KKTC’nin kuruluşu üzerinden tam 42 yıl geçti. Büyük umutlar, acılar ve mücadeleler ile kurulan bu güzel Cumhuriyet anavatan Türkiye’nin dışında hiçbir ülke tarafından tanınmadı.

Şüphesiz bu tanımamanın verdiği siyasi, ekonomik ve uluslararası seviyedeki her alanda izolasyon ve tecrit, bugüne kadar halkımız üzerinde büyük bir travmaya vesile oldu. Gençlerimiz sporda temsiliyet hakkı bulamadı, futbol takımlarımız uluslararası seviyede maçlar yapamadı, diğer sanat ve bilim dallarında kendilerini gösteremedi. Rumlar Avrupa Birliği kaynaklarını kullanırken bizler uzaktan baktık.

2025 yılının son ayına geldiğimiz bu günlerde ekonomik ve siyasi ambargolar devam ediyor. 2025 yılı, ikinci Dünya Savaşı’ndan sonra en fazla savaşların olduğu, kanın aktığı yıl olarak tarihe geçecek. İzolasyonları farklı sektörler içerisine de saymak mümkün. Zamanla memur olanlar alıştırılmış, Kıbrıs Türkü sanayiden koparılmış, ancak yine de en azından yerli üretim küçük sanayide devam etmektedir.

Tarım, turizm, ticaret desteklenmelidir

KKTC’nin dış dünyaya açılan tek penceresi Anavatan Türkiye. Etle tırnak değil, şahsımın her zaman dile getirdiği damarda akan kan olan Türkiye Cumhuriyeti ile bağlarımız şüphesiz aynı düşünce ve çıkarlarımız doğrultusunda devam etmektedir, etmelidir, edecektir de. Bizim Türk askerinin korumasının dışında sarılacağımız bir yer yoktur. KKTC’nin kurulduğu günden bugüne siyasi ve ekonomik desteğini esirgemeyen, ayakta kalması için her şeyini feda eden bir Türkiye var.

Bir diğer yandan da; 1974 sonrası tek bir kişinin bile ne Rumların ne Türklerin burnunun kanamadığı bir ortamda şüphesiz Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi çok önemli bir noktadadır.

Erdoğan, Erhürman görüşmesi ve yeni süreç, demokratik bir ortamda gerçekleşen ve neredeyse %30 farkla kazanan Tufan Erhürman başkan, ilk ziyaretini Ankara’ya yaptı. Protokol sınırlarının en üst seviyesinde karşılanan Cumhurbaşkanı Erhürman, çok yakın bir gelecekte Erdoğan’ın siyasi tecrübesi, Tufan Erhürman’ın uluslararası alanda Kıbrıs meselesindeki bilgisi ve donanımı ile yeni bir siyasi pencerenin ve yol haritasının takip edilmesine vesile olacaktır.

Geçtiğimiz beş yılda uluslararası zemini adeta bir at çiftliği gibi kullanan Rum yönetimi; Tufan Erhürman Başkan’ın geçmişin verdiği boşlukları doldurması ile yepyeni bir zemine kayacaktır.

Artık adada, iki eşit egemen halkın var olduğu, tüm Kıbrıs üzerinde biz Kıbrıs Türkünün de hakkı olduğunu, yıllardır gerçekten çözüm isteyen tarafın bizim tarafımızca çabalandığını anlatmanın zamanı geldi. Yeter ki biz toplumsal barışı kendi içimizde sağlayıp Rumların ulusal konseyleri gibi Kıbrıs söz konusu olunca tek bir amaç etrafında toplanıp bir bütün olalım. Yeni uluslararası toplantılar yeni gelişmelere gebe. KKTC’nin 42. kuruluş yıldönümü hepimize kutlu olsun. Ben çok umutluyum.