Yıllardır kullandığımız bir söz vardır:
   Türkiye hapşırdığı zaman, Kıbrıs’takiler zatürre oluyor…
   Bu çok doğru bir sözdür…
   Yaşanmakta olan deprem felaketi sonrasında Türk halkının acısını, Kıbrıs’takiler fazlasıyla hissediyor…
   Yardımlaşma konusunda elinden geleni yapıyor…
   Üstelik bir de Kıbrıslı kayıplarımız vardır…
   Genç sporcularımızı kaybettik…
   Böylesi bir travma karşısında hemen herkesin ‘söylenecek her sözde, atılacak her adımda, yapılacak her eleştiride’ dikkatli olması gerekiyor…
   Kelimeler ince elekten geçirilmeli…
   Kalp kırmak yerine, kırık kalplerin düzelmesine yardımcı olmaktır ana görevimiz…
   Özellikle yakınlarını kaybedenlere karşı daha çok hassas olmalı, onların hayata tutunabilmesi için yapılması gereken her şey yapılmalıdır…
   KKTC’de yaşayanlar ‘çaresiz’ değildir…
   Bazı sorunlarla yüzleşenler için de çözüm yolları aranmalı ve bulunmalıdır…

Anlayış ve hoşgörü

   İşte bu noktada en önemli tavır, anlayış ve dayanışma kültürünü ön plana çıkarmaktır…
   Türkiye’deki yönetimler, bizim düşüncelerimizden farklı kararlar alabilirler…
   Beğenmediğimiz açıklamalar da yapılabilirler…
   Ne var ki; KKTC’de yaşayanlar öncelikle kendi yönetimlerinin doğru adımlar atmasına odaklanmalıdır…
   Alınması gereken önlemler konusunda düşüncesi olanlar bunu yapıcı bir üslupla ortaya koymalıdır… 
   Şimdi saldırganlık üzerinden prim yapma zamanı değildir…
   Yapıcı eleştirilere devam edeceğiz…
   Önerilerimizi ortaya koyacağız…
   Ancak karşıdaki insana saldırmayacak, küçük düşürücü hareketlerde bulunmayacağız…
   Herkesin bazı sıkıntılarla yüzleştiğini unutmadan, gerilim yaratacak adımlardan kaçınacağız…

Yöneticiler dikkatli olmalı

   Özellikle yöneticiler…
   İster devlette, ister özelde…
   Sabah uyandığımızda, işine dört elle sarılan ve düzgün hareket eden çalışan insanların işine sudan gerekçelerle son vermeyeceğiz…
   ‘Aldatma ve yalan’ alışkanlığı olanlara, bunun yarar getirmeyeceğini anlatacak, düzelmeleri için yardımcı olmaya çalışacağız…
   Devlet kurumlarında yönetici pozisyonunda olanların çok ciddi sorumlulukları vardır…
   Bakanlar, müdür ve müsteşarlar…
   Çalışanlara karşı yol gösterici olmalı…
   İnsanlara bir sabah ‘görevlerinin sona erdiğini’ Söylemek yerine, onları uzmanlık alanına göre değerlendirmelidir…
    Halka verilen hizmetleri aksatacak kararlar almaktan vazgeçilmelidir…
   Daha yoğun ve daha fedakar çalışmalara hazırlıklı olunmalı, bunu gönüllülük esasına göre yürütmelidir…
   Zor dönemlerde, yöneticilerin sorumlulukları bir o kadar daha fazladır…
   Bunu unutmayalım…