banner564

Krizin gölgesinde seçim tartışmaları

  Kıbrıs’ın kuzeyindeki demokrasiyi tek yanlı değerlendirmelerle ele aldığınız zaman büyük bir övgüyle söz edebilirsiniz…
  Nüfusa göre; buradaki parti, dernek, sendika, medya ve memur sayısı ‘dünya liderliğini’ elinde bulunduruyor…
  Parası yok, altın ve petrol rezervleri yok…
  Borcu ‘ödenemeyecek kadar’ fazla…
  Fakat; lüks araç kullanımı ve havuzlu villa sayısı en zengin ülkelere fark atıyor…
  Bu son derece çelişkili bir durum değil mi?..
  Elbette öyle…
  Türkiye’nin yardım yapmaması halinde bir gün dahi ayakta durma şansı olmayan bu küçük ülkede hemen her yıl hükümet değişikliği yaşanıyor…
  Sadece bu durum dahi, KKTC’nin ‘kendi ayakları üzerinde durabilecek’ bir yapıya kavuşmanın mümkün olmadığını gösteriyor…
  Her yıl hükümet değişikliği yaşandığı zaman, üst kademe yöneticileri de değişiyor ve bir önceki hükümetin hazırlamakta olduğu projeler yenileri tarafından çöpe atılıyor…
  Bu küçücük ülkede ‘ivedilik arz eden’ yasalar dahi parlamentodan geçirilmiyor…
  Eskiyen yasaları yeniden düzenleme yönüne gidilmiyor…
  Yanlışların düzeltilmesini isteyenlere ‘müdahaleci’ veya ‘bozguncu’ gözüyle bakılıyor…

Peki ne olacak?

 Son genel seçimlerden bu yana koalisyon hükümetleri arasında yaşanan uyumsuzluk ve ciddi görüş farklılıkları yüzünden insanları umutlandıracak bir düzen  yaratılamadı…
 Maliyenin kasası boşaldı…
 Bütçe açığı milyar liraya yaklaştı…
 Nisan ayında genel, Haziran ayında ise yerel seçimler ağır ekonomik krizin gölgesinde yapılacak…
 Kuşkusuz seçim süreci de ekonomik açıdan yeni bazı olumsuzluklar yaratacak…
 İşte bu gerçekler ışığında siyasi partilerimizin, hiç olmazsa ciddi sorunlar karşısında yeni bir fikir geliştirmesi ve ortak hareket edilmesinde fayda vardır…
 “Bunu söylemek ve istemek kolay da gerçekleşmesi zordur” diyeceksiniz…
 Elbette doğrudur…
 Bizim gibi demokrasi kültürü gelişmemiş ülkelerde ‘ortak hareket’ kolay bir iş değildir…
 Ama yine de bir çaba gösterilmelidir… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

Doğuştan beri kırk yıldır kendi ayakları üzerinde duramayan KKTC nin artık kronik ve özürlu bir ülke olduğunu bilmeyen yoktur , Ancak yardımlarla ayakta durabilen KKTC de ise ayakta durabilemeyen bir Devletten ne icraat beklenebilir acaba ! Uçan kuşa borçlu olan kasası boş Devletimiz kendi gibi Tüm Sektörleri de maalesef batma noktasına getirmiştir, Siyaseti ve Ekonomiyi beceremeyen vergi toplayamayan Sağlıklı bir şekilde yönetilemeyen Cumhuriyetimizde Seçimler olmuş Ne yarar ! Küçücük Ülkemizi saran kronik işsizlik ve Parasızlık ile Pahalılığın gelirimize göre hat safhada olduğu Ülkemizde Bakanlarımız ve Bakmayanlarimiz ne yapıyor acaba ! Cumhurbaşkanımız Ülkemize gelmez oldu Enerji Bakanımız ise Kırk yıldır tanınmayan KKTC yi Kazakistan’da halen tanıtmakla meşgul meclisimiz ise kurultaylara bağlanmış ,her taraf dökülen Ülkemiz ise icraat bekliyor !
FOR EVER TRNC

Magusalı
Magusalı - 3 yıl Önce

Sn. Akar. Bu neyin göstergesi. Vatandaşta para çok. Maliyede yok. 1974 başlangıç noktası. Bu insanlarda bu zenginlik varmaydı? Yoktu. Ya kazandılar ya da kara para. Ne kadar vergi ödedile? Ödemediler veya çok az. Demek ki idare tamam değildir.

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

KKTC nin Dünyada Tanınmamış bir Ülke olması ve Uluslararası Hukuk dışında kalması küçücük Ülkemizin organize suç örgütlerinin Gözde Ülkesi haline getirmiştir, Kara Para , İnsan ve Kadın ticareti, Uyuşturucu, Lüks Araba Kaçakçılığı, yasadışı Sanal Bet , ve Uluslararası Suçluların Kol gezdiği Küçücük Ülkemizde yolsuzluklar usulsüzlükler çarpık İhaleler de eklenince KKTC bir Suçlular Cennetine dönüştürülmüştür, şimdiye kadar ise KKTC de ne bir Siyasetçi ne bir Kurum veya Kuruluş ve ne de organize Suç mensupları yargılanıp Cezalandırılmış Değildir !!

Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Kendi kendini yonetemeyeni gelir başkası yönetir o zaman sizlanmayacaksin

Öz
Öz - 3 yıl Önce

Sendikalar olmasın, partiler azalsın, milletvekili seçimlerinde yüksek baraj konsun, halk konuşmasın, halk kendi ihtiyacını dile getirmesin, Lefkoşada oturan birkaç kişi kafalarına göre yasa çıkarsın, bütçe yapsın, ülkeyi idare etsin, halk da seyretsin. Hani Stalinin değişiyle halk oy atar, ama biz seçeriz. Ve buna demokrasi denecek. Bu kafa ile Türkiye Laiklikten uzaklaştı. Atatürk devrimleri ( Kılık kıyafet kanunu, Türkçe ibadet, Tekke ve zaviyelerin kapatılması) unutuldu. Son RTE, Yargıtay başkanı ve Diyanet işleri başkanının açılıştaki hallerini Atatürkü mezarından çıkarır.
Artık dünya Türkiyeyi demokratik değil, otoriter bir idareye sahip ülke olarak algılıyor.Ve bu Kubrısta da isteniyor. Olacak şey değil. Kıbrıstaki sorun İnsanlardan kaynaklanmıyor? Eksik demokrasi ve iradenin çalınmasından kaynaklanıyor.1974 öncesinde, hatta İngiliz idaresinde Kıbrıslılar, Türkiyedeki çoğunluk kadar fakir olmadılar.Eğer demokrasisine müdahale edilmez, herkes istediğini konuşur, açıklık şeffaflık, hesap verebilirlik olursa her şey düzelir. Güdümlü sözüm ona ne demokrasi olur, ne de kalkınma ve refah gelir.

banner471

banner473