Evrensel kurallara göre tanımlayamayacağımız bir ortam oluştu. Kapitalizm diyemiyorum. Çünkü bu sisteminde tarihsel süreç içinde toplumsal sınıf mücadeleleri ile oluşmuş, ekonomik ve hukuki kuralları var. Bizde 5 yıldır yaşanan ekonomik ortam; vur vuranın, kır kıranın düzeni.
Enflasyonun azdığı bir dönemde elbette piyasa denetimi önemlidir. Ama bunu destekleyecek en önemli noktalardan biri de, yaşamsal alanlarda kooperatif ve kamunun ekonomik kurumları vasıtasıyla, ekonomik sektörleri ve en geniş halk kitlelerini, pahalılığın ateşinden korumak olmalıdır. Diğer olguları bir yere bıraktım. KIB-TEK'in görevi; bu ortamda, elektrik enerjisi üretiminde sorunlara karşın,  halka en ucuz onu şekilde sunmak olmalıdır. Ama KIB-TEK, çok acı bir şekilde herkesin gördüğü bir gerçekle, yakıtta vurgun üstüne vurgun ve borçlanmalarla bu kriz ortamında pahalı elektrik enerjisini sunuyor. Pahalılığın engelleyicisi değil, tetikleyicisi oldu. Tarımsal üretimde en önemli kurum olan TÜK de ihalesiz alımlarla bunun aynısını yapıyor.
Peki en zor toplumsal dönemlerde, bu toplumun ayakta kalmasına önemli katkı yapan KOOP SÜT ve Binboğa Yem, bu dönemde pahalılığın dizginlenmesine mi? Yoksa bu enflasyon ortamında haksız kazancı, vatandaşın ve üreticinin sırtından yapmak isteyen kimi odaklara mı destek oluyor? Bu gün maalesef KOOP SÜT,  süt ve süt ürünlerinde pahalılığın körükleyicisi oldu. Bunu oluşmasında KOOP SÜT’ün deneyimli çalışanlarının kusuru yoktur. Ama siz, KOOP SÜT yönetimine onunla ayni alanda faaliyet yürüten kimi özel sektör temsilcilerini atarsanız. O zaman süt borsasından süt almak için her konuyu değerlendirerek, borsaya teklifi yapan KOOP SÜTÜN verdiği teklifin altında, pek çok özel süt üretim firmasının, aynı teklifi vererek, daha ucuz süt almasını izah edemezsiniz. Böylece KOOP SÜT aldığı bu pahalı süt maliyeti ile ürettiği süt ürünlerine zam yapıyor. Üstelik kurumlar vergisine dahil ettiğiniz KOOP SÜT; bu yükü, bir de süt borsasından daha ucuz süt alanların oyunu ile eziliyor. Böylece aldıkları ucuz süt avantajlarını,  KOOP SÜTÜN toplu sözleşmeli, kuralar uygun maliyet unsurunun getirdiği ile birlikte, süt ürünlerine yapmak durumunda kaldığı zammı, bunların tümünden uzak olanların, şekillenen bu yeni fiyata, kendilerini uyarlamaları ile katmerli vurgun oluyor. .
Bir başka konu ise şu. KOOP SÜT, üretim sürecinde parça hellim denen konuyu yıllardır uyguluyor. Kalitesi iyi olan bu parça hellimleri, daha ucuz bir fiyatla piyasaya sunuyor. Böylece bir kooperatif olarak hellim gibi temel bir gıdada dar ve orta gelir gurubunda olan insanlara, bu hizmeti veriyordu. Ama şimdi hey hat. Çünkü bu parça hellimlerin tümünü özel firma alıyor. Sonra kendi tesislerinde paketleyip, kendi namına satıyor. Böylece bu pahalılık ortamında dar ve sabit gelirli insanlara destek olması gereken bir alan, bazı odakların vurgun yapma alanına dönüyor. Kısacası bu pahalılık ortamında halka daha ucuz ürün sunma olayını yaşatması gereken kurum, pahalığın tetikleyicisi oluyor. KOOP SÜT ün maliyetlerinin altında olanların da spekülasyonla  haksız kazancı, halkın sırtından elde etmesi gerçekleşiyor…Buna kapitalizm diyemiyorum. Buna, kapitalist düzen görünümünde, vur vuranın, kır kıranın vurgun düzeni diyorum.
Bu noktada KOOP Sütün asli görevini yeniden yerine getirmesi için, tüm duyarlı kesimlerin eleştirileri ve yapıcı önerileri ile konuya yüzlerini dönmesi gerekir. Gerçekte bunun hükümetin derdi olması gerekir. Çünkü piyasanın biraz rahatlaması onların lehine olur. Ama hey hat. Çünkü bu atamaları yapanlara yol açan onlar. Bu nedenle yapamıyorlar. Böyle vurgunla yapılan her kazanç, kısa vadede yapana kar gibi görünür. Ama orta vadede bu haram olur. Bundan nemalanın başına bela olur.