banner564

KKTC’nin sınav dönemi

   Türkiye, 4 milyonu aşkın Suriyeli’ye kapılarını açmak suretiyle 40 milyar dolardan fazla para harcadı…
   Yaşanan asayiş sorunları ayrı bir dert…
   Uzun yıllardan beri terörle mücadele için de çok paralar harcandı, çok şehitler verildi…
   Şimdi büyük bir deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyor…
   Elbette kolay olmayacak…
   On binlerce can kaybı ve yaralı insan var…
   Yetkililere göre 5 milyonun üzerinde insan evini, işini kaybetmiş durumda…
   Depremden etkilenip çadırlarda yaşamaya başlayan insanlar son günlerde bir de sel felaketiyle yüzleşti…
   Nereden bakarsak bakalım Türkiye’nin önünde çok zorlu bir süreç var…
   Bu kadar ağır bir felaketin üstesinden gelmek kolay değildir…
   Can kayıplarının yanı sıra ekonomide ağır kayıpların yaşanmakta olduğunu görüyor, üzülüyoruz…
 
Kendi ayakları üzerinde durmak

   Türkiye’nin bu kadar ağır sorunlarını dikkate alarak, KKTC’nin hiç olmazsa bu süreçte ‘kendi ayakları üzerinde durabilecek’ bir yapıya kavuşması şarttır…
   İkide bir Ankara’nın kapısına dayanıp, mali yardım isteme alışkanlığını terk etmek zorundayız…
   Kuşkusuz; bunu yapabilmek için ciddi kararların alınması kaçınılmazdır…
   Öncelikle ‘devletin küçülmesinden’ başlamalıyız…
   Daha çok memur ve makam yerine, daha dar kadrolarla iş yapılmalı…
   Kamuya istihdamlar durmalı, ihtiyaçlı birimlere ‘fazlalık olan yerlerden’ aktarma yapılmalıdır…
   En üst kademeden başlayarak, alta doğru ilerleyerek tüm makam harcamaları kaldırılmalıdır…
   Resmi hizmet araçları satılmalı, elde edilecek gelirler okul ve hastane yapımlarına harcanmalıdır…
   Ankara belediye Başkanı’nın yaptığını yapmalı…
   Yaklaşık 6 milyon nüfuslu bir kentin belediye başkanı tüm makam araçlarını satabiliyor ve kendisi minibüsle işe gidiyorsa, KKTC’yi yönetenler de bunu yapabilmelidir…

Çadırlar hemen kaldırılmalı

   Ekonomisi turizm ve eğitime bağlı olan bir ülkede güven sağlayıcı adımların atılmasını istiyoruz…
   Gelen turistlere ‘deprem paniği’ yaşatmak ve çadırlı okulları göstermek yerine; eğitimi sağlam binalarda gerçekleştirmeli…
   Veya sağlam binalarda çift vardiya eğitime geçilmelidir…
   Bu yönde atılacak adımlara halkın çok büyük destek vereceğini biliyoruz…
   Çünkü ‘çadırda eğitim’ bir ihtiyaç değildir…
   Ana sorun imkanların gerektiği şekilde kullanılmamasıdır…
   Atıl durumda onlarca bina varken, eğitimi çadıra kaydırmak kabul edilemezdir…

Örgütlere düşen görev

  Gelinen noktada Kuzey Kıbrıs’ın Ticaret ve Sanayi Odaları, Otelciler Birliği gibi güçlü kurumlarının devreye girmesi ve siyasileri cesaretlendirmesi daha da önem kazanıyor…
   “Bizi destekleyin” yerine “ülkemizi ve insanımızı koruyun” diyecek yeni bir stratejiyle ciddi adımların atılması gerekiyor…
   Hemen tüm sektörlerden ‘kriz’ haberlerinin geldiği bir dönemde ekonomik örgütler sessiz ve tepkisiz kalamaz…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Sayın Akar , KKTC’yi getirdiğimiz noktada bugünkü Çadırlı günlere niye kızıyoruz acaba ? Ganimet düzeni ile kurduğumuz KKTC’’de Rum mallarını yıllardır satıp zil çalıp oynadık ! Elbet bu yanlışın bedelini Çadırlarda ödeyeceğimizi Dünyada bizden başka bilmeyenimiz mi var yani ! Ganimet bitmeyecekmiş gibi yıllardır Dünyaya meydan okuyup durduk ne BM , ne AB ne Yatırımcı dedik biz bize yeteriz deyip hepsini kovduk ! Zengin Ülke İngilterede yaşayan yüz binlerce Kıbrıslı Türkü beceriksizliğimizden kaybettik ! ingilterede doğup büyüyen gençlerden Para veya Askerlik istedik ! Gelenleri bin pişman edip geri gönderdik ! Geçtiğimiz tüm köprüleri yakıp yıkıp yalnızlaşıp Biz Bize kaldık ? Ben yaparım olur KKTC’sini bugün getirdiğimiz Çadırlı günlere Üzülmeyelim Beterin Beteri var diye bir Atasözümüz vardır ! İçine düştüğümüz düzen ile yatalak olan KKTCyi Anavatan Türkiye’nin milyar milyar paraları bile ayakta tutamaya yetmedi ! Batırıp talan ettiğimiz KKTC’de elimize verilen Mal Tazmin Komisyonunu da çalıştıramadık ! Hazırlıklı olalım önümüzdeki günlerde KKTC’de 300bin Çadıra daha ihtiyacımız olacak ! “ For ever TRNC !

banner608

banner473