banner564

KKTC ve Su yönetimi

Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG), KKTC tarihinin en geniş tabanlı, koalisyon hükümetini kurdu. Güvenoyu alarak Temmuz 2015’de göreve gelen hükümet, çok uzun gitmez, ha bozuldu-bozuluyor, ha düştü-düşüyor söylemleri içinde bugünlere kadar gelebildi. Gelinen noktada UBP’nin çıkışı ile herkes 24 Şubat 2016 çarşamba gününü beklenmeye başladı. Çünkü UBP Genel Başkanı, Başbakan Ömer Kalyoncu’ya çarşambaya kadar “su krizini” sonlandırma çağrısı yaptı.
Temmuz 2015’de göreve gelen hükümetin, göreve gelirken meclise sunduğu CTP-BG ve UBP hükümet programının bir bölümü su ile ilgilidir. Hükümet programında;
“Ülkemizde su kaynaklarının doğru değerlendirilmesi ve suyun doğru etkili ve verimli kullanılması yaşamsal önemdedir.” cümlesi ile başlayan su başlığı altında 19 madde sıralanmıştır. İlk altı madde;
1. Türkiye’den gelecek olan yıllık 75 milyon metreküp suyun mevcut su kaynaklarına entegre edilmesi ve entegre su kaynakları yönetimi için su ile ilgili tüm Bakanlıkların ve Belediyelerin sürekli istişare içinde olması sağlanacaktır. 
2. Türkiye’den gelecek olan suyun herhangi bir sebepten dolayı çok uzun süre (3-4 ay) aksaması durumunda eski sistemden faydalanabilmek için içme suyuna uygun şu an kullanılan kuyuların ve iletim hatlarının çalışır durumda tutulması sağlanacaktır. 
3. Türkiye’den ülkemize ulaşması beklenen yıllık 75 milyon metreküp suyun tarım amaçlı kullanılacak olan miktarının Güzelyurt akiferine yapacağı katkıları maksimize etmek için teknik ve bilimsel çalışmalar başlatılacak ve Güzelyurt akiferinin hem nitelik ve hem de niceliğinin artırılması sağlanacaktır. 
4. 75 milyon metreküp suyun içme ve kullanma amaçlı kullanılacak olması Beşparmak Dağları akiferindeki mevcut su kuyularının minimum kapasitede kullanılmasını sağlayacaktır. Bu fırsat, teknik çalışmaların başlatılması ile birlikte yağmur sularının akifere yapacağı beslenme miktarını maksimize edecektir. Bu çalışmalarda hedef Beşparmak Dağlarının üzerindeki pınarların yeniden akar duruma gelmesini sağlamaktır. 
5. Türkiye’den gelecek olan suyun tarım sektöründe kullanımı için hazırlanan taslak sulama projesi gözden geçirilerek mevcut sisteme entegresi sağlanacaktır. 
6. Ülkenin bütününü kapsayan su yönetim planı altı ay içerisinde hazırlanacaktır.
Sizlerin de dikkatine getirmek isterim ki ülkemizdeki su kaynakları diye başlayan başlığın ilk beş maddesi Türkiye’den gelecek sudan bahsediliyor. Ancak altıncı madde de yuvarlak ve kısa bir cümle ile ülkemizdeki su yönetimine yer veriliyor. Diğer bir değişle hükümet programında sahip olduğumuz su kaynaklarına yönelik bir ibre yok. Yani kısacası kendi yerel su kaynaklarımızın yönetiminden söz eden yok. Bir şekilde yerel su kaynaklarımız, su işleri dairesi tarafından yönetilmekte belediyeler tarafından da işletilmektedir. Fakat bu yönetim ve işletme şekli su kaynaklarımızı yetersiz kılmıştır.
KKTC Anayasası, Devletin Mülkiyet Hakkı maddesinde kısaca eder ki, yeraltı ve yerüstü doğal kaynaklar devletin malıdır. Yani kısaca toplumun malıdır. Şimdi iki örnek ve iki soru;
Bizim Hasan Dayı, hayvanlarını sulamak için mandırasında bir su kuyusu açar ve hayvanlarını sular.
Peki, topluma ait olan suyun ücretini kime öder?
Hasan Dayı bize kızmasın, bizde geçimini hayvancılıktan sağlayan Hasan Dayı’ya bir şey demeyelim. Fakat evlerin bahçelerine yapılan ortalama beşe on metre ölçekli ve dolması için en az yüz ton su gereken yüzme havuzlarına ne demeli! Sizce nasıl dolduruluyor bu yüzme havuzları? Büyük bir oranla villanın bahçesine kazılan su kuyusundan. 
Yine soruyorum, yaşadığımız coğrafyada ne kadar yüzme havuzlu villa var ve devlete, yani topluma ait olan yeraltı suyundan doldurulan yüzme havuzlarının su parası kime ödeniyor?
Örnekleri daha da çoğaltabiliriz ama bu basit iki örnekten de anlaşılacağı üzere, ülkemizdeki yerel su kaynakların yönetimi konusunda büyük bir boşluk vardır. 
Türkiye İle KKTC arasında imzalanacak olan su anlaşması, içme-kullanma suyu, atık ve yağmur suyu ile zirai sulama işleri için oluşturulacak bir kontrol sitemine yöneliktir. Çünkü yönetimde boşluk olmaz. Biz bir kontrol ve denetim yapamıyorsak birileri gelir yapar. Biran önce kısa ve uzun vadeli su yönetimi ile ilgili master planı hazırlanarak acil eylem planı ortaya konmalıdır. Yoksa TC-KKTC su anlaşmasına hayır demek kolaydır. Peki, ne yapalım sorusunun bir cevabı yoksa gündem yaratan su anlaşması öyle ya da böyle imzalanacaktır. Herkese iyi pazarlar…
YORUM EKLE

banner608

banner474