banner564

Kıyma makinesi mi? Doğrama mı? 

-AB “bize” bu denli hasımsa neden onlara mal ve hizmet satmaya bu denli hayişkarız? Neden bu “düşman diyarlarından yatırımcı, turist” gelmesi için canımızı yeriz? Peki, bu “yabancı yatırımcı ve sermaye” kimdir? Ağırlıkla ABD, AB temelli değil mi? Elbette ki Çin, Körfez ülkeleri, Rusya ve diğer ülkeler de var. Ancak onlara dönükte “yabancı” endişesi farklı gerekçelerle var. Bu kafa karmaşasının nedeni kendimiziz. Çünkü “hem ekmeği bütün hem de köpeği tok” bulmak gibi dar bir çıkarcılık huyu içimize işledi.
Bu bakış açısı nedeni ile geçmişte karşı karşıya kaldığımız çıkmazlardan ve hatalardan gereken dersi çıkartmıyoruz. Üstelik bu yalnız bize özgü değildir. Güney ve Yunanistan da aynı bakış açısından mustariptir. Yani o reklam filmindeki gibi. “Hepimiz Osmanlı bankasıyız…” 
 CB Sayın Tatar, Türkiye ziyaretinde bir söz ifade etti. “Adanın AB’ye alınması ile Türkiye ile bağımız kopar” dedi. Güneyde ise Sayın Anastasiadis’e son AB Konseyinde, AB’nin Türkiye’ye dönük yaptırım tedbirini, Sonbahara erteleme kararını niye VETO etmediğine dönük ağır eleştiri yapılıyor.
Çünkü iki tarafta güncel iç siyaset için, dar milliyetçilik üzerinden, kısa vadeli siyasi çıkar elde etme peşinde koşuyor. Eğer bu böyle değilse; Sayın Tatar, “AB kıyma makinesidir” deyip; Kıbrıs – AB üyelik sürecini; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kurucu Ortağı olarak, domine etme noktasından Kıbrıs Türk Toplumu olarak kaçınmanın, getirdiği çıkmazların, bizi getirdiği konağın, muhasebesini yapardı. Bu nedenle,  Güneyin çözüm olmadan tek başına AB üyesi olma yoluna kendi ellerimizle döşediğimiz taşlara yeniden basma adımı atmazdı. 
Çünkü 1998’de “artık Federasyon ve Toplumlararası görüşme yok, devletten devlete görüşme var” deyip; AB’yi de “Kıyma makinesi” diye tanımlamanın bizi getirdiği noktayı sorgulardı. Bu “Kıyma makinesi” tezini, 1960 Garanti ve İttifak Antlaşmaları ile anlam bulan, “Üç Garantör Ülkenin üye olmadığı bir uluslararası oluşuma, Kıbrıs Cumhuriyeti Üye olamaz” ilkesine dayandırmışlardı. AB üyeliğine soğuk ve isteksiz bakmanın dayanağı yapılmıştı. Nereye kadar? 
1999 AB Helsinki Zirve sonucuna kadar. O zirvede Türkiye; AB Üye Adayı oldu. Ama aynı zamanda Kıbrıs’ın da çözüm olmadan AB üyesi olma ilkesi de kabul edildi. 1999 Helsinki Zirve sonucunu Türkiye ve KKTC liderliği kabul etti. İşte bu zor günlere böyle geldik. Bunları yaşadıktan sonra, Sayın Tatar’ın dünkü, “Kıyma makinesi” mantığına benzer söylemlere sarılması doğru değildir. Hele, “AB içinde iki devlet” tezini Başbakanı olduğu UBP- HP Koalisyon Programına yazan olarak! 
Peki Güney farklı mı? Onlar da, çözüm olmadan AB üyeliği avantajına dayanarak, Kıbrıs Türk Toplumunu ve Türkiye’yi dize getireceklerini sandılar. Bunun için bir yandan Türkiye’nin AB üyelik sürecine şaşı ve düşmanca bakan Avrupa’nın radikal muhafazakarları ile işbirliği yaptılar. Bununla Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerindeki Fasılların, Başlıkların Bloke edilmesini marifet saydılar. Güya diz çöktürtecekler. O denli ileri gittiler ki 23. 24. Fasılları kendileri bloke ettiler. Bunlar ise Yargı, Basın Özgürlüğü ve İnsan Hakları ile ilgili idi. Ne oldu? Türkiye’nin AB üyelik süreci darbe yedi. Bugün bundan onlar da zarar görüyor. Bu yetmedi AB üyeliğini kullanarak Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi ve Kıbrıslı Türkleri dışlayarak sonuç alacaklarını sandılar. Hala çıkmaz ve gerilim devam ediyor.
Güneydekiler de ders çıkartmadı. Hala AB üyeliğine dayanarak, AB’de Türkiye’ye Veto kullanarak sonuç alacaklarını zannediyorlar. Bu ise çözümsüzlüğü ve Ege ile Doğu Akdeniz’de gerilimi besliyor.
Yani bizi bugünkü çıkmaza sokan aynı hatalı taşlara basarak yürümek; Kuzeyde ve Güneyde hala “yeni siyaset” diyerek devam ediyor. Bu yüzden Kuzeyde ve Güneyde AB’yi düşman görmek ama onun da her şeyinden yararlanmak ilkel çıkarcı mantığı devam ediyor.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Öncelikle olayları objektif değerlendirin1) yunanistan ve TC ab ye aynı anda başvurmasına annan planını kktc kabul etmesine rağmen niçin ab ye üye alinmadi2)letonya litvanya bulgaristan polonya romanya macaristan TC den daha mi demokratikti ekonomileri ileriydi ab bu ülkeleri rusyanın etkisinden çıkarıp peyderpey abye aldı mi almadimi3)ab sınırlarının becerebilseler gürcistan ukrayna kibrisin tümünü alarakisraile kadar uzanmak vasıtasıyla cizilmek istendihini tc ve rusyayı kuşatıp ege akdeni z ve karadenizde izole etmek istedigini bilmeyen var mi4) ugruna yanip tutustugun ab nin irak libya suriye ve karabagda ne halt ettigini pkk pyd yi besleyip buyuttugunu bu ulkeleri parcalamak ici deasi kurup palazlandirdigini gormuyormusunuz verilecek 5 kurusluk cevabiniz yatacak yeriniz yok bos beles muhabbet boşa eleştiri Türk milleti neyin ne olduğunu bildiği için ne kktc de ne baska bir yerde geri vitese takmayacaktir



istendiğini T

Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Mr köz 50 yıldır size sorduk artık size sormuyoruz onun için girmede beach cuba gidip serinleyin kafayi bosaltin

Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Mr köz tuvalete giderken ab ye mi soruyorsun

ali
ali - 3 yıl Önce

ikisi de değil mikser

Öz
Öz - 3 yıl Önce

AB görüşünü açık ve net olarak açıkladı. Kıbrısta iki devlete dayalı çözüme açık ve seçik bir şekilde karşı olduğunu deklere etti. Gerçi Annan Planı ile K/Türkler, ''Çözüm ve Avrupa Birliği''ne %65 e yakın oy oranında evet demiş olsalar bile,Tatar'ın 'İki devlet'' esasına dayanarak seçildim o halde ''Federasyon'' bitmiştir savı yeni bir referandumla çözümlenebilir.
Yapılması gereken ''federasyon çatısı altında çözüm ve AB'' mi yoksa ''İki devler '' mi diye halka sormak, gerçeği ortaya çıkaracaktır.

banner471

banner473