Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Girne’de mülkü bulunan Titina Loizidu davasıyla ilgili olarak almış olduğu son karar Güney Kıbrıs’ta yoğun bir şekilde tartışılıyor…
   Hemen tüm Rum siyasileri AİHM’in kararına ateş püskürüyor ve Türkiye’nin yanında yer alan ülkeleri eleştiriyor…
   KKTC’nin yetkilileri ise bu kadar önemli bir gelişme karşısında sesini çıkarmıyor…
   Halbuki; AİHM’in kararı, Kıbrıslı Rumlara Taşınmaz Mal Komisyonu’nu başvuru adresi olarak gösteriyor…
   Öyleyse bize düşen görev, bu kararın gölgesinde sinip kalmak değil; tam tersi komisyonu bir an önce çalıştırmaktır…
   Ne var ki;  Kıbrıs’ın kuzeyinde kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu yıllardan beri ‘parasızlık yüzünden’ karar üretemiyor…
   Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalıştırılmaması halinde, AİHM kararlarının bir süre sonra aleyhimize döneceğini unutmamak gerekiyor…
   Kuzeydeki Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalıştırılmamasının bedeli elbette ağır olacak…   
   Bu komisyonun ne amaçla kurulduğu ve görevlerinin ne olduğu şöyle izah edilir:
   “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarındaki taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde iddia edilen haklar üzerinde değerlendirme yapmak ve bunun sonucunda mal iadesi, takas veya tazminata ilişkin bağlayıcı kararlar vermek…”
   Komisyonun resmen çalışmaya başlaması 17 Mart 2006’dır…
   Kuzeyde mal bırakan Kıbrıslı Rumların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye aleyhinde dava açmaları ve mahkemenin bu davalara çok uzun sürede dahi bakamayacak durumda olması nedeniyle; Kıbrıslı Türklere çok büyük bir fırsat yaratılmıştı…
   Çözümsüzlüğün devam etmesi, özellikle 2004 yılında Rumların Annan Planı’na “Hayır” demesi üzerine, AİHM tarafından böylesi bir kararın alınması ve Taşınmaz Mal Komisyonu’nu, bir mahkeme gibi kabul etmesi önemli bir kazanımdı…
   Bu karar sonrasında binlerce Kıbrıslı Rum, kendi hükümetlerinin ve kilisenin ağır baskılarına aldırmadan, kuzeydeki mülklerinin satışı veya takası için komisyona başvuru yaptı…
   Komisyon ilk yıllarda, Türkiye’den gönderilen paraları kullanarak, bazı mülklerin satışını da gerçekleştirdi…
   Fakat; kısa bir süre içinde kaynak tükenince, komisyon yeni kararlar alamadı…

Vergi yasası acilen geçirilmeli

   Şimdi bu son gelişme karşısında bizlere bir fırsat daha sunulmuş oldu…
   Bazı kişilerin “Guruş vermeyik” diyerek, Taşınmaz Mal Komisyonuna kaynak yaratacak  ‘şerefiye vergi yasası’nı engelleme girişimlerini bertaraf etmeliyiz…
   Yeni bir yasa ile, Rum mülklerinin satışında ek vergi koymalı ve Taşınmaz Mal Komisyonu’nu çalıştırmalıyız…
   Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın önerisi doğrultusunda KKTC Meclisi’nden, Rum Taşınmaz Malları’nın satışında yüzde 20 vergi kesintisi öngören yasanın bunca zaman geçirilmemesi çok büyük bir hatadır…
   Hatta gelecekte on binlerce insanımızı bir anda evsiz barksız, parasız pulsuz bırakacak kadar hayati bir ihmaldir…
   Sırf “Guruş vermeyik” diyen bir kısım insanı korumak adına veya ufacık partisel çıkarları düşünerek sağ ve sol partilerin sergilediği bu tavrın, Kıbrıslı Türklere maliyetinin çok ağır olacağını bir yerlere not edelim…