Rum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Kriakos Kusios, Güney Kıbrıs’ta çalışan Kıbrıslı Türklerin sayısını 2 bin 600 olarak açıkladı...
   Kimisi inşatlarda, kimisi otellerde...
   Ve bu sayının artırılması için Avrupa Birliği ile plan-proje çalışması yaptıklarını söyledi...
   Güneyde çalışan her bir işçiyi ailesiyle birlikte hesapladığımızda bu rakam 10 bini aşıyor...
   Küçük bir ülkede 10 bin kişinin ekmeğini Rum şirketlerinden sağlaması kuzeydekileri hiç ilgilendirmiyor...
   Ülke yönetiminin ne kadar plansız ve programsız olduğu konusunda uyandırmıyor...
   Uyumaya devam etsinler...
   Kusios, güneyde çalışan Kıbrıslı Türklerin sayısını artırmak istediklerini, ancak lisan sorunu yaşadıklarını belirtirken; yakında Eğitim Bakanlığı ile koordineli bir şekilde Yunanca kursların başlatılacağını söyledi...
   Bunun özeti şudur:
   Madem ki İngilizceyi de bilmiyorsunuz, o zaman Yunanca öğrenip, güneyde çalışabileceksiniz...
   Maaşlarınız Euro olacak...
   Kuzeye geçtiğinizde bir Euro’yu bozdurup 18 TL alacaksınız...

Yüzümüze tükürüyorlar biz de şükrediyoruz

   Aslında Rum bakanın bu açıklaması, Kıbrıs’ın kuzeyini yönetmekle görevlendirilenlerin yüzüne atılmış bir şamardır...
   Adam şunu demek istiyor:
   “Rekor seviyesinde üniversiteleriniz var ve sizler nüfusun yüzde 90’ının üniversiteli olduğunu söyleyerek övünüyorsunuz ama mezun ettiklerinize yabancı dil öğretmiyorsunuz...”
   Bu yüzümüze vurulmuş bir şamar değil de nedir?..
   Sözde İngilizce ağırlıklı eğitim veriyor bu üniversiteler...
   Ama mezun olanlar iki kelimeyi bir araya getiremiyor...
   Kendi bölgesinde iş bulamayınca güneye başvuruyor...
   Kuşkusuz; bizdeki üniversitelerden mezun olanlara müdürlük, müsteşarlık veya bakanlık önermiyorlar...
   Ya inşaatlarda işçi, ya da otellerde garson, bulaşıkçı, temizlikçi...
   Ama bunun için de lisan bileceksin...
   Ya Yunanca, ya da İngilizce...
   İngilizce yoksa, yakında başlayacak kurslara katılıp Yunanca öğreneceksin...
   Mezun vermede ve profesör yetiştirmede dünya şampiyonu olan üniversitelerimiz ve ülkenin tüm sorunları gibi eğitimi denetimsiz bırakan ‘eşit-egemenci’ KKTC yöneticileri, yaşanan bu gelişme karşısında ne kadar gururlansa azdır...
   Bakınız nasıl bir ülke yarattınız ve nasıl bir gençlik yetiştirdiniz...
   Birbirinizin sırtını okşayarak, Anavatan’a yağcılık yaparak ülke yönetemediğinizi anlayamıyor; temelsiz bir bina üzerinde ahkam kesiyorsunuz...

Sonrası ne olacak?..

   Güneyde çalışan Kıbrıslı Türklerin sayısı 10 bine, 20 bine çıktığı zaman ne yapacaksınız?..
   Gerçek nüfusunuz 100 bin ise ve yarıdan fazlasının karnı güneyden elde edilen gelirle doyuyorsa; bu insanlar gün gele oradaki seçmen olacak...
   Yunanca konuşanların sayısı arttıkça artacak...
   Fena mı?..
   Elbette değil...
   Ama bir yanda ‘eşit-egemen devlet’ siyaseti...
   Diğer yanda vatandaşları, dünyanın ‘yasal devlet’ olarak tanıdığı AB üyesi ülkede çalışmak zorunda bırakmak, sizin siyasetinizin geçersiz ve etkisiz olduğu sonucunu ortaya çıkarıyor...
   Temelsiz, geçersiz ve desteksiz...
   Nüfusun yarısı peşinen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin göstereceği siyasi yolda ilerlerken, sizler acaba o günlerde nerede olacaksınız?..
   Bunu düşünmeye başlayın...
   Bir de Papadopulos’u hatırlayın...
   Timsah gözyaşı dökerek Annan Planı’na ‘OHİ’ kararı çıkarmıştı referandumda...
   Sonra veda etti...
   Ama defnedildiği yerde bile onu rahat bırakmayanlar oldu...
   Mezarını kaçırdılar...
   Haftalar sonrasında bir yelerde buldular cesedini...
   Tabi bunları düşünerek huzurunuzu bozmayın yine de...
   Gün gündür...
   Keyfinizi çıkarmaya devam edin...
   Baktınız ki gemi tamamen su alıyor...
   Yüklenin bohçaları ve uzun bir yolculuğa çıkınız...
   İyi haftalar...