banner564

Kritik süreçten geçerken

  Türkiye’nin yanı sıra Kıbrıs’ta yaşayan Türkler olarak çok kritik ve çok hassas bir dönemden geçiyoruz...
  Böylesi dönemlerde doğru olan soğukkanlı davranmak, yanlışları diyalog yoluyla düzeltme yönüne gitmek; tehlikeli olan varsa onlara karşı da yasaları uygulamaktır...
  Kim ne derse desin bizler Türk ulusunun bir parçasıyız...
  Sonradan İslamlaşmış Ortodoks Hristiyanlar değiliz...
  Dedelerimizin geldiği yerler bellidir...
  Kıbrıslı Rumlar da Yunan ulusunun bir parçasıdır...
  Ve bunu her yerde büyük bir gururla söylerler...
  Hatta; önemli kurumların yönetimine getirilenlerin cep telefonlarında bile müzik olarak Yunan Milli Marşı vardır...
  Ne var ki; KKTC’de bazı kesimler Türkiye karşıtlığı ile prim toplama veya siyaset yapma
sevdalısıdır...
  Yıllar önce bizlere yönelik kanlı saldırıları ve yaşadığımız büyük acıları anımsamak veya kınamak istemezler...
  Hatta bundan söz etmezler...
  Prim yapma yöntemleri Türkiye ve KKTC’yi sürekli eleştirmek, milli hassasiyetlere saldırmaktır...
  KKTC devletinin bu tür olaylara karşı herhangi bir yasal soruşturma ve cezalandırma geleneğinin olmaması onlar açısından bulunmaz bir fırsattır...
 Peki KKTC yetkilileri, devleti içten çökertmek isteyen ve bunu her hareketiyle belli edenler karşısında neden ilgisiz ve etkisizdir?..
  Yanıt arayan soru budur...
  KKTC’yi yönettiği iddiasında olanlar bu soruya yanıt vermelidir...

AB bizlere haksızlık yaptı

  Bizler uzun yıllar kanlı saldırılara maruz kalmış, büyük sıkıntılar çekmiş, çok zor koşullarda yaşamış insanlarız...
  Çocukluğumuzun nasıl acılar içinde geçtiğini unutamayız...
  Ancak bağışlayıcıyız...
  Her fırsatta ‘kalıcı bir çözüm’ için ileri adım atmamızın nedeni iyi niyetli oluşumuzdandır...
  Savaşlardan yana olmadığımız için barışı destekliyoruz...
  Ne var ki; can ve mal güvenliğimiz tehdit altına girdiği zaman kendi önlemlerimizi almak ve güvenliğimizi sağlamak zorundayız...
  Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’te gerçekleştirdiği harekat; Kıbrıslı Türklerin can ve mal güvenliğini sağlamaya yönelikti...
  Halkımızın ezici bir çoğunluğu bunun bilincindedir...
  Ve Türkiye ile tek yürektir...
  Bundan 15 yıl önce kapsamlı çözüm planına “evet” dediğimiz halde Avrupa Birliği’nin Kuzey Kıbrıs’a yönelik ambargoları sürdürmesi ve çok az miktarda mali yardım yapması insanlık açısından üzüntü vericidir…
  Avrupa günü olması nedeniyle güneydeki AB Konseyi temsilcisinin yaptığı açıklamaya baktığımız zaman üzüntümüz daha da artıyor…
  Güneye 15 yılda 3 milyar Euro akıtan Avrupa Birliği’nin, kuzeye de 500 milyon Euro’nun altında katkı sağlamasını şiddetle kınıyoruz…
  KKTC’yi yönetenlerden de yüksek sesle bir kınama bekliyoruz…
  İyi Pazar’lar…

YORUM EKLE
YORUMLAR
KEMAL
KEMAL - 5 yıl Önce

AB VERSEDE KUZEY KIBRIS TA YEYİCİ ÇOK HIRSIZ ÇOK ÜTÜN PARALARI YERLERDİ.. ONUN İÇNİ TC DE ARTIK GÖNDERMEYİ KESECEK.......!

banner471

banner474