banner564

Kriz, fırsat, çek, kart

Çok sevmediğim ifadedir, “Krizi fırsata döndürmek“ sözü. Çünkü altı doldurulmayan bu ifade, kriz içinde siyasi ve ekonomik “ganimet" arayışına yol açıyor. Bu fırsatı gören kimi akbabalar, ekonomik fayda üşüşmesi için uçmaya ve bazıları da siyasi “ganimet“ peşine düşmeye başlıyor. 
Kimisi kriz içinde Anayasa ve sistem değişikliği meselesini öne alıyor. Kimisi düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırmak için taş döşüyor. Kimisi kamu görevlisi, iş insanı karşıtlığına yol açmaya kalkıyor. 
Bu aşamada, önce yangını kontrol altına almak; sonra söndürüp, soğutma işini tamamlamak gerekir. Yani yangın daha kontrol altına alınıp söndürülüp, soğutulma bitmeden; yanan yere ne ağacı dikeceğiz, hangi binayı yapacağız konuşamazsın. Bu ateş yanarken iki konuya değinmek isterim. 
Bunlardan biri çek, diğeri ise kredi kartı meselesidir. Bizde ekonomik yapısal sıkıntılar nedeni ile maalesef bir ödeme aracı olan çek; fiilen bir borçlanma aracına döndü. Tek tek bireyler, işletmeler “over draf “ uygulaması ile ciddi faiz ödedikleri durumla karşı karşıya kaldılar. 
İşletmelerimizin küçük, orta ve kimi büyükleri, nakit sermaye yetersizliği nedeniyle, ileri tarihli çek meselesi ile işleri yürütür oldu. Kimisi de çeki, pıtrak gibi türeyen tefecilere, yüksek faizle kırdırıp, nakit sıkışıklığını aşmaya soyundu. Çoğu malından, mülkünden oldu. 
Şimdi Pandemi patlayınca ve ekonomik hayat durunca, haklı olarak ileri tarihli çekler meselesi gündeme geldi. Hali ile hükümet ekonomik örgütlerin de teşviki ile telaşla genel bir karar aldı. 
Dedi ki çeklerin takası, üç ay süre ile ötelendi. Haklı nokta ile başlayan süreç, bu telaşla sıkıntıya yol açacak. Şimdi ekonomik faaliyeti durdurulanların tümü; ödeme kabiliyeti olanlar ve gerçekten mağdur olanlar birlikte buna dahil oldu. Ödeme kabiliyeti olanlar da, bu faiz desteğinden yararlanacak. Yani kamu kaynağına dayalı merhem, daha az olarak esas yara sahiplerine sürülebilecek. Esas dananın kuyruğu ise 29 Haziran’da kopacak. Çünkü bu öteleme ile biriken tüm ileri tarihli çeklerin toplamının ödenmesi ile karşı karşıya olunacak. 
Halbuki ne olması gerekirdi? Bu erteleme olmaması, verilen tarihe kadar ödeme yapılamayan çekler incelenmeye alınmalı ve gerçekten Pandemi mücbir sebebiyle, mükellefiyetini yerine getiremeyen gerçek mağdurlar, faiz yükünü azaltacak daha iyi destekle, bu beladan çekilip çıkarılmalı idi. Böylece ödeme kabiliyeti olanların, bunun arkasına fırsatçılıkla saklanması engellenmeli ve eldeki imkanlar daha fazla olarak gerçek mağdura gitmeliydi. 
İkinci olarak bir ödeme aracı olmaktan çıkıp, fiilen bir nevi borçlanma işine dönen çek işini; hedef olan, ekonomiyi kayıt altına alma olayına döndürebilen bir uygulama değişikliğini ele almak gerekir. Yani şirketler, işletmeleri faiz desteği ve teşvik gibi bir devlet katkısı çerçevesinde; çek yerine, bu amaç için uygulamaya konacak bir kredi kartı kullanımına teşvik edilmelidir. Bunu yasal düzenleme ile yapmak gerekir. Evet devlet, bunun için sübvansiye ve destek için bir miktar kaynak kullanacak. Ama ekonomi büyük ölçüde kayıt altına alınacağı için, bundan faydası çok daha fazla olacak. Dolayısı ile uzun vadeli hesaplar için söz yarışı değil, kısa ve orta vadede bu krizi atlatmak ve daha olumlu değişimlere orta vadede yol açmak için, ne yapabiliriz arayışını öne almak gerekir. 
Hükümet bu ileri tarihli çek öteleme kararını yeniden değerlendirmeli ve ekonomiyi kayıt altına almak için yeni adımları atmak konusu ile ilgili bu kredi kartı düşüncesi dahil, beyin fırtınasına açık olmalıdır. 

YORUM EKLE

banner608

banner474