ırkçı örgütlenmeler, endişelerimizin haklılığını teyit ediyor...
  Öyleyse; geleceğe umutla bakabilmek için, öncelikle sahip olduğumuz güçlü Türkiye garantisinin önemini bilmemiz gerekiyor...
  Türkiye yanımızda olduğu sürece; daha aydınlık bir gelecek yaratmak bizlerin elindedir...
  KKTC’nin 40’ıncı kuruluş yıldönümünde geriye dönüp “Neler yapıldı?” diye bakarsak, elbette söyleyecek bir şeyler buluruz...
  Vurgulanması gereken en önemli husus, son 40 yılda ‘olması gereken’ yerde olmadığımızdır…
  Bazı başarılı işlerin yanı sıra, başarılamayan çok şey vardır…
  En başta elektrik sorunu…
  KKTC’nin ilanı öncesinde elektrik güneyden alınıyordu…
  Ve kesinti yok denecek kadar azdı…
  Sonrasında Teknecik kuruldu…
  O gün bu gün sürekli elektrik kesintisi yaşıyoruz…
  Mesela dün Güzelyurt bölgesinde 5 saat süreyle kesinti vardı…
  Teknecik santralının bacasından yükselen kara dumanlar ayrı bir dert…
  Kanser patlamasının yaşandığı bir ülkede elektrik santralinin bir filtre sorunu dahi çözümlenemedi… 
  Yollar daha da bozuldu…
  Narenciye üretimi 220 bin tondan 50 bine geriledi…

İyi işler de yapıldı

   KKTC’nin ilan edildiği 1983 ile 1988 yılları arasında sadece bir üniversitemiz vardı…
   Bugün 28 üniversitemiz vardır…
   Üniversite sayısının artmasıyla birlikte 1980’li yıllarda 2 bin 279 olan öğrenci sayısı da bugün 103 bin oldu…
Sayının artması bir başarı mıdır?..
   Elbette sayısının artması kadar kaliteli eğitim şarttır…
   Bu konuda başarılı olduğumuz söylenemez…
   Üniversitelerin önemli bir kısmın kaliteli eğitimde ve öğrenci seçiminde iyi olmadığı gizlenecek bir durum değildir…

Turizm büyük umut

  Bir de turizmdeki gelişmelere bakalım…
  Bundan 40 yıl önce KKTC’de toplam turistik tesis, otel sayısı 36 idi, bu yıl itibarıyla 160’a yükseldi…
  Güneydeki 5 yıldızlı otellerin daha iyileri kuzeyde yapıldı…
  Yatak kapasitesi 3 bin 555 iken bugün 26 bini aştı…
  Turist sayısı 78 bin iken bir milyonun üzerine çıktı…
  Bunlar küçümsenecek rakamlar değildir…
  Yatırımlar arttıkça, Kuzey Kıbrıs’ta turizm daha da gelişecek ve güneydeki rakamları yakalaması zor olmayacak…
  Bunun için THY’den ve özel havayolu şirketlerinden daha çok ve daha ucuz seferler istiyoruz…
  Son yıllarda en sevindirici haberlerden biri de Türkiye’den suyun gelmesidir...
  Kuraklık yüzünden gerileyen tarımsal üretimi artırmanın yanı sıra, insanlarımızın kaliteli su kullanması açısından ‘Asrın projesinin’ hayati bir önemi vardır…
  Dağları ve denizleri aşarak adaya gelen bu suyun henüz tüm bölgelere ulaşmamasının ana sorumlusu bizleriz…
  KKTC’yi yönetenlerdir…
  Önemli olan artık bu gerçekleri görmek ve ülkeyi yeniden düzlüğe çıkaracak adımları atmaktır...
  Türkiye en sıkıntılı dönemlerde dahi yanımızda oldu...
  Bunun kıymetini bilerek, güçlü bir KKTC yaratmak için ayağa kalkmak zorundayız...
  En basit sorunların çözümünü bile Kıbrıs sorununa bağlayarak, geleceğe umutla bakamayız...
  Sağlam bir çözümün garantisi, yine güçlü bir KKTC’dir...
  Kendi bölgemizi ne kadar çok geliştirirsek, ileride o kadar çok rahat ederiz...
  KKTC’nin 35’nci yılında Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, mücadele önderimiz Dr. Fazıl Küçük’ü, en zor dönemlerde halkımıza hizmet veren ve şimdi aramızda bulunmayan tüm siyasileri, eğitimcileri ve şehitlerimizi rahmetle anıyor, onların ailelerine ve gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 7 ay Önce

Kıbrıslı Türklerim Altın yıllarını Yaşadığı KTFD’tini yok edip KKTCye geçmekle milli duygularımızı rahatlatmaktan başka neyi başarabildik acaba ?
KTFD zamanında İngiltere’ye Avrupa’ya yaptığımız Muazzam Narenciye , Patates , Hellim , Zeytinyağı , Konfeksiyon İhracatımızı mı Başarabildik ? KKTC yi kurmakla Dünyayı karşımıza almaktan başka ne yapabildik ki ? Azerbaycan , Pakistan , Gana mı KKTCyi tanıdı ? KKTCye Ulaşım mı kolaylaştı ? Milli gelirimiz mi arttı , Refah düzeyimiz mi yükseldi , Singapur Monaco mu olabildik ? Gerçekçi olalım bugün Bir kaşık Kıymaya muhtaç olan Halkımız Ekonomisi batmış batırıp Talan ettiğimiz KKTCde nasıl bir gelecek bekleyebilir ki ? KTHY ile TURİZM İHRACAT ve EKONOMİK Başarılar Sağlayan Dünyanın kabullendiği KTFD den KKTCye geçişle kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan başka ne yapabildik ki ? Bugün tüm Sektörleri batırılmış Karanlıkları yaşadığımız dökülen KKTCde geçmiş 40 yılda yaptığımız Gelecek yıllarda Yapabileceğimizin Garantisi değil de nedir acab ?
Sonsuza dek KKTC mi istiyoruz ?
“ Gideceğimiz Köyün Minaresi şimdiden Görünüyor ?? “ WELLCOME to SPOILT North Cyprus !

Öz
Öz - 7 ay Önce

İki ayrı halk… Bu Halk konusunu anlayan var mı? Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken iki halk mı vardı? Yoksa bir halk mı vardı? KC anayasası iki cemaatten bahseder ve tek temsilciler meclisi haricinde 2 cemaat meclisi öngörür.Yani 2 cemaatli bir devlet. Küçük de, Denktaş da, toplum yani cemaat lideridirler.Halen de BM gözetiminde görüşmelere, iki toplum lideri olarak davet edilirler. Yani 2004 referandumu ile öyle 2 halk kabul edilmiş filan değil. Yeni bir müzakere süreci olursa eğer, İngiltere’nin önerdiği, 2 toplum devleti zemininde de, Halk ifadesi yoktur. Toplum yani,Cemaat devleti vardır. Denktaş’ın görev süresi bitti, hadi KKTC yi kurup görev süresini uzatalım. Ne dendi, mahcup bir şekilde? Biz devlet kurduk ama, Federasyona da açığız. İsmi Federe Devlet olsa da, o, devlet değil mi? Şimdilerde 2 ayrı halk, 2 ayrı demokrasi, 2 ayrı bölgeden, bahsediliyor da, ne kadar doğru. Kıbrıs Türk cemaatı (100-120 bin) + yurttaş yapılanlar ( 300-500 bin) = Halk mı oluyor? Yine şunları vatandaş yapacaksın, denilen yerde,demokrasi mi oluyor? Ve Toprağının yüzde sekseni başkasının olan bölge, ayrı bölge mi oluyor? Devlet adı altında bir oluşum kuruldu da, sosyolojik olarak, bu oluşum devlet mi? Devlet bir bölgede ortak kültürde yaşayan, üreten insanların, evlerini, tarlalarını korumak için kendi aralarında oluşturduğu yönetim değil mi? Yani kısaca, aidiyet, ortak kültür ve güvenlik şart demek. Kıbrıs Türk cemaatının aidiyeti ve ( Giderek yabancılaşsa da) ortak kültürü var da, o da, giderek sayıca azalıyor. Yani KKTC ile, Kıbrıs Türk Cemaatı yok olma sürecine, K/Türkler yaşadıkları yere yabancılaşma sürecine girmiştir. 40 yılın sonunda özellikle K/Türk gençleri bu ülkede bir gelecek görememektedirler. Eğer bir çözüm olmaz ve KKTC adı altında, BM ce, Türkiye’nin yasa dışı ayrılıkçı bir entitesi, olarak kabul edilen bu oluşum devam ederse, asırlardır bu topraklarda yaşayan K/Türklerin tükenişi devam edecektir.

banner471

banner473