Yeni Zelanda hükümeti, iki hafta içinde ‘Ateşli Silahlar Yasası’nı değiştirerek uygulamaya koydu…

   Sadece 2 hafta içinde silahlar toplanmaya başladı…
   KKTC’de bırakın ateşli silahları, sosyal medyadaki sövgü ve yalan silahını yasaklayacak adımlar atılamadı…
  Tam 10 ay önce ‘Bilişim Yasa Tasarısı bir hafta içinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylanıp meclise gönderilecek” açıklaması yapılmıştı…
   Meclis o kadar hızlı (!) çalışıyor ki; bu yasayı 10 aydan beri geçiremedi…
   Böylesi bir yasayı 10 ayda geçiremeyen meclisin, bu ülkeyi ileriye taşıyacak çağdaş yasaları ömrü billah geçiremeyeceğini artık herkesin anlaması ve hesaplarını ona göre yapması gerekiyor…
   Bilişim Yasası’nın geçirilmemesi, ülkemizde yeni yaraların açılmasına, adaletsizliklere, haksızlıklara, ağır tahribatlara yol açıyor…
   Terörü desteklemek isteyenlere fırsatlar sunuyor…
   Hakaretlere, yalana, dolana, iftiralara kapı açıyor…
   Ticaret sektörünü olumsuz yönde etkiliyor, bazı şirketleri iflasa sürükleyebilecek kadar ciddi tehlikeler içeriyor…
   Kontrolsüz sosyal medya kullanımı, küçücük ülkede hırsızlara, yalancılara, tokatçılara, fırsatçılara, Türkiye düşmanlarına, KKTC devletine her alanda zarar verici faaliyetlere yardımcı oluyor…
   İnsan psikolojisini bozuyor, aile bütünlüğüne, dost ve arkadaşlar arasındaki güvenliğin zedelenmesine imkân sağlıyor…
   Ülkemizin en önemli hukukçularından olan Başbakan Tufan Erhürman ile Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay da bu gerçekleri biliyor, hatta zaman zaman uğradıkları haksız saldırılarla acısını yaşıyordur…
   Buna karşın bu yasa meclisten geçirilmiyor…
   Yasa meclisten geçmediği için küçük ülkemizde facebook tv’lerinin sayısında da patlama yaşanıyor…
   Kayıt altındaki TV’ler Yayın Yüksek Kurulu’nun denetimi altında faaliyet gösterirken, facebook TV’leri herhangi bir denetime tabi tutulamıyor…
   Yasal TV’ler vergi ödemeye, kayıtlı işçi çalıştırmaya mecbur edilirken, facebook TV’leri için böylesi bir durum söz konusu olmuyor…
   Öyleyse “Bu ülke nereye götürülmek isteniyor?” Sorusuna hep birlikte yanıt aramamız gerekiyor…
   Devlet parasıyla güçlendirilen bazı örgütlerin hem iç huzuru bozmaya, hem Türkiye ile ilişkileri germeye yönelik yayınlarını görmezden gelen veya görüp de önlem almayan milletvekillerinin ‘ağır sorumluluk’ altında olduklarını da hatırlatmalıyız…
   Şimdiki anlayışın değişmemesi halinde bu ülke halkının çekeceği sıkıntıları düşünmek dahi istemiyoruz…
   Yara henüz kemiğe kadar inmediyse tedaviye acilen başlanmalıdır…
   İhmal edilirse acı sonuç kaçınılmazdır…