banner564

Lokmacı’dan CTP olağanüstü kurultayına…

Bu tip yazılar çok yazıldı ama bir şey değişmedi, biliyorum…
Ama yine de hissiyatımı, düşüncelerimi paylaşmak istiyorum…
Pazartesi akşamı yürüyüş yapmak istedim ve Lokmacı Barikatı’na doğru yol aldım… Gece saat 20.30 civarı… İn cin top oynuyor… Yeterli aydınlatma yok… Büyük Han’a girip bir bakayım dedim… Dışardan farksız…
Soluğu Güney Lefkoşa’da aldım haliyle…
Malum Pazartesi ne olacak ki… Mağazalar filan da kapanmıştır diye düşündüm ama ne göreyim?…
Yüzlerce insan gencinden yaşlısına sokakta… Kimileri yürüyor, kimileri cafelerde bir şeyler yudumluyor… Hade Uzun Yolu geçiyorum, burada hayat var… “Bir arka sokağa bakayım” dedim… O ne manzara?…
Yemin ederim kıskandım… Bizim tarafta in cin sokaklarda top oynarken, Güney’de ara sokaklarda bile barlar cafeler insanlarla dolup taşıyor…
Sokaklar parfüm kokuyor… İnsanlar şık şıkırdım sohbet edip vakit geçiriyor…
Dikkatinizi çekiyorum günlerden Pazartesi…
Kendimi bir an İstiklal Caddesi’nde hissettim…
Abartıyorum demeyin sakın… Denemesi bedava… Sizde üşenmeyin bir tur atın ve manzaraya tanık olun!
“Bir de Güney Kıbrıs ekonomisi battı” deniyor ya…
Eğer orası battıysa biz çoktan su altına demir atmışız demektir!
Çakma ürünleri sattığımız mağazalar dışında Lefkoşa’nın kuzeyinde hiçbir noktanın “albenisi” yok… Bir Büyük Han, onu da yönetmeyi başaramıyoruz… Saat 21.00 dedi mi kapılar duvar!
Doğru dürüst bir cafe bar bulmak ne mümkün… Çakma ürün satışı yapan mağazalar kapanınca, boş bir sokak… Ürkütücü… Sanki Elm Sokağı! 
Freddy her an bir noktadan fırlayacakmış gibi duruyor!
İşte bu noktada Hükümet ve Lefkoşa Türk Belediyesi  ele vererek devreye girmeli! Buralarda barlar, cafeler, diskolar için teşvikler verilmeli… Projeler üretilmeli…
Proje deyince aklıma Başbakan Yorgancıoğlu geldi?
Ne demişti bir röportajında anımsadınız mı?
“Proje üretemediğimiz için Türkiye’den gelen kaynakları yeterince kullanamıyoruz!”
Nasıl ama? 
Müthiş bir itiraf… Devlet, merkezi ve yerel yönetimleri uyuyor…
Proje üretmekten aciz bir durum?
İşte kaynak! Bari becerin ve proje üretin… 
Yürüdükçe düşünüyorum, düşündükçe sinirlerim bozuluyor…
Barikatın hemen yanı başında belediyenin yönetiminde bir tuvalet var…
En azından “bunu yapmışlar” diyerek oraya doğru yöneliyorum… Tuvalet bile kilitli!
Vay sizin tuvaletinize… diyerek yola devam etmek durumunda kalıyorum haliyle… 
Zaten cafe, bar yok… Tuvaletin mi geldi; utanmıyorsan geç bir köşeye diyorlar…
Ne hoş! 
Ama kime neyi anlatıyoruz şimdi? 
Akıllarda CTP olağanüstü kurultayı var değil mi?
“Bizim koltuk ne olacak” gailesi kol geziyor…
Müdür, müsteşar “bizim parti kalıcı mı acaba?” diye kendini yiyor…
Proje mi?
Kimin umurunda?.. 
YORUM EKLE

banner471

banner474