İyi ki Anastasiadis dilini tutamıyor da gerçekleri bir şekilde öğrenebiliyoruz...
Ne diyor Rum lideri?..
“Azınlığın, çoğunlukla eşitlenmesi talep edilemez...”
Yani eşitlik istemeyin...
Zaten istemedik...
Eşit olacağımız kazanımlar da elde edemedik...
Öyle değil mi?..
Olası bir çözümden sonra Bakanlar Kurulunda 10 Rum 4 Türk olacak...
Nüfus, hiçbir zaman 4’e bir oranını geçmeyecek...
Her bir Türk vatandaşına karşılık 4 Yunan vatandaş olacak...
Bunların hangisinde eşitlik var?..
Hiçbirinde...
Bizim taraf, çözüm sonrasında adada 900 Yunan, 600 de Türk askeri kalmasını kabul ediyor...
“Dönüşümlü Başkanlık” talep edilse de, 4 yıl Rum bir yıl da Türk teklifiyle masaya gelmiş olsalardı onu da kabul edecektik...
Öyleyse eşitlik nerede?..
Yoksa 4’e bir yıl Başkanlık mı bozuyor eşitliği?..
O zaman size soralım:
Almanya’nın nüfusu 80, Fransa’nın 66 milyon...
Nasıl oluyor da AB içinde 800 bin nüfuslu Kıbrıs ‘Dönem Başkanı’ olabiliyor?..
Azınlık, çoğunluğu nasıl yönetebiliyor?..
Belli ki Anastasiadis yine Viski’nin, ya da Zivaniya’nın dozunu kaçırmış...
Karşısında Akıncı gibi, çözüm ateşiyle yanıp tutuşan bir lider buldu hala geçersiz ve mantıksız mazeretler üretiyor...
74 öncesinden de beter
Halbuki; müzakerelerde bugüne kadar uzlaşılan konuların yürürlüğe girmesi halinde, Kıbrıslı Türklerin sonu, 1974 öncesinden de beter olacak!..
Nasıl mı?..
1974 öncesinde hiç olmazsa Lefkoşa’nın bir bölümü Gönyeli’ye kadar Türklerin özel bölgesiydi...
Larnaka’nın Makenzi bölgesi de öyle...
Rumlar buralara gelemez, mülk alamazdı...
Ancak ‘4 özgürlük’ adı altında, isteyen, istediği yerden, istediği kadar mülk alabileceğine göre; olası bir çözüm durumunda Türklerin ‘kendi özel bölgeleri’ diye bir şey olmayacak...
Üç tane bomba attılar mı panik başlar...
O zaman bizim insanımız nereye kaçacak?..
1974 öncesinde Tahtakale’de bombalı, silahlı saldırılar başladığı zaman; Kıbrıslı Türkler, Lokmacı’dan ve Ledra Palace kapısından geçerek Zafer Sineması’na, Atatürk İlkokulu’na, Büyük Hamam’a ve Ortaköy’e kadar uzanan daracık bölgedeki yakınlarının yanlarına dağıldılar...
İki bölgeliliği koruyacak önlemlerin alınmaması halinde, olası bir saldırı karşısında bu tür olanakları da bulamayacağız...
Esas sorun ve korku da budur...
Yoksa ‘eşitlik’ talebimiz ‘sözden öteye’ gitmedi zaten...
Limanlarda, gümrüklerde, her yerde fazlalık Rumların olacak...
Eşitlik nerede?..
Hangi dağın ardında?..
Biz göremiyoruz da, Anastasiadis’in vermek istediği mesajı anlayabiliyoruz...
“Dönüşümlü Başkanlık beklemeyin” demek istiyor...
**********
Haftanın Sözü:
“Bugün Güneyde referandum yapılsa ENOSİS kararı çıkmaz...”
Mustafa Akıncı
Sayın Reşat Akarın yazısına katılmakla birlikte 800 bin nüfuslu Rum yüzlerle milyonn nüfuslu avrupayı yönetebiliyor fakat 300 bin 800 bini idare edemezmiş, Adamlar bize resmen azınlıksınız diyorlar peki biz hala daha bunlarla barış görüşmelerine oturmayı düşünürsek kusura bayın ozaman biz çok abdalız, A, Baler,