Günlerdir diyoruz ki bu dönemde her yer kapalı kalmalı bir tek Meclis’imiz açık olmalı. Bununla ilgili size geçenlerde rakamlarla bilgi vermiştim yine bu köşede.
Ankara’da TBMM’de 600 vekil 8 bin çalışan ile birlikte Corona salgını demeden mesai yapmaya ve yasa üretmeye devam ediyorlar. Bizde de aylar sonra “konuşmak” için dün Meclis toplandı. Hiçbir karar üretmeden saatlerce konuştular, devlet televizyonu ve bazı web TV’lerde saatlerce bu konuşmaları yayınladı
Örneğin saat 16.20’de Meclis TV yayında iken 210 kişi sosyal medyadan bu yayını izlerken aynı saatlerde bir web TV’de Barbaros Şansal’ı 430 kişi izliyordu.
Daha düne kadar iktidar milletvekili olanlar hatta bakanlık yapan muhalefet vekilleri, genel konular üzerinden ahkâm kesiyorlardı. “Neden böyle bir salgın için kendi iktidar dönemlerinde bir hazırlık yapmadıklarını mesela” anlatmıyorlardı.
İktidar vekilleri ve bakanları da yaptıklarını sanki günlerdir televizyonlarda anlatmamışta “ilk kez kamuoyu ile paylaşıyorlar” edası ile bütçe dönemindekine benzer konuşmalar yaptılar.
Meclis TV’nin sosyal medya hesabına bir vatandaş yorum yapmış; “Meclis TV’yi canlı izliyorum. Muhalefet mi iktidar, iktidar mı muhalefet?”
Mecliste uzun ve zaman zaman sert geçen tartışmalar içinde bir vekilimiz oturduğu yerden “büyoooo” çekmez mi? İşte Meclis’te dün üretilen ve kayda geçen tek şey…
Sevgili okular, tüm dünya yeni bir düzen için hazırlıklara başlamış iken bizim Meclis’imiz sanki vekiller hiç konuşmuyor, evlerinde kapalı kaldılar 2 ay boyunca, biraz konuşsunlar da seçmenleri görsün misali dün boşu boşuna mesai yaptı.
Keşke bir Hal Yasası, keşke ekonomiye dair bir yasa, keşke yerli üretimi teşvik etmeye yarayan bir yasa, keşke salgın süresinde kurallara uymayanlar için bir yasa yapmış olsalardı…
Kısacası dünün özeti “geldiler, konuştular ve dağıldılar. “
İngiltere’ye bağlanıyor muyuz?
Sadece vekiller mi boş konuşuyor? Yooo, kamuoyu da boş konuşuyor. Öyle boş tartışmalar ile günü gün ediyoruz ki elimizdeki en kıymetli şeyi; “zamanı” boşa harcıyoruz.
Efendim Besim Tibuk, Türkiye ekonomisinin durumunun kötü olacağını söyleyerek, KKTC’nin İngiltere’ye bağlı olmasını istediğini belirtmiş.
‘Vay efendim sen misin bunu söyleyen’, dünden beri ne demediklerini bırakmadı bazıları. Bu lafın üstüne mal bulmuş mağribi atlayanlar mı istersin, milliyetçilik naraları atanlar mı dersin.
Sanki Besim Tibuk bu konuda bir referandum yapılacakta onun öncesi beyanat verir gibi bir hava yayıyorlar iki günüdür kamuoyu önünde.
Sanki Besim Tibuk’u çok dinliyordunuz, dediklerini de aynen yapıyordunuz ya, bunu da hemen yapacaksınız…
Sevgili okurlar, Besim Tibuk son zamanlarda Türkiye’nin KKTC’ye para gönderme konusundaki isteksizliğini söyledi ve burada da bir kinaye yani mecazi bir göndermede bulundu.
Öyle ki Tibuk’un bu sözlerinin ardından gönderinin gittiği AK Parti’den de cevap gecikmedi, “Türkiye, KKTC'nin bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek güçtedir” denildi.
Kuvvetle muhtemelde Besim Tibuk, bunu duyurmak istiyordu, istediğine de ulaştı. Ama bunu anlamayacak kadar kör ve cahil olanların yazdıkları, gerçekten ne kadar boş kişiler ile birlikte olduğumuzun en büyük kanıtıdır.
Petrol ‘su’dan ucuz
Yeni bir dünya düzeni inşa ediliyor diyoruz ya, işte onun en büyük ayak seslerinden bir tanesine şahit olduk geçen gece. Bir varil petrol, bir şişe sudan daha ucuz hale geldi.
Uğruna hala daha savaşların devam ettiği, akan kanın durmadığı petrol, para etmiyor artık. Bakalım bu yenidünya düzeninde daha neler göreceğiz ilerleyen günlerde…
MESAJLAR
Gürsel UZUN: Organik üretim de yeni bir döneme geçmişiniz ve çiftlikte artık sebze ve meyve de yetiştirmeye başlamışsınız. Bu arada ilerleyen günlerde ufak bir açılışta planlıyormuşsunuz.
Muhadar AKAR: DAÜ’de seçimler ertelendi ertelenmesine ama kulis faaliyetleri hız kesmeden devam ediyormuş. Bu arada bu kadar çok adayın olduğu bir seçimde favori göstermekte pek mümkün değil galiba.
Doğuş DERYA: Dünkü genel kurul sırasında neredeyse tüm vekillerin maskeleri birbirine benzerken sizin taktığınız maske hepsinden farklıydı. Sanki de gaz maskesi gibiydi.
Menteş GÜNDÜZ: Karantina günlerinde beli ki eliniz hiç tıraş bıçağına gitmemiş. Yoksa sizde berber olmadan tıraş olamayanlardan mısınız? Neyse artık yasağın kalkmasını beklemeden başka çare yok.
Özel KADIOĞLU: Evde televizyonun karşısına kurduğunuz kırmızı tek kişilik koltuk sanki de bakan koltuğu gibi. Neyse bugünlerde bazı bakan koltukları sallanırken sizinkisi garanti, kıymetini bilin evdeki koltuğun.
Ünal ÜSTEL: Turizm Haftasında karantina sonrası için çalışmalara başladığınızı açıkladınız. Eğer gerçekten hazırlıklar erken tamamlanırsa belki kriz bir fırsat olabilir bizim için.
Ahmet BENLİ: Karantina sonrası vatandaşın güzel bir manzara ile karşılaşması için şu yollardaki çiçek düzenlemelerine biraz hız verseniz hiç fena olmaz.
Hasan KAHVECİOĞLU: Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda son günlerde çok ciddi bilgi eksikliği olduğunu görüyoruz. Ya şeker durumları tavan vaziyette ya da eskisi gibi kadar yeteri özeni göstermiyorsunuz.
Dr. Faiz SUCUOĞLU: Maaş yardımları konusunda anlık veri paylaşımda bulunmanız herkesi ziyadesi ile memnun etti. Gerçekten muhalefet bile bu konuda sizi tebrik etti.
Burçin DÖVEÇ: Ülkeye bir pandemi hastanesinin kazandırılması konusunda gösterdiğiniz hassasiyet takdire şayan. Umarız biran önce bakanlık gerekli adımı atar.
Salahi ŞAHİNER: Dediğiniz gibi üreticin elinde bu yıl mahsul kalabilir. Bu konuda çok kısa zamanda çok ciddi tedbirlerin alınması gerekiyor. Umarız bir şeyler yapılabilir.
Kemal BELEVİ: Gitar ile icra ettiğiniz besteler, dünyanın en önemli klasik müzik yayıncısı Naxos tarafından bir albüm halinde Mayıs ayı başlarında müzik piyasasına sürülüyormuş. Tebrik ediyoruz, başarılarınızın devamını bekliyoruz.
Oktay KAYALP: Valla 10 gazeteci arkadaş bir araya gelsek ve sizin son haliniz karşısında hiçbirimiz sizi tanıyamaz. Eski halinizden resmen eser yok şimdi. Ak saçlı, ak sakallı dede gibi olmuşsunuz.
Mehmet HARMANCI: Aman toplandılar da çok mu iş ürettiler sevgili Mehmet. Sende diyorsun ki bu dönemde neden on-line yapılamıyor toplantılar. Şekline değil, içeriğine bak sen.
