Kudret Özersay’ın partisi bugün resmiyet kazanıyor…
Hayırlı olsun…
Siyasette yeni bir soluğa ihtiyaç olduğu kesin…
Ben Özersay’ın ilk seçimde parlamentodaki yerinin garanti olduğunu düşünüyorum…
Hatta hükümette, belki tek başına iktidarda…
Hayal değil…
Toplumun arayışı yeni bir şekillenmeyi işaret ediyor…
Bu çerçevede UBP ve CTP’nin büyük kayıplar yaşayacağını düşündüğümü daha önce yazmıştım… DP’nin tarihin tozlu yaprakları arasında yerini alacağını da öngörmüştüm…
TDP’nin de büyüyeceğini düşünüyorum ama patlamayı Özersay yapacak, bu kesin!
Aylardır parti programı hazırlanıyor…
Bugün elimize alacağız ve inceleyeceğiz…
Toplumun artık programlarda neler yazdığına dikkat edeceğine ihtimal vermiyorum…
Özersay’ın patlaması toplumun “duymak istediklerini” söylemesiyle alakalıdır çünkü… Okuyan bir toplum olmadığımız bir gerçek…
Bunun dışında zaten mevcut hükümetin attığı her adım ya da aslında atamadığı her adım Özersay’a artı puan olarak dönüyor…
Patlamanın bir nedeninin de Özersay’ın liderlik duruşuyla alakalı olduğunu düşünüyorum…
Kıbrıslıtürkler yıllarca liderler tarafından idare edildi… Dr. Küçük, Denktaş ve Eroğlu… Toplum başka bir lider çıkaramadı… Şu an ki partilerde de ciddi bir lider sorunu var… İşte Özersay karizmasıyla bu boşluğu dolduruyor… O nedenle merkezlerde kimi aday göstereceğinin çok bir önemi yok… Merkezlerde zaten patlama yapacak.
Kırsalda durum biraz daha farklı tabi… Orada isimler önemli… Kadroyu bugün zaten göreceğiz ama çok kötü ya da çok iyi bir kadronun genelde çok fazla bir şey değiştireceğini düşünmüyorum…
Hoca “lider” vurgusuna, “tek adam” pozisyonuna devam edecek. Bu siyasette lider arayan toplum için tam bir biçilmiş kaftan!
Sonuçta Kudret Hoca’nın avantajı çok ve bunları çok iyi değerlendiriyor, PR’ı da çok başarılı yapıyor…
Gelelim dezavantajlarına…
Bir kere toplum Özersay’ı öyle bir kodladı ki; bugün tek başına iktidara gelse sanki yarın KKTC İsviçre olacak!
Evet; bu tehlikeli durum ile karşı karşıya Kudret Özersay…
Çünkü kamuoyu O’nu, “her şeyi bir anda değişmeye “kudretli” bilge adam” olarak kodlamış durumda!
Bu çok büyük bir sorun…
Çünkü, 2004’teki “evet” sonrasındaki hayal kırıklığı hala toplumun üzerinde bir yük oluşturuyor. Buna bir de “değişimi sağlayacak adam” olarak görünen Özersay’ın kısa vadede fark yaratacak adımlar atamaması eklenirse, zaten kötü bir karneye sahip olan siyasete güven, dibe çökecek…
Bu konuda ciddi anlamda endişelerim var…
Bunun yanında Özersay’ı destekleyen aşırı uçların varlığı da bence O’nun için bir dezavantaj…
Mesela bir örnek; Hoca, Kıbrıs sorunuyla ilgili “barış dilini” kullanmaya özen gösteriyor ama yanı başında Rum görse bir kaşık suda boğacak arkadaşları var…
Bu gibi durumlar da kendisi açısından dezavantaj, ya da bir güvensizlik yaratıyor kanaatindeyim…
Avantaj/dezavantaj dışında bir de merak ettiklerim var tabi… Bunların cevabı belki de bugün verilecek ama ben şimdiden yazayım birkaç tanesini…
Spesifik sorular bunlar, yuvarlak cevaplarla geçiştirilemeyecek sorular… Ben Hoca’dan bunların cevabını duymak istiyorum…
Mesela;
- Kamu maliyesinin durumu ortada, kendi Başbakan olursa 13’üncü maaş ödeyecek mi? Ödemek için nasıl bir kaynak yaratacak? 13’üncüye gerek var mı O’na göre?
- Ek mesai canavarıyla nasıl başa çıkacak… Devam ederse bu durum nasıl bir kaynak ayıracak?
- Batak belediyeleri ayağa kaldırmak için projesi ne? Nasıl bir kaynak ile belediyeler düzelecek?
- Malum, Sosyal Sigorta, İhtiyat Sandığı batak! Buraları nasıl ve hangi kaynakla düzeltecek?
- Devletin iç borçları ne olacak? Bunlar hangi kaynakla ödenecek?
- Kamuda çalışan yüzlerce “gereksiz” memur için ne gibi bir gelecek düşünüyor? Öte yandan denetçi, gümrükçü, polis, doktor, hemşire eksiklikleri nasıl ve hangi kaynakla giderilecek?
Örnekleri ve soruları artırmak mümkün… Bir çırpıda aklıma gelenleri yazdım…
Yarın “ Kamu maliyesinde kara deliklerin kapatılması için gerekli adımlar atılacak” “gibi yuvarlar cümleler duymak istemiyoruz çünkü…
Ya da Özersay taraftarları tarafından kaleme alınan “sağ sol değil, üçüncü yol” gibi yuvarlak ifadelerden bahsediyorum…
Bugün bu konularda aydınlanacağımızı ümit ederek, Kudret Hoca’ya çıktığı bu çetrefil yolda başarılar diliyorum…
