Kalkmamak için direndim çünkü kilitli olan kapıları açmak istiyordum. Bedenim kilitliydi, ruhum kilitliydi, nefsim kilitliydi, kalbim kilitliydi, fıtratım sıfatım ve fiilim kilitliydi. Hiç düşünemiyordum. Rüya da düşünmek için hiç hayal kurmamak gerekiyordu. Ben de hayalsiz müzik üretemiyordum. Genellikle güzel hayaller görmek için, panik atağımı teskin etmek için uyuyorum. Benim hazzım çocukların mışıl mışıl uykuya dalışını görmek. Onlar korkusuzca dünyanın acılarını tatmadan bilmeden uyuyabilmelerini seyretmek. Her seyrin için de sizi mutlu edecek harikalar olmalı. Sessizlik öyle bir şeydir ki insanı sükûnetine davet eder. Oradan hiçbir insan evladı çıkmak istemez. Ahlak insanı güzelleştirir, edep sessizliğe serer bütün kötülükleri. İyilikler temizlenir güneşe serili elbiseler. Günahsız giydiğimiz apaçık pak. İbadet evimizdir, tüm kapıları pencereleri açık olmalı, varımız ve yoğumuzla seferber ettiğimiz tüm duygularımızla düşüncelerimizle. Baktığımız her yerde Allah’ı görürüz. Beren ve Peren bakın görün ki sabah kahvaltıdan sonra sizinle Hakk oynayabilir. Kulaklarınıza ilham fısıldayabilir. Alıçlarınızı yedikten sonra onun tadında Rabbimizi bulabilirsiniz, O’nun adını her yerde bulabilirsiniz. Yanımızdan geçen küçük dereciğe sorun, sessizlik seni çok yalnız bıraktı yoksa biz gelince mi yalnız kaldın? Kesin bize öfkelenmiştir çünkü o Rabbimizleydi. Herkes Rabbimiz ile olmak ister, her sabah o yüzden aynaya bakıyorum kendimi görerek O’nun beni yaratığını hissederek yüzümü yıkıyorum. Bugün sabah derecikte yıkadım yüzümü yine oradaydı Rabbim. Toprak bizi yerçekimiyle kendine çeker, bakır bile nafile toprak tabiatın kudretini Rabbin kudretini bize gösterir. Çocuklarda kalktı. Siz de gelin sevdiklerim, tabiatın gücünü görün. Rüzgâr gibi koşup gelin yanıma bir kuş gibi sessiz kanatlanın, bakın hissedeceksiniz, sessizliğe döneceksiniz. Orada tertiplenmiş bir edeple bakacaksınız toprağa, halis bir koku gelecek, tüm geçmişinizi çekeceksiniz içinize, her fısıltınız sessizliğe barındıracak. Nefsiniz gelişim içinde fıtratınızı oluşturacak bu manevi yolculuk. Kimin kalbinden taşınıyorsanız diğer bir kalbe ahlakınızı götürün. Kendi nefsinizi taşıyın. İlk önce yükü ağır bir insandınız O’nu tanıdıktan sonra hiçbir yük size ağır gelmez. Okyanus içinde bir umman taşır. Dalga yükseldikçe insan potansiyelini daha iyi anlar. Anlamak için daha iyi bir makine yapamazsınız. Belki istediğiniz kadar bilgi depolayabilir işlem yapabilir. Ama Rabbinin gölgesinde yaşayamaz O’nu anlayamaz. Havsalası, algısı, usu, hakikati anlayamaz. Yokluğumu varlığa değişmem felsefesini, uzaklaşmadan yakınlaşamayacağını, tenhada bile yalnız olmadığını kestiremez.
Huzurum bu sabah yine tecelli etti. Açıp Kur’an tefsiri okusam Elmalı’dan, Onsuz gurbette gibiyim. Kendi özümde ölçüsü ne bu sevginin? Evvelin ve sonun yok olduğu bu dünyada sana ulaşmayı düşündüğüm an noktasındaydı sana başlangıcım. Büyük düşün bu dünya değil sadece senin evin. Ya kaybedersem seni yakınımdasın diye, ya uzaktasın diye sana erememe ihtimali, düşüncesi bile beni korkutuyor. Merhametinle sar beni sığanayım sana. Korku nedir bilmemek için sessizliğinde sev beni. Senin evin benim evim. Birden gayri ben de yokum. İkiliği besmeleyle giderdim. Yakınlığına ulaşmak için sabah erken kalkıp iş edindim. Sana vakitli secde etmek, muradı ermek düşüncesi, sana yakın olmaktı tek dileğim. Samimi düşüncelerle kabahatimi soruyorsanız, aydınlıkla söyleyebilirsin Peren? Dayıcığım bu sabah yine döktürüyorsun. Dereyi de geçtik, sıra sanırım tırmanmamız gereken bir dağ var karşımızda, engebeli ve derin, giderken de bazı ufak ve büyük taş yapılar var önümüzde. Evet, dayıcığım ben Allah’ın zatıyla uğraşırken, birkaç güzel cümle kurmaya çalışırken siz otların ıslaklığında uyuyordunuz, şimdi kalktınız ve hemen sıkıldım diyorsunuz. Hem de Beren’den önce senden bu sözleri işitmeyi beklemiyordum Peren. Ama dayıcığım seni anlamaya çalışıyorum, meşgul olduğun meselelere büyük saygı duyuyorum. Sessizlikle benim asıl sevdiğim meselelerden konuşmayınca sabrederim. Söz benim sevdiğim konulara geldiğinde ise Allah’a şükrederim. Ya dayıcığım şükür nedir bizde biliyoruz. Annemin ve babamın canla başla çalışıp bizi özel bir okula gönderdikleri için şükrediyoruz mesela. Hava atmıyoruz ki kendini beğenmişler çukuruna düşmeyelim. Burada zaten epey çukurdan geçtik. Allah’a şükürler olsun. Hiç yara almadan geçirdik şu birkaç günü. Bu yola giren bazı şeylerden razı olacak sevgili yeğenciklerim. Az yemek yemeye dayanmalı, sabırlı olmalı, nefse karşı gelmeli, gönül elbisesini alçak gönüllü seçmeli, arzulardan kaçınmalı, az söylemeye dikkat etmeli, çok dinlemeli ve okumalı. Kendi düşüncesini ifade edebilmeli, inançlı ve hoşgörülü olmalı. İsyan etmemeli rengin güzeline, küçüklüğünü bilmeli. Allah’ın onu görmediği bir yer yoktur. Kabul et, kabul et kendi küçüklüğü O’nun büyüklüğüne.