banner564

Barrack ve Kıbrıs sorunu

   ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın, Kıbrıs’la ilgili açıklaması gündem oldu…

   Barrack açıklamasında Türk-Yunan ilişkilerinin düzelmesinden söz ederken, Kıbrıs sorununun çözümsüz kalamayacağına dikkat çekti ve Doğu Akdeniz’de yeni bir düzenin gerekliliğinden söz etti…

   NATO üyesi iki komşu ülke Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin iyileşmesi elbette bölge açısından son derece önemli ve gereklidir…

   İki ülkenin en önemli sorunlarından birinin Kıbrıs olduğu da inkar edilemez bir gerçektir…

   Kıbrıs sorunu çözülmeden, Türk-Yunan ilişkileri arzu edilen düzeyde gelişemez…

   Öyleyse; adada yaşayan her iki toplumun da yeni bir müzakere sürecine hazırlanması ve kalıcı bir çözüme odaklanması gerekiyor…

   Kıbrıslı Türkler buna hazırdır…

   Şüphesi olan varsa; kapsamlı bir kamuoyu araştırması yapmalarını tavsiye ediyoruz…

  Kıbrıs sorununun çözümü sadece Türk-Yunan yakınlaşması açısından değil; her iki toplumun refah düzeyinin artırılması, ayrıca bölgede istikrarın sağlanması açısından son derece önemlidir…

   Kuzey Kıbrıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçimini Tufan Erhürman’ın kazanması da çözüme destek mesajı olarak kabul edilmelidir…

   Önemli olan geçmişte yaşananlardan ders çıkarılması ve kalıcı bir çözümün sağlanmasıdır…

Halk sağlam garanti istiyor

   Meseleye Kıbrıslı Türkler açısından baktığımızda sağlam garanti sistemi öncelikli konudur…

   Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilanından 3 yıl gibi kısa bir süre sonra Türk toplumunu silahlı saldırılarla yok etme girişimi yüzünden bu güzel adanın 1964’ten beri Birleşmiş Milletler’in gündemindeki bir sorun olması herkesi düşündürmelidir…

   Eğer bu sorun çözülecekse 1963’ü tekrarlatmayacak garanti sisteminin sağlanması şarttır…

  Ayrıca terörist oluşumlar kesinlikle yasaklanmalı ve en ağır suç olarak kabul edilmelidir…

   Yunanistan’da Hrisi Avgi yasaklanırken, Kıbrıs’ta ELAM’ın siyasallaşması ve üçüncü parti konumuna gelmesi de ürkütücü bir gelişmedir…

   O yüzden Kıbrıs sorununun çözümünden söz eden herkese Türk halkının endişelerinin iyi anlatılması gerekiyor…

   Çözüme ‘evet’ diyoruz…

   İki toplumun bir arada yaşamasına ve Avrupa topluluğu içinde ilerlemesine de ‘evet’ diyoruz…

   Ama can ve mal güvenliğini sağlayacak bir çözümde ısrar ediyoruz…

   Yeni müzakere sürecinde bu konuda atılacak adımları dikkatle takip edeceğiz…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 22 saat Önce

Sayın Akar , bugünkü KKTCde Can ve Mal güvenliğimiz var mı acaba ? Rum Malları üzerindeki KKTCde gerçekten kimin Can ve Mal güvenliği var ki ! Döken Karanlık yollarımızda her geçen gün kaybettiğimiz Canlar ile Uyuşturucunun Tetikçilerin Tacizcilerin kol gezdiği KKTCde Can güvenliğimiz vardır diyebilen mi var yani ! Can ve Mal güvenliğimiz olmayan KKTCde Kıbrıslı Türkler yok olmaya gitmiyor mu yani ? Avrupa toprağı KKTCde Afrika Standartlarındaki yaşam Kalitemizin nedeni Can ve Mal güvendiğimizden dolayı mı acaba ! Kimin eli Kimin Cebinde bilinmeyen KKTCden giden Gençlerimiz niye geri gelmiyor acaba ! İngilterede yaşayan Yüzbinlerce Kıbrıslı Türkü de kaybetmedik mi yani neden Can ve Mal güvenliği olan KKTCye gelmiyorlar artık ? Gerçekçi olalım 42 yıldır her geçen gün daha kötüye giden Dünyadan kopmuş KKTCde süregelen düzen ile Can ve Mal güvenliğimizi Çok arayacağız ! Gerçek Güvensizlik KKTC düzenini ta kendisi değil de Kimdir yani !

Öz
Öz - 13 saat Önce

Kıbrıs bir bütün olarak AB ne alınıp bir çözüm olumcaya kadar kuzeyde AB muktesebatının askıya alınması kararından sonra yirmi yıldan fazla bir zaman geçti. Bu süre içerisinde güney ortalama bir AB ülkesi olurken kuzey, Türkiye’nin kirli işletinin döndüğü bir alt yönetim oldu. Rum mallarının istismarı, hukuksuz yapılaşma, gayrı yasal bahis, uluslararası kara para ve uyuşturucu, insan tacirliği,sahte diploma, sahte reçete, tapu kaydı, uluslararası mafya örgütlenmesi , tetikçilk, kamu düzeninin bozulması, rüşvet, yolsuzluk, sahtecilik, vergi adaletsizliği, sağlık ve eğitimde yozlaşma, din dayatması, kontrolsüz ve kalitesiz nüfus artışı ve AB için yasak olan birçpk şey. Hani bir söz vardı “ Ben bunun neresini düzelteyim!” diye.Hep “Çözüm ve AB” diyoruz da.Üstelik de şöyle olmazsa olmaz diyoruz ya, öyle bir durum ortaya çıkacak ki AB “ Ben bunun neresini düzelteyim deyip siz böyle devam edin derse ne olur? Burada yaşayanlarda gelecek umudu kalır mı? Artık Çözüm şarttır.AB muktesebatı için de işin sonu gelmiştir

banner471

banner473