banner564

Kurlar ve enflasyon yalama oldu! Peki çözüm var mı?

Enflasyonda yeni zirve: 
   Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre 2021 yılı Eylül sonu itibari ile yıllık enflasyon % 19,58’e yükseldi. Yıllık artışlarda en büyük fiyat artışı % 28,79 ile gıda ve alkolsüz içeceklerde yaşandı. Bu artışları sırasıyla ev eşyası, lokanta & oteller ve konut fiyatları izledi. Üretici fiyatları endeksi yıllık bazda % 43,96 oranında hayli yüksek seviyelerde seyretmeye devam ediyor. Keza üretici fiyatlarındaki fiyat artışları henüz tüketicilere yansıtılmamış vaziyette duruyor. Sonuç olarak enflasyonla mücadelede başarının sağlanamadığı hatta enflasyonun hızla yükselmeye devam ettiği ve ilerleyen dönemlerde de önemli bir risk faktörü kalacağı sonucu doğuyor. Dış faktörler tarafında dünyadaki enerji krizi de enflasyonu körüklemeye devam ediyor. Zira dünyada artan petrol ve emtia fiyatları döviz kurlarındaki artışla da birleşince enerji fiyatları bir yılda % 62,4’lük bir artış yaşadı. Sene başında 50 dolar olan brent petrol Ekim ayı başında 80 dolara yükseldi. Üretici temsilcileri enerji maliyetlerindeki artış ve dövizdeki artışla birlikte ilerleyen dönemlerde üretici fiyatlarındaki maliyetlerin artacağını beyan ettiler. Sektör temsilcileri ÜFE’nin % 50’nin üzerine çıkmasını öngörüyorlar. Özet olarak hayat pahalılığından yakınan vatandaşın aldığı mal ve hizmetlerdeki zamların devam edeceği anlaşılıyor…
Enflasyon, kur ve faiz dengesi yalama oldu!
   TC Merkez Bankası 23 Eylül 2021 tarihinde politika faizlerini 100 baz puan indirme kararı alarak fonlama faizini % 18’e indirdi. TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu yatırımcılarla yaptığı toplantılarda verdiği demeçlerle enflasyon üzerinde politika faizi belirleme taahhüdünü değiştirmişti. Böylelikle faizle enflasyon arasındaki makas daha fazla derinleşti ve negatif reel faiz oranı % 1,58’e yükseldi. Erken faiz indirim kararı sonrasında döviz kurları yükselmeye devam etti. Bu bağlamda Türk Lirası Amerikan doları karşısında aybaşına kıyasla % 6,58, yılbaşına kıyasla % 20 oranında değer kaybetti. Eylül ayında meydana gelen % 5 civarında devalüasyon Ekim ayında fiyatlarda yeni zamlar oluşturarak enflasyonu körüklemeye devam edecektir. Buna ek olarak ülkenin risk primi de artış kaydetti. Karar öncesi 360 baz puan civarında seyreden CDS (Kredi temerrüt takası) 428 puana yükseldi. Dolayısı ile enflasyon ve risklerin kontrol altına alınmadan yapılan faiz indirimi kurların, enflasyonun ve risklerin artmasıyla ilerleyen dönemlerde faizlerin üzerinde yeniden yukarı yönlü baskı yapacaktır. Aynı zamanda döviz kurlarının yükselmemesi için tekrardan müdahalede bulunulması merkez bankası rezervlerini tekrardan aşağı çekebilir. Sonuç olarak yalama olan finansal gösterge üçgenindeki paradoks devam edecek gibi görünüyor. 
Yıl sonu kur, faiz ve enflasyon beklentileri:
   İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran konuyla ilgili Bloomberg’e açıklamalarda bulundu ve kurun yükselmesinin ihracatı desteklediği için bilinçli bir tercih olarak düşündüğünü belirtti. Ancak kurların enflasyonu arttırdığı etkisini hariç tuttuğunu beyan etti. City Bank, JP Morgan ve Barclays gibi yabancı bankaların yapmış olduğu analizlerde ise yılsonuna kadar 150 baz puan daha faiz indirimi bekledikleri ve bununla birlikte enflasyon ve kur beklentilerini yükselttiklerini açıkladılar. Kasım ayında % 19, yılsonunda ise enflasyon beklentilerini % 16,7 olarak açıkladılar. Yabancı analistlerin yılsonu kur beklentisi dolarda 9 – 9,10 iken, 2020 yılı için 9,50 olarak açıklandı.   
Kurlar, enflasyon, zamlar ve faizlerde çözüm yöntemi:
   2018 yılında şiddetlenen ve sonrasında düzenli devam eden kur istikrarsızlığı, enflasyon ve faiz oynaklığıyla ilgili çözüm yöntemleri birçok akademik ekonomist tarafından kalem kalem izah edilmiştir. Örnek olarak Dr. Mahfi Eğilmez Hocanın tablosundan görüleceği üzere birbiri arasında korelasyon (ilişki) olan faktörler sıralanmıştır. Sonuç olarak Türk Lirası’nın değerlenmesini, faizlerin düşmesini, güvenin yeniden tesis edilmesini, zam yerine hayatın ucuzlamasını ve ekonomik olumlu beklentinin yükselmesinin yolu ülke risklerinin düşürülmesinden geçer. Riskleri tespit etmek, değerlendirmek, yönetmek ve risk azaltıcı faktörleri kullanmak ise eğitimli ve bilgili yöneticiler gerektirir. 

Kaynak: Dr. Mahfi Eğilmez. Fahiş Fiyat Fahiş Risk 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Var TC de liyakatsizligin hırsızlığın vurgunculugun partizanligin seviyesiz siyasetin dincilik mezhepçilik din ırk sömürülerinin sonlanması hukukun üstünlüğünün fikir düşünce ifade ozgurlugunun önünün açılması siyasetin ulusal çıkarlara gore yapılması hamaset edebiyatlarının bırakılması vs vs

banner471

banner474