Türkiye’nin 98’inci yıl dönümünü kutladığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı gönülden bizlerde kutluyoruz. Gazi Mustafa Kemal’i, silah arkadaşlarını ve Cumhuriyet yolunda şehit düşenleri rahmetle anıyoruz.
Ülke gündemini uzun süredir meşgul eden Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) kurultayı dün başladı ve bugün de devam edecek. Kurultay açılışındaki konuşmaları televizyondan izledim. UBP’nin kurultay sloganı “Geçmişte izimiz, geleceğe sözümüz var” olarak belirlenirken, birlik ve beraberlik vurgusu yapılmaya çalışıldı. Ancak kurultayda konuşma yapanları dikkatle dinleyenler, satır aralarını iyi analiz yapabilenler işin aslının öyle olmadığını görmüştür. 
Geçmişteki UBP geçmişteki kurultaylarını hatırlayanlar, kurultay kavgalarının katlanarak büyüdüğünü göreceklerdir. Mahkeme salonlarına kadar uzanan 19’uncu UBP kurultayı belleklerimizden silinmezken, son yaşananlar da parti içi çekişmelerin devam ettiğini gözler önüne sermektedir.

Parti içi birlik beraberlikten söz edilirken bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini, kurultay açılışında yapılan konuşmaların üç unsuruna bakarak anlayabiliriz. Bunlar: “Dil”, “Düşünce” ve “Kültür” dür. Bu üç unsurun uyumu olmadan birlik ve beraberlikten söz edilmesi mümkün değildir.

Dil, insanın vazgeçilmez, ayrılmaz, bölünmez, parçalanmaz bir unsurudur. Düşünce dille ifade edilir. Dil-düşünce ilişkisi konuşanların dünya görüşünü ve algılayışını da belirler. Dolayısıyla dil ve düşünce ilişkisi gerçeklikten ayrılmaz. İnsanların eylemleri sonucunda düşünce oluşur. Düşüncenin kökeninde insanın ve toplumun varlığı vardır. İnsan topluluğunun dışında asla düşünce olamaz, düşüncenin üreticisi de kullanıcısı da insan topluluğudur. Kültür; toplum içinde kazanılan inanç, davranış ve düşünce kalıplarıyla meydana gelen bir eylemdir. Kültür; toplumlarda yaşayan insanlar tarafından yaratılır, yaşatılır ve ortaklaşa paylaşılır. 

UBP kurultayının açılışında yapılan konuşmaları dil, düşünce ve kültür açısından değerlendirsek; birlik ve beraberlik çağrılarının gerçeği yansıtmadığını rahatlıkla görebiliriz. Konuşmacıların konuşma dillerinden düşünceleri açık açık okunabiliyordu. UBP kurultayında kimin ne söylediğini yerel basından rahatça okuyabileceğinizden dolayı burada tekrar etmeyeceğim. Ancak UBP kurultayında konuşulanlardan çok konuşulmayanlar daha dikkat çekicidir. Yarım kalan önceki kurultay, hükümet oluşturabilmek için başka partiden istifa eden vekillerle oluşturulan azınlık hükümeti, siyaset mafya ilişkisi içinde kurulan komplolar, başarısız bir ekonomi yönetimi ve uzayıp giden liste…

UBP kurultayında konuşulmayan olayların daha derinlemesine iyice irdelenmesi gerekmektedir. Dil, düşünce ve kültür ilişkisi içinde konuşulmayanlar coğrafyamızda kendi insanlarımız tarafından yaratılmıştır. Yaratılan ve de konuşulmayan olaylar hasıraltı edilirse coğrafyamızda biat kültürü iyice yerleşecektir!

Herkese güzel bir hafta dileklerimle iyi pazarlar.