Türkiye’nin, geçmişte imzalanan protokoller uygulanmadığı halde KKTC’ye mali yardımlarını sürdürmesi büyük bir olaydır…
  İç borçlanmada bile zorlanan KKTC hükümetinin, Türkiye’den gelecek yardımları ‘doğru yönde’ kullanmasını ve önceliğin ‘acil ihtiyaçlara’ verilmesi dileğimizdir…
  Kuşkusuz; mali ve ekonomik işbirliği protokolünde öngörülen yardımların tamamı gelse bile KKTC’nin ‘acil sorunlarını’ çözebilmek mümkün değildir…
  Artık kanayan bir yara vardır ve bunu geçici pansuman ile kapatamazlar…
  Yaşanan ekonomik sıkıntılar ve ‘Corona’ darbesine ilaveten bir büyük sorun da dövizdeki yükseliştir…
  Dövizdeki yükseliş sadece Türkiye ekonomisini değil, KKTC’yi de olumsuz yönde etkiliyor…
  Daha doğrusu KKTC’yi çok daha fazla etkiliyor…
  Çünkü KKTC’de hemen her şey dövize endekslidir…
  İmkan olsa domatesin fiyatını da Sterlin veya Euro yapacağız…
  Durum böyle olunca, özellikle döviz cinsinden borçlu olanlar için kabus dolu bir sürece girmiş bulunuyoruz…
  Konut taksitleri, ev kiraları, okul ve araç taksitleri döviz kuruna göre hesaplanıyor…
  Maaşlar ise, hemen hemen aynı yerde sayıyor…
  Dolayısıyla, 6 ay öncesinde maaşı ile taksitlerini rahatlıkla ödeyebilen ve yemek için para ayırabilen insanlar, bugün ancak taksitlerini ödeyebilir duruma geldi…
  Böylesi bir durumda borçların yeniden yapılandırılması, okul ve konut taksitleri ile kiralarda kur sabitlemesine gidilmelidir…
  Bunun dışında TL cinsinden satın aldığımız tüm ürünlerde vergilerin kaldırılmasıyla piyasayı ucuzlatmak mümkündür…
  Sadece 40 kilometrelik bir mesafeden alacağımız tüketim maddelerini sıfır gümrükle ülkeye sokmalı, dar ve sabit gelirli insanları açlıktan kurtarmalıyız…
  Bunun yanı sıra hükümet; Resmi Hizmet Araçları’nın tümünü satışa çıkarmak suretiyle tasarruf tedbirlerini başlatmalıdır…
  Elde edilecek gelirin bir kısmı ‘Açlık Fonuna’ aktarılmalıdır…
  Çünkü ülkemizde ‘aç insan sayısında’ ciddi artışların olabileceğini görebiliyoruz…
  Kabul etmeliyiz ki; ülkemiz ‘olağanüstü’ bir dönemden geçiyor…
  Olağanüstü dönemlerde siyasi partilere ve çok sayıda kurum, kuruluşa yapılan ödenekler durdurulmalıdır…
  Ek mesai ödemeleri sonlandırılmalıdır…
  Sınır kapıları açılmalı ve güney ile ticaret hacmi genişletilmelidir…
  Akaryakıt meselesinde şu an için Rumlara yapılan satışları ikiye, üçe katlamak da mümkündür…
  Devlet kurumlarının tüm ‘paralı’ etkinlikleri durdurulmalı, kaçak işletmelerin peşine düşülmelidir…
  Binlerce konutun kira mukavelesi yoktur…
  Binlerce insanın vergi kaydı yoktur…
  Yüzlerce işyeri denetimsizdir…
  Sıcak para için yüzünü sadece Ankara’ya çevirenler, kendi evlerini düzenleme cesaretini gösterebilmelidirler…