banner564

KKTC’nin yıldönümünde anlamsız konuşmalar!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilan edilişinin 41’nci yıldönümü kutlandı.
Hamasetin bini bir paraydı… Kimisi KKTC’yi “adadaki tek meşru devlet” ilan etti; kimisi “kıyamete kadar yaşayacağının” garantisini vermeye çalıştı. Bir laf yarıştırma sürecidir de gidiyor! Kim daha ileri gidecek diye kafa yoruyorlar herhalde… Bu yarış şiddetini artırdıkça, inandırıcılık kayboluyor; kutlama giderek anlamsızlaşıyor. Kimse bunu umursamıyor!
Kutlanacak bir güne ihtiyacımız vardır, elbette. Böyle bir kutlama gününde, nereden geldiğimizi ve nereye gidebileceğimizi değerlendirir; tarihsel köklerimize atıfla toplumsal devamlılığımızın önemini kavrayabiliriz. Bu kutlama günleri, yetişmekte olan nesillere bir “tarih bilinci” aşılamak bakımından da önemlidir.
15 Kasım’a böyle yaklaşacaksak, 15 Kasım 1983’te ilan edilen bu cumhuriyetin 15 Kasım 1967’deki Geçitkale-Boğaziçi direnişi gibi direnişler üzerinde yükseldiğini unutmamak gerekiyor. 15 Kasım 1983’te ilan edilen cumhuriyetin gökten zembille inmediğini, aslında Kıbrıs Türk halkının uzun bir süredir kendi kendini yönetmeye çalışan politik bir varlık olduğunu da görmezden gelmemek gerekiyor. Ondan önce Kıbrıs Türk Federe Devleti; ondan da önce Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi ve ondan da önce Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi vardı. Bütün bunlardan da önce Kıbrıs Türk halkının Evkaf, Maarif ve kooperatifler gibi kendi kendine yeten kurumları vardı.
KKTC’nin neden ilan edildiği ise tartışma kaldıran bir konudur. Kimileri bunu, Kıbrıslı Rumlar ile ortaklık arayışlarının sonu olarak kabul etse bile kuruluş bildirgesi tersini söylemektedir: “(…..) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının iki eşit halk arasında ortaklığın bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözülmesini engellemeyip, kolaylaştırabileceğine kani olan (……) Meclisimiz, KIBRIS TÜRK HALKI ADINA, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve Bağımsızlık Bildirisini onaylar.”
Sizin anlayacağınız, KKTC, federal çözüm bulunmasını kolaylaştırmak için kurulmuş… Buna da “seçilmiş Meclisimiz” karar vermiş…
Bir söyleşide İsmail Bozkurt’a, “Kıbrıs Türk Federe Devleti olarak ne yapamıyorduk ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu?” diye sormuştum. Yanıtı çok netti: Hiçbir şey!
Yine de kurulmuş ama…
Ortada böyle bir tarihsel geçmiş ve tartışmalı bir ilan olduğunu gizlerseniz gitmek istediğiniz hedef konusunda fikir birliği sağlamamız çok zor olur. Nitekim şimdiki durumumuz böyledir. Kimimiz “bayram haftası” der; kimimiz “mangal tahtası”! 
Kutlamalar Cuma günü yaşandı ve bitti. 
Biz bugün, kaldığımız yerden devam edebiliriz!


Gelecek yıl KKTC’nin 42’ci yaşını kutlarken daha mutlu ve umutlu olacağımızı söyleyebilecek tek bir kişi var mı? Nutuk yarışının devam edeceğinden emin olanımız çoktur ama…
 

YORUM EKLE

banner471

banner473