banner564

Klişe sözler ve gerçekler

  Kuzey Kıbrıs’ta şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz olaylarının artması üzücüdür…

   Bunların tümüyle önüne geçebilmek ise çok zordur…
   Fakat daha katı kurallar ve planlı projeler ortaya konulursa, sayıları azaltılabilir…
   Çok sayıda insanın ‘kötü oyunları’ bozulabilir…
   Bunun için de yasalarımızın elden geçirilmesi şarttır…
   Kadınlarımızın arada bir spor kıyafetleri giyerek, rujları sürdükten sonra ailecek yürüyüş yapması “farkındalık yaratmak” açısından faydalı olabilir…
   Fakat bu tür yürüyüşlere katılanlar veya eylemleri yayın organlarından takip edenler; zaten şiddete, cinayetlere ve tecavüzlere karşı olanlardır…
   Önemli olan bu ülkede yaşayıp da gazete okumayan, TV izlemeyen veya dilimizi bilmeyenlere ulaşabilmek ve suç işlemeye alışmış olanlara yönelik caydırıcı önlemler alabilmektir…
   Ülkemize sonradan gelen veya burada ‘geçici olarak bulunan’ insanların yanı sıra bir de kendimize bakmamız gerekiyor…
   Hala Tam Gün Eğitime geçemeyen bir ülkede çocuklarımızı diğer tüm derslerin yanı sıra sosyal yönden nasıl eğitebileceğiz?..
   Biri bunu bizlere izah edebilir mi?..
   Sabah 08.00’de derse başlayan, bazen 12.00’yi bulmadan okuldan ayrılan çocuklarımızı ne kadar eğitebiliyoruz?..
   İlk, orta, lise ve üniversite döneminde sosyal ve kültürel yönden eğitilmeyen, bazı dersleri ezberlemek suretiyle sınıf geçen çocuklarımızı gelecekte ne tür tehlikelerin beklediğini düşünebiliyor muyuz?..
   “Hade be, yürü git be, yaparım be” sözlerinin gölgesinde büyüyen bu çocukların gelecekte ne tür suçlarla yüzleşeceğini düşünen kaç kişi vardır?..

Tek çare çözüm mü?

   Ne yazık ki; kendi içimizde alınması gereken önlemler konusunda kılını oynatmayanlar, artık klişe halini alan sözlerle kendilerini sorumluluktan soyutlamaya çalışıyorlar…
   “Tek çare çözümdür” diyorlar…
   Bilmeden, araştırmadan, okumadan, öğrenmeden fikir yürütüyorlar…
   Suçlara karşı cezaların yetersizliğini göremeyen, eğitimdeki sorunları önemsemeyen, dıştan gelenlere yönelik projelerin hazırlanmasını tartışmayanların sarıldığı tek kurtarıcı ‘Rumlarla çözüm’ oluyor…
   Halbuki; güneyde yapılan bir araştırmanın sonuçları; Rum halkı arasındaki suçların, Türk tarafından çok daha fazla ve ürkütücü olduğunu ortaya koyuyor…
   Her 4 çocuktan bir tanesinin ‘Sözlü ve diğer türlü’ cinsel istismara uğraması ne anlama geliyor?..
   Yine iş yerlerinde yüzde 38 oranında cinsel taciz yaşanması ne demek?..
   Bunları bir bir gözlerimizin önünden geçirelim ve uyanalım…
   Ciddi ve kalıcı bir çözüm istemek başka şey, suçlardaki artışı çözümsüzlüğe bağlamak başka şeydir…
   Klişe sözlerle bu tür ciddi sorunlarımıza çözüm bulamayız…
   Eksiklerimizi tespit ederek, tümünün giderilmesi yönünde çalışma yapmak ve ilgilileri icraata zorlamaktan başka bir seçeneğimiz yoktur… 

YORUM EKLE

banner471

banner473