banner564

Kur riskinden korunma yöntemleri

   Hızla yükselişe geçen döviz kurları bu haftaki gündemimizi oluşturdu. Yazımızda Döviz kurlarının gidişatını, Döviz kurlarını etkileyen faktörleri, Kur Riskini ve Kur Riskinden korunma yöntemlerini irdeleyeceğiz. Döviz kurlarının azalma ve artma yönündeki değişiminin birden fazla faktörle korelasyonu (ilişkisi) vardır. Bunlardan birkaçı faiz oranındaki değişimler, enflasyondaki değişimler, kamu borçları, ülkenin ticaret yapısı, politik istikrar ve ekonomik performansı olarak sıralanabilir. 
   21 Ocak 2015 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası faiz oranlarını 50 baz puan (% 0.50) oranında azaltarak % 7,75’e indirme kararı almıştı. Faizler düştüğünde finans sistemi ve para piyasalarından yabancı sermaye çıkışları yaşanması muhtemeldir. Bu tip koşullarda yabancı para arzının azalmasına paralel olarak döviz talebi artmakta ve yerel para birimi değer kaybetmektedir. Buna ek olarak indirim kararı sürecinde siyasal yansımaların varlığıda yerel paranın değer kaybında rol oynamaktadır.  
   Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere faiz indirimini müteakiben döviz kurları yükselme trendine girmiştir. Döviz cinsleri incelendiği zaman Finansal yılın başında dövizlerde düşüş eğilimi varken, 20 Ocak’tan sonraki dönem zarfında Amerikan doları’nın 2.339’dan 2.493’e, Euro’nun 2.711’den 2.820’ye ve İngiliz sterlini’nin 3.541’den 3.809’a çıktığı gözlemlenmektedir. 
 
Kaynak: K.K.T.C. Merkez Bankası Resmi Kurlar (Mid-rates).
   Kur iniş ve çıkışlarında bireyler ve tüzel kişiler (şirker, şahıs şirketi vs) ellerinde bulunan döviz pozisyonu yapısına göre kar veya zarar ederler. 21 Ocak 2015 tarihinden sonra döviz gelirleri döviz giderlerinden fazla olan kişi ve/veya teşebbüsler mevcut koşulda karlılıklarını artırmaktadırlar. Ancak Türk lirası geliri olanlar için durum tam tersini ifade etmektedir. Dövize endeksli giderler yükseleriken gelirlerin sabit kalması gelir marjını daraltmakta ve alım gücünü düşürmektedir. K.K.T.C. Ticaret dairesi verilerine göre ülkemize yapılan ithalat miktarı ihracat miktarının 14.08 katına tekabül etmektedir. Böylelikle ithalata yüksek duyarlılığı olan ekonomimizde döviz cinsi ithal ürünler döviz bazlı giderleri yükseltmektedir.  Buna ek olarak dövize endeksli petrol, elektrik, ev kiraları ve benzeri giderler sabit giderlerin miktarını artırmaktadır. 
      Hazine birimi olan bankalar yatırımcılar ve tüzel kişiler için Kur Riski’nden korunmak amacı ile türev ürünler sunmaktadırlar.  İlgili ürünler sayesinde tüzel kişiler kur riskinden korunurken eş zamanlı olarak vatandaşıda bu riskten berteraf edebildikleri için rekabet avantajı sağlayabilirler. Örnek vermek gerekirse Türkiye reklamlarına baktığımızda yabancı marka araçların satış reklamlarındaki fiyatı TL üzerindendir. Ancak K.K.T.C.’deki araba satışlarının genelinde TL fiyatlandırma olmadığı ve verilen döviz fiyatının günlük kur üzerinden değerlendirildiği ve bu işlem sırasındaki kur riskinide bireysel müşterinin yani vatandaşın taşıdığı barizdir. Vadeli döviz alım-satım işlemleri (Forward işlemleri), opsiyon ve swap işlemleri aracılığı ile ileri vadede banka ile anlaşmalı kurlar üzerinden döviz alım veya satım anlaşması yapıldığından dolayı kur riski hedge (riskten korunma) edilmektedir. Tabiki sadece araba değil pazarlanan birçok ürün ve hizmet için aynı yöntem geçerlidir. Böylece kurların yükseldiği dönemlerde müşteriye sağlanan sabit fiyat politikasının yaratacağı rekabet avantajıyla rekabet edebilirliliğin ve satış performansının artmasıda muhtemel kılınmaktadır. Forward, swap ve opsiyon işlemleri ile ilgili örneklendirme ve detaylandırmayı bir sonraki yazımızda sizlerle paylaşmaktan kıvanç duyacağım. 

YORUM EKLE

banner471

banner473