banner564

Kütüphane Haftası

Teknolojik gelişmelerle bağlı olarak kaybolmaya yüz tutan meslek gruplarından birisi de Kütüphanecilik mesleğidir. Kütüphanecilik haftası nedeniyle kaleme almak istediğim yazıya başlamadan önce Türk Dil Kurumu’nun (TDK) kütüphane tanımına baktım. Arapça kutub ve Farsça ḫāne kelimelerinden oluşan Kütüphane, kitaplık, kitap satılan dükkân ve kitabevi olarak; Kütüphaneci ise kitabevi sahibi, kitapçı olarak tanımlanmaktadır. Eminim ki kütüphaneciler bu tanımlamalardan pek de hoşnut değillerdir sizlerin de tahmin edebileceği gibi…
 “Kütüphane’de Sahibinden Anı, Öyküler” isimli eserin önsözünde, kitabın editörü Bülent Yılmaz kütüphaneciliği şöyle açıklamaktadır;
“Kütüphanecilik, üyeleri tarafından sırtlanıp taşınan bir meslek grubudur. Kütüphanecilerin çalışması, sevgi, sabır ve özveri ile yapılan, yüceltilen bir meslektir. Kütüphanecilik hiç karşılık beklemeden, doğrudan insan için yapılmaktadır. Kütüphaneci iyilik yapar, yaptığı iş için kullanıcıdan para almaz. Dünyada karşılığında para alınmadan yapılan kaç iş kalmıştır acaba?” 
Kütüphane haftası, Türkiye’de 1964 yılından beri Mart ayının son Pazartesi günü ile başlayan hafta içinde kutlanır. Kitap sevgisini artırmak, okuyucuların kitaplardan daha çok faydalanmalarını sağlamak ve kütüphaneciliğin farkındalığını artırarak, kütüphanelerin gelişmesini sağlamak amacı ile kutlanan bir haftadır.
Bu sözler üzerine dünyanın büyük kütüphanelerini merak edip sorguladım. İlk beş içerisinde;
İngiltere Birleşik Krallığı, Londra’da, Britanya Kütüphanesi, 170 milyon kitap
Amerika Birleşik Devletleri, Washington’da, Library of Congress, 160 milyon kitap
Amerika Birleşik Devletleri, New York’ta, New York Halk Kütüphanesi, 53 milyon kitap
Rusya, Moskova’da, Rusya Devlet Kütüphanesi, 44 milyon kitap
Rusya, Rusya Ulusal Kütüphanesi, St. Peterburg’da, 36 milyon kitap
Günümüzdeki büyük kütüphanelerin, uluslararası platformlarda etkili olan ülkelerde olması bir tesadüf değildir. Bilgi birikimi ve geleneğin gelecek kuşaklara aktarılması düşüncesi, var olan bilgiyi toplu olarak bir düzen içerisinde koruma ve erişimlerini sağlama sürecini büyük kütüphaneler oluşturarak sağlamakta ve bir anlamda da bilgiye dayalı güçlü coğrafyalar şekillendirmektedirler.
Günümüzden önceki büyük kütüphaneleri sorguladığımızda büyük bir kısmının Ortadoğu ve Anadolu’da var olduğu görülmektedir. Yaklaşık MÖ 3000’lerden itibaren insanların ürettiği ilk yazılı belgeler, bilginin başka yerlere aktarılmasını kolaylaştırmış ve var olan kültür, bilgi birikimi ve geleneğin sonraki kuşaklara aktarılmasını mümkün kılmıştır. Dayanıklı kil tabletler insanlık belleğinin ilk bölümünü oluşturmaktadır. Kil tabletleri topluca koruma gereksinmesi kütüphanelerin oluşmasına yol açmıştır. Bilinen en eski kütüphaneler;
Mısır, İskenderiye’de, İskenderiye Kütüphanesi
Irak, Bağdat’da, Beyt'ül Hikmet Kütüphanesi
Romalılar, İstanbul’da, Konstantinapol İmparatorluk Kütüphanesi
Hindistan, Nalanda, Nalanda Budist Okulu Kütüphanesi
Kıbrıs Türk toplumu, kütüphanecilik faaliyetlerine İngiliz Sömürge döneminde başlamıştır. İngiliz sömürge yönetimi Kıbrıs Türk Toplumuna yönelik kütüphaneler açılmasına karar verir ve Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyetinin ortak çalışmaları ile ilk kütüphane açılır. 1984 yılında ise bugün Lefkoşa da hizmet veren Milli Kütüphane hizmete girer. Kütüphanelerin işlevlerini iyileştirmek, kütüphanecileri ve kütüphane çalışanlarını da motive etmek amacı ile 1982 yılında Kıbrıs Türk Kütüphaneciler Derneği kurulur. Faaliyetlerine günümüzde de devam eden Kıbrıs Türk Kütüphaneciler Derneği, Kütüphane haftası dolayısıyla 28 Mart Çarşamba günü “Okumak Değiştirir” sloganıyla meydanlarda 30 dakika sessiz kitap okuma etkinliği gerçekleştirecektir. Doğu Akdeniz Üniversitesi Özay Oral Kütüphanesi ve Kıbrıs Türk Kütüphaneciler Derneği ortaklaşa düzenleyeceği etkinliğe sizleri de bekliyoruz. Tüm kütüphaneci arkadaşların Kütüphane haftasını kutlarım.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.  

YORUM EKLE

banner471

banner474