banner564

KKTC 2019 Bütçesi-2

2019 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı bugünlerde KKTC Meclisi’nde yasallaşma aşamasındadır. Fakat 2019 Bütçesi gerçek anlamda ülke insanının ve ülkenin ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzaktır. 2018 yılı da hem Kamu Maliyesi açısından hem de ülke ekonomisi açısından son derece kayıp bir yıldı. 2019 Bütçesini incelediğimizde, 2018 Mali yılından daha kötü bir tablo önümüze çıkmaktadır.
Peki niye 2018 yılı Hem Kamu Maliyesi hem de Ülke ekonomisi için kayıp? Bunu iki-üç örnek vererek açıklayım. Öncelikle Kamu Maliyesinde Türkiye Cumhriyeti’nden KKTC Maliyesine gerek Kredi (Kamu Maliyesinin desteklenmesi) gerekse Hibe (Alt yapı projeleri) olarak ayrılan kaynakların Kasım sonu ile nerede ise hiç kullanılamaması. Kasım 2018 sonu itibariyle; Toplam TC Yardım ve Kredi gelirlerinden sadece % 21,40 oranında (Kasım 2017 ayında bu oran % 52,97 idi) KKTC Kamu Maliyesi’ne giriş yapılmıştır. Bu hem Kamu Maliyesini yönetenlerin hem de hükümetin başarısızlığı demektir. Hiç kimse bahaneler arkasına saklanmasın. Bahane derken “TC’de sistem değişti”, “imzacı yoktur” veya “kendi ayaklarımız üzerinde dururuz” gibi söylemler bu ülkeye en büyük kötülüktür. Hükümet TC’den her yıl KKTC ekonmisine verilen bu kaynaklara erişilememesinin nedenlerini kamu oyuna ve KKTC halkına anlatmak durumundadır. KKTC Kamu Maliyesi ve Ekonomisi her dönem TC’den gelecek olan Kredi ve Hibelere ihtiyacı vardır. Çünkü KKTC’nin siyasi pozisyonundan ötürü hiçbir uluslararası kuruluşdan veya yabancı herhangi bir ülkeden ne kredi ne de hibe kaynak alamamaktadır. Ayrıca Kamu maliyesinde yer alan Mahalli (yerel) yatırımlar Kasım 2018 ayı sonu ile % 68,23 oranında kullanılmıştır (Kasım 2017 ayında bu oran % 116,52 idi). Alt yapı sorunlarımızın her geçen gün daha fazla hissedildiği bir ortamda TC’den hibe olarak verilen ve altyapı sorunlarımız için ayrılan kaynakların kullanılamaması neticesinde ülke ekonomisi ve tüm sektörlerin rekabet edebilirliği daha vahim bir tablo ile karşımıza çıkmaktadır. 
2019 Mali yılı Bütçesi ülke insanımız, Kamu Maliyemiz ve Ekonomimiz açısından 2018 yılına oranla daha sıkıntılı olacağını 2019 Bütçesine bakarak şöyle sıralayabiliriz;
•    2019-2021 TC-KKTC Ekonomik İşbirliği Protokolü; 2019-2021 TC-KKTC Ekonomik İşbirliği Protokolü bugün oldu neleri içerir, nelerden oluşur hala gündemde yok! Halbuki 2019 Mali yılı bütçesi hazırlanmadan söz konusu protokol imzalanarak TC’den gerek kredi gerekse hibe kaynakların rakamları en az bütçe büyüklüğünde artırılarak 2019 Bütçesinde ödenek ödenek (proje proje)  belli olması gerekirdi. Fakat 2019 Bütçe Yasa Tasarısında; 2019 Mali yılı Bütçe büyüklüğü 2018 Bütçesine göre % 33 oranında artırılırken, TC Kredi ve Hibelerde bu oran sadece % 3 artmıştır. % 3’lük artış son derece komiktir. Çünkü “Döviz krizi” neticesinde TL’nin değer yitirdiği bir ortamda hangi alt yapı sorununa %3’lük bir artış ile hükümet çözüm bulacaktır. Bu konuda hükümete çok büyük görev düşmektedir. Hızla TC’nin yetkilileri ile temasa geçmelerini (eğerlim iyi diyalog varsa!!! ) ve en az 2019 Bütçesine ayrılacak olan Kredi ve Hibe oranlarının en az %35 oranında artırılmasının yollarını bulmalarını hem ülke insanı hemde KKTC Kamu Maliyesi ve Ekonomisi için son derece önemlidir. 2019-2021 TC-KKTC Ekonomik İşbirliği Protokolü imzalanmaması, demek, mevcut haliyle bile KKTC Bütçe açığının 2 Milyar 120 Milyon TL’ye tekabül etmesidir (kâğıt üstünde). Bu oranda genel Bütçenin %37’sinin Bütçe açığı anlamına gelmesidir.
•    KKTC Kamu Maliyesi borç stoğu; KKTC Kamu Maliyesinin iç borç stoğu 7 milyar dış borç (TC) 6 milyar TL civarıdır. İç borç stoğu Kamu bankalarına ve İhtiyat sandığına olan borçlardır. “Döviz Krizi” sonrasında mecburi “Faiz” artırımı sonrasında İç borç stoğu her yıldan daha fazla artarak devam etmektedir. İç borç stoğu ülke ekonomisi açısından yatırımı da minimize eden ve yüksek faizi tetikleyen en büyük sorunlarımızdan hatta bütçe açığından da önemli bir sorundur. Malesef 2018 yılında iç borç stoğunun faiz gideri de ödenememiştir. Faiz gideri bile ödenmeyen bu borç stoğu katlanarak gelecek kuşakların omuzlarında en büyük sorun olmaya devam etmektedir. 2019 yılında ayrılan kaynak 2018 yılı ile aynı büyüklüktedir. Faizlerin arttığı bugünlerde borç stoğunun faiz giderlerini bile ödeyemeyen bir Maliye yönetimi sizce başarılı mı???
•    Kayıt dışı ekonomi; 2019 Bütçe Yasa Tasarısına baktığımızda kayıt dışı ekonomi ile ilgili hiç bir aksiyonun olmadığını, gelirler bütçesine bakarak görebiliyoruz. Maalesef 2019 bütçesinde de dolaysız vergi gelirlerinin (KDV, Harç ve Fon) dolaylı vergilerden (Kurumlar vergisi)  daha fazla artış öngörüsü olduğunu üzülerek söyleyebiliriz. Hala çok kazanandan çok az kazanandan az vergi analayışını kazandıracak anlayışa 2019 yılında da geçilemeyeceğini ve kayıt dışı ekonomi ile ilgili hiç bir aksiyonun olmadığı 2019 bütçe gelir verileri bize göstermektedir.
•    Hayat Pahalılığı (Enflasyon); Bildiğiniz üzere hükümet “döviz krizi” neticesinde yaz aylarının içerisinde sözde “döviz krizinin” etkilerini azaltıcı tedbirler almıştı. Fakat bu tedbirlerin ülke insanımızın hayat standartını yükselmesine ne kadar etki etmiştir? Hükümet kendi eli ile enflasyonu bilerek veya bilmeyerek maalesef KKTC’de tetiklemiştir. Hem elektrik hem de akaryakıt fiayatlarını “döviz krizinin” yarattığı hava ile panik-telaşa kapılarak çok yüklü miktarda hükümet zam yapmıştır. Bu zamlar ada ve kapalı ekonomi olan ülkemizde enfalsyonu doğrudan (girdi maliyeti) etkileyen en büyük etken olmuştur. Bu da KKTC Bütçesi’nin % 84’ünü oluşturan Personel giderleri ( % 36) ve Cari Transfer ödemelerinin  (maaş nitelikli ödemeler) (% 48) 2019 bütçesinde enflasyon neticesinde artmasına vesile olmuştur. Enflasyon konusunda hükümet Ekim, Kasım, Aralık 2018 hayat pahalılığını önce yasa gücünde kararname sonra da yasa ile kamu çalışan ve emeklerine durdurmuştur. Hükümetin aldığı bu kararda acale ve panik havasında alınmış ve belki de KKTC Kamu Maliyesinin fazladan para ödemesine vesile olacaktır. Aralık 2018 ayında enflasyon eksi eğiliminde çıkarsa ocak 2019 ayı sonunda Hazine  daha fazla ödeme yapacaktır. (Akaryakıt ve tüp gaz indirimi sonrasına ayrıca dövizin ateşinin düşmesi ile benim öngörüm Aralık 2018 ayında enfalsyon eksi eğiliminde olacaktır.)
•    Ek mesai sorunu; 2017 yılında yaklaşık 120 milyon TL, 2018 yılında yaklaşık 155-160 milyon TL olacak olan ve giderek Kamu Maliyesine büyük yük olan ek mesai ödemeleri için, 2019 bütçesinde eğerlim hükümet çözüm üretmez ise 200-210 milyon TL ödeme yapılacaktır. Gerek rotasyon gerekse istihdam yapılarak ek mesai ödemelerinin Kamu Maliyesi üzerindeki yükü azaltılabilir. 
•    Yatırım bütçesi; 2019 Bütçesinde gerek TC’den gerekse Mahalli kaynaklar çerçevesinde alt yapı yatırım Bütçesi maalesef %10 civarındadır. KKTC’nin yıllardır ihmal edilen yol, çevre, sağlık, eğitim ve diğer alt yapı sorunları bu kadar az miktarla nasıl çözülecektir...
•    Orta vadeli mali plan; KKTC Bütçesi maalesef stratejik hedeflerden uzak, hiç bir plan ve programdan yoksun olarak hazırlanmıştır. Giderlerin fazladan şişirildiği gelirlerin yeterli oranda öngörülmediği 3 yıllık hedeflerden uzak, sadece ve sadece personel ödemeye endeksli bir bütçe hazırlanmıştır… 

YORUM EKLE

banner471

banner473