banner564

Krizi yönetme ve dayanışma

  Güney Kıbrıs’taki Florakis Deniz Üssü’nde 11 Temmuz 2011’de meydana gelen patlama sonucunda 12 kişi hayatını kaybederken, oradaki elektrik santrali de kullanılamaz hale gelmişti…

  Rumlar açısından ‘İkinci bir 20  Temmuz’ felaketi yaşanmıştı…
  Hiç istemedikleri halde KKTC’den para ile elektrik satın almaya başlamışlardı…
  Yine de bizden aldıkları elektrik gücü ile güneyin tamamını aydınlatmaları mümkün değildi… 
   Fakat akıllarını kullanarak, yardımlaşma ve dayanışma ruhu ile zorlukları kısa sürede atlatabildiler…
   O günlerde 90 yaşlarındaki ünlü Rum işadamı Photos Photiades’i ziyarete gitmiştik…
   Şirket binasına girdiğimizde asansörün çalışmadığını söylediler…
   Merdivenlerden en üst kata ulaştığımızda, her yerin karanlık olduğunu gözlemledik…
   İşadamının asistanı, elektrik azlığı yüzünden kendilerinin de şirket olarak tasarrufa yöneldiklerini söyleyip bizleri Photiadis’in odasına götürdü…
   Güney Kıbrıs’ta ‘Agros’ suyu ‘Nea’ meyve suyu, Carlsberg birası gibi ünlü markaların üretimini ve pazarlamasını yapan şirketin kurucusu olan Photiadis, o günlerde Rum gazetelerine tam sayfa paralı ilan vererek, Kıbrıs sorununun çözülmesi halinde ‘Dönüşümlü Başkanlığa’ izin verilmeyeceğini duyurmuştu…
   Kendisine “Buna neden karşı çıkıyorsunuz?” diye sorduğumuzda yanıtı şöyleydi:
   “Bir Avrupa ülkesinde şartlı demokrasi olamaz… Ayrıca azınlıkta olanlar çoğunluğu yönetemez…”

Annan Planı dönemi

   Annan Planı’nın referanduma sunulduğu dönem Photiadis yine Rum gazetelerine tam sayfa ilanlar vererek ‘Hayır’ kampanyasının başını çekmişti…
   Bir Rum gazeteci arkadaşa göre Photiadis, çözüm olması halinde Carlsberg içenlerin Efes’e kaymasından korkuyordu…
 Bazılarına göre ise, Rum halkının ezici bir çoğunluğu ‘yeni bir devlet oluşumuna’ karşı olduğu için Photiadis onların duygularına tercüman oluyordu…
   Aradan 7 yıl geçtikten sonra kendisine ‘Carlsberg’ ve ‘Efes’ rekabetini hatırlattığımızda, bunu doğrudan inkar etmek yerine ‘Hayır’ın birçok nedeni olduğunu söylemiş ve bilinen Rum tezini tekrarlamayı tercih etmişti…
   Durup, dururken bunları neden yazıyoruz?..
   Elbette bir nedeni vardır…
   En önemlisi, Rum halkının ‘dayanışma ruhunu’ ortaya koyarak, bizdekilere örnek olması için…
   Sel felaketi sonrasında hayatını kaybeden gençlerin perişan haldeki ailelerine hala doğru dürüst bir yardım elinin uzatılmadığını bildiğimiz için…
   Varlıklı insanlarımızın, perde arkasına saklandığını gördüğümüz için…
   Barış Harekâtı öncesindeki dayanışma ruhumuzu tamamen kaybettiğimizi gördükçe üzüldüğümüz için…

Bu şekilde gidemeyiz

   Toplum olarak yeni bir ruha, tıpkı 1974 öncesinde olduğu gibi sıkı bir dayanışmaya ihtiyacımız vardır…
   Günlerce, haftalarca meclis çatısı altında bütçe tartışması yaparak bugünkü sıkıntıları atlatamayız…
   Bazı çevrelerin “2019 daha sert geçecek” şeklindeki ciddi uyarılarına karşın, ayakları yorganın dışına uzatma alışkanlıklarını terk etmeliyiz…
   Bunun öncülüğünü en üsttekiler yapmalı…
   Topluma örnek olacak hareketler içine girilmelidir…
   Lüks harcamalar acilen sonlandırılmalıdır…
   Ekmek teknesi yok olan insanlara 5-10 bin liralık yardım kararı alamayan, diğer yandan 4 bin dolayında Resmi Hizmet Aracı’nı kullanmaya devam eden, milyonlarca liralık ruhsat, sigorta, yakıt parası ödeyen bir anlayışla önümüzdeki zorlukları aşamayacağımız aşikârdır…
   Görüp, duyan, ama konuşmayan ve ‘sin de kalsın’ diyenlerin yanında yer alamayız…
   Bunu kendimize yakıştıramıyoruz…
   Önceliğimiz siyasi partilere yönelik devlet katkısını yüzde 29 oranında artırmak olmamalıdır…
   Önceliğimiz sel felaketinde ekmek teknesini kaybeden, mağdur olan vatandaşlarımızın yüzünü güldürmektir…
   Önceliğimiz çöken yolları düzeltmek, koruyucu bariyer eksiklerini gidermektir…
   “Bütün bunlardan kurtulmamız için tek çare çözümdür” diyenlere tavsiyemiz, daha çok güneye gitmeleri, daha çok kişiyle temas kurmaları ve ‘olası bir çözüm sonrasında nelerin yaşanacağını’ sorgulamalarıdır…
  Mideyi kuzeyde doldurup, 3 saatlik iş sonrasında facebook üzerinden kendi yönetimine, kendi insanlarına saldırılması hepimizi rahatsız etmelidir…
 Bunu yapamıyorsak, hiçbir güç bizleri kurtaramaz...

YORUM EKLE

banner608

banner473