Kuzey Kıbrıs’ın en önemli sorunlarından biri yolların çok kötü olmasıdır…
Bir diğer hayati sorun ise trafik kazalarıdır...
Üçüncüsü de çevrenin bozulması, her tarafın çöplüğe dönüşmesidir...
Sadece bu üç olay; Kıbrıs’taki insanların yaşam biçimlerini, bilgi, görgü ve becerilerini anlamak için yeterlidir...
Lefkoşa kent içi dahil, ana yolların hemen hepsi trafik açısından sakıncalı bir durumdadır...
Yolların hemen hepsinde trafik ikaz çizgileri silinmiş, yok olmuş, birçok yerde otlarla kapanmış vaziyettedir...
Makam aracının arka koltuğunda oturan ve bir kentten, ötekine gidip, gelen bakanlar bunları her ne halse göremiyorlar...
Büyük bir olasılıkla yol boyunca cep telefonlarıyla konuşuyor, dost, akraba ve partilerinin işlerini takip ediyorlardır...
O nedenle pencereden dışarı bakmıyor, ülkenin ne hale geldiğini göremiyorlar...
Yazın kavurucu sıcaklarında, turizm merkezi Girne’nin doğusu ve batısındaki ana yollarda trafik adacıkları, orta refüjler ve yol kenarları otlarla örtülüdür...
Ağaç boyundaki otları aylardır ne gören oluyor, ne de temizleyen...
Bırakın köy yollarını…
Başkent Lefkoşa’nın yollarında trafik çizgileri, ikaz işaretleri görünmez durumdadır...
Yollarda çökmeler vardır...
Kimse görmüyor mu?
Kıbrıs’ta yaşayan bir insan olarak; bizlere bu yaşatılanlar karşısında büyük üzüntü duyuyoruz…
Seçim zamanında oy verdiğimiz insanların, bir makama geldikten sonra görevlerini ihmal etmelerinin bir insanlık suçu olduğunu anlamalarını bekliyoruz ama olmuyor, anlamıyorlar...
Bu devlete ve insanlara hiçbir konuda hizmet vermiyorlar...
Bizlerden vergi olarak topladıkları paraları aydan aya kamu görevlilerine dağıtma ve insanları ‘yerinden oynatma’ dışında bir faaliyet göstermiyorlar...
Yollar çökmüş, trafik ikaz işaretleri yok olmuş, insanların hayatı tehlikeye atılmış, her taraf kuru otlarla kaplanmış, çöp dağları oluşmuş, plastik torbalar havada uçuyormuş, bunların hiçbirini görmüyor, umursamıyor ve önlem almıyorlar...
Böylesi güzel bir ülkenin gözlerimizin önünde batmasını sadece seyrediyorlar...
Bundan 49 yıl önce elde edilen olanaklarla, Küçük bir İsviçre olması gereken Kıbrıs’ın kuzeyini ‘çöplüğe’ çevirmenin bir insanlık suçu olduğunu onlara birilerinin sürekli hatırlatması gerekiyor...
Peki bunu kim yapacak?..
Elbette sivil toplum örgütleri...
Sıradan vatandaşlar da onları ‘ses vermeye’ zorlayacak...
Artık sesimizi yükseltmekten başka çaremiz kalmadı…
Konuşacak ve uyaracağız…
Dökülen ve Tuttuğun elinde kalan Bakımsız onarımsız KKTCnin Neyine Üzülelim ki ? Varsın yıkılan Yıkıldığı dökülen döküldüğü yerde kalsın ne olmuş yani ! AB Toprağı KKTC çözüm sonrası Kuzey Kıbrıs’a AB’nin milyarlarca Euro harcayarak Yollarını Limanlarını Elektriğini Suyunu Altyapısını Üstyapısını Avrupa Standartlarına getirip KKTCyi Yaşanabilecek bir Ülke yapmasını niye beklemeyelim ki ?
Varsın KKTCde yıkılan yıkıldığı yerde dökülen döküldüğü yerde kalsın Teknecik ile Zehirlenmeye şimdilik devam edelim Çadırlarda Çocuklarımıza Eğitim öğretelim dökülen yollarımız ve çevremiz ile Lağım Sularımızı Çevremize Denizlerimize akıtalım Elektriksiz , internetsiz ve Susuz kalalım Kimin umurunda ?Türkiye’nin bunca yıl verdiği Milyar ve Milyar TL’ler bir işe yaramadı varsın çözüm sonrası AB toprağı KKTCye AB’den Milyar Milyar Eurolar aksın ne olmuş yani !!!!