Genel seçimlerin tarihini belirlemek için nihayet Meclis’te bir komite kuruldu…
Ama bu komite büyük bir olasılıkla iktidar partilerinin istediği yönde karar alacak…
Yani seçimler Nisan 2022’de yapılacak…
Ne var ki; önemli olan seçim tarihinin belirlenmesinden daha çok seçim sistemidir…
Ne var ki; yıllardan beri şikâyet edilen sistemin değiştirilmesi yönünde herhangi bir adım atılmıyor...
Neden mi?..
Çünkü parlamentoya giren herkes bakan olmak ister de ondan...
Seçimi kazanan 3 günlük siyasetçiler bile, kurulacak kabinede yer almak ister...
Peki ama neden?..
Bakan olmak bu kadar mı önemli?..
Üstelik en basit soruya “Bu konuda kesin kararı MYK veya parti meclisi verir” diyen kişilerin bakan olmasıyla değişecek olan nedir?..
Elbette bir şey değişmez...
Sadece kendi bürokrat takımına karşı bazı emirler verir, o kadar...
Bunun dışında iddia edildiği gibi reform yapamaz...
Parti MYK’sı veya meclisinin belirlediği kararların dışına çıkamaz...
Sağlıkta veya eğitimde ‘Tam Gün’e mi geçilecek?
Konu parti yetkili kurullarına götürülür...
Toplantıda hazır bulunan 30 kişiden 16 tanesi “karşıyız” dediği anda reform projesi rafa kalkar...
Bizdeki siyaset anlayışı budur...
Partili birinin atamasında, yetersizlik olsa bile destek vardır...
Partili olmayınca, dünyanın bir numaralısı olsanız da destek yoktur....
Çalışma saatleri bile sorunlu
Bizde bırakın ‘reform’ diye adlandırılan bazı ufacık kararları, çalışma saatlerini dahi değiştiremezler...
Sigorta primlerini ödemeyen belediyelerin üzerine gidemezler...
Parasını Türkiye’nin verdiği ‘tamirat’ veya ‘yenileme’ gibi basit işlemleri dahi zamanında yapamazlar...
Bunları yapamayan iktidarlar, eğitim ve sağlıkta tam gün uygulamasına nasıl geçecek söyler misiniz?..
Geçemezler...
Elektrik kurumu ve telefonu özelleştirebilirler mi?..
Yapamazlar...
Hatta düşünce olarak tartışamazlar...
Tartışmaya başladıkları anda karşılarında sendikalar vardır...
Genel grev kararı alınır, protesto çelengi konur ve mesele kapanır...
Daha adım atmadan geri çekilirler...
Güneydeki sistem çok farklı
Kuzey Kıbrıs’ta, milletvekillerinin bakan yapıldığı sistemin bugüne kadar birçok sorunu da beraberinde getirdiğini hemen herkes kabul ediyor...
Öyleyse bu sistem neden değişmiyor?..
Milletvekillerinin bakan olamayacağı, bölgeciliğin ortadan kalkacağı, kabinenin teknokratlardan oluşacağı bir siyaset yapısı bu küçük ülkede neden kurulamıyor?..
Sorunun cevabı gayet basittir...
Parlamentoya girenler, bir daha seçilemeyecekleri veya bakan olamayacakları düşüncesiyle buna karşı çıkıyorlar...
Hazırlanan yasa tasarılarını bu düşüncelerle onaylamıyorlar...
Gerçek durum budur...
Ne var ki; bu yapının değişmemesi halinde KKTC’nin bugünkü sıkıntılardan kurtulması ve ileriye gitmesi mümkün değildir...
Bırakın ileri gitmeyi...
Geriye gidiş hızlanır...
KKTC gibi bir Ülkede , Kurultaylar, Seçimler , Ara Seçimler , Genel Seçimler ,Seçilenler ve Secilmeyenler ,Bakanlar , Başbakanlar, Kabineler , Atamalar , Atanmayanlar , İç İşleri, Dış İsleri gelenler ve gidenler veya Kurulacak olan Kimiteler Ne Yarar, KKTC nin bugün geldiği nokta “” Sıfır Sıfır Elde Sıfır “”
Yatırımsızliktan Dökülen, ve maalesef Yardımlarla ancak Ayakta Durabilen Kasası Boş olan bir KKTC
“” Aşılardan Haberi Olan Var Mı “” !!!!