banner564

Berber Hasan niçin öder?

Bizim Berber Hasan 12 yıldır ülkemizde çalışma ve iş kurma izni ile ekmeğinin peşinde. 
Yenişehir’deki berber salonunda sabahın 7’sinden akşamın 9-10’una kadar elinde makas ha bire keser durur bizim Berber Hasan.
Geçenlerde hanımı ile Türkiye’ye gitti. Öyle çok uzun bir tatil değil, 3-4 günlüğüne. Şans bu ya memleketleri Hatay’da hanımı rahatsızlanır, doktor hastane falan derken bizim Hasan’ın yaklaşık 3 bin lira masrafı olur.
Tedavilerini bitirdikten sonra yeniden gelirler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine. 
Ellerinde faturalar ve TC Sağlık Kurumların verdiği raporlar ile gidip başvururlar Sosyal Sigortalara.
Tabi sonuç tahmin ettiğiniz gibi bizim Hasan 5 kuruş bile alamaz sigortalardan.
Berber Hasan bana sordu, bende aynen iletiyorum Aziz Gürpınar’a
“12 yıl 4 aydır düzenli olarak Çalışma İznimi ve Sigortalarımı tas tamam yatırıyorum. Bugüne kadar 5 liralık bir sağlık sorunum da olmadı. Ta ki geçen aya kadar. Ve yaptığım 3 bin liralık masrafın 3 lirasını bile geri alamadım. Ne diye para yatırıyorum ben SİGORTALARA??? “   

Polis 
Polisin İçişleri Bakanlığı'na veya Başbakanlığa bağlanması konusunda ne düşünürsünüz bilmem ama ben de yakın bir geçmişe kadar Güvenlik Kuvvetleri'ne değil, sivil idareye bağlanması fikrindeydim. 
Ancak... 

Siyasilerin, son yıllarda, kısır çekişmeleri yüzünden, kendilerine bağlı Kurumları (DAÜ, Elektrik Kurumu, Sosyal Sigortalar vb.) ne hale getirdiklerini gördükten sonra farklı düşünmeye başladım.
Polis siyasilere bağlanırsa, polis yazacakları parti militanları ve yapacakları partizanca terfilerle, iki yıl içinde bu ülkede kan gövdeyi götürür diye düşünüyorum”…Ülker Fahri

“Arkadaşlık İstekleri”
“Arkadaşlık istekleri gönderen bazı saygısızlar vardır. Hala profiline tek kelimelik bilgi yazmaz ve sadece 'eh işte' deme saygısızlığında direnirler. Halbuki o kadar 'Eh işte' veya 'Bilgi yok' yazacaklarına 'işsiz' veya 'Bekar' ya da 'Evli' yazmak da aynı zamanını alır. Neyse bu güzel günün tadını bozmayayım. Hepinize güzel bir hafta sonu….”  Saffet Soykal



MESAJLAR

Dr. Derviş EROĞLU: Dün akşam Gönyeli’de hayli keyifli anlar geçirmişsiniz. Hele de “gelmez” denilen birilerini karşınızda görünce keyfiniz iki kat artmış. 

Dr. Sibel SİBER: Son günlerde ciddi bir atak içine girdiğinizi gözlemliyoruz. Unutmayın bu uzun soluklu bir yarış ve nefesiniz ona göre ayarlamalısınız. 

Kudret ÖZERSAY: Herkes bir şeyler yaparken sizden tek kelime bile çıkmaması enteresan. Bilmediğimiz bir şey mi biliyorsunuz? 

Ferdi Sabit SOYER: Dün Ersin Beyle mecliste yine gerilmişsiniz. Nereye varacak bu işin sonu bizde merak ediyoruz doğrusu. 

Ersin TATAR: Dün oturduğunuz yerden Ferdi Beyi çileden çıkarttınız valla. Zaten sizden başkası da buna muvaffak olamıyor o çatı altında. 

Ali Çetin AMCAOĞLU: Dün gece yemekte sizi görenlerden bazıları şok olmuşlar. Neyse eski defterleri şimdi karıştırmayalım değil mi? 

Doğuş DERYA: Göç yasasına partinizin kararına rağmen olumlu oy vererek bir kez daha takdirleri topladınız. Bakalım Genel sekreter bu duruşunuza ne diyecek? 

Dr. Suat GÜNSEL: Aybaşı İngiltere’de çok büyük bir ödül ile onurlandırılacakmışsınız. Neyse şimdilik kimseye bir şey söylemiyoruz biz. 

Vakkas ALTINBAŞ: Çıkartma plajı ile çok ama çok büyük makamlarda olan birisinin ilgilendiğini söylesem ve yakında oralarda başka bir şeylerin yapılacağını söylesem bana ne derdiniz. 

Ümit BAHŞİ: Dün eşiniz ve kızlarınız ufak bir kazaya karışmışlar. Çok geçmiş olsun, Allah’tan verilmiş sadakaları varmış. 

Atilla SAMUR: Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı İletişim Daire Başkanlığı göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Göreve gelir gelmez mülteci operasyonu da işin tuzu biberi oldu hani. 

Mahmut ÖZÇINAR: Güzelyurt’ta ki yol ihalelerini alan şirket bir türlü yolları yapmıyormuş. Vatandaş bozulan yolardan epey şikayetçi.

 
Fırat ATASER: Dün bölgedeki tüm öğretmenleri gezimişsiniz. Dersinize bu kadar iyi çalıştığınıza göre karneniz şimdiden pekiyi olacak gibi. 

Mustafa SAYMAZ: Şömine yakmakta usta olduğunuzu aman herkese söylemeyin. Yoksa oduncular nasıl para kazanacak. 

Ahmet ARSLAN: TC Büyükelçiliğinin 24 Kasım Öğretmenler Günü Resepsiyonu nasıl geçti? Bol bol fotoğraf çektirdiniz mi? 

Serdar CANALTAY: Nabi Kürüm’e sosyal medya dersi vermeye başlamışsınız. Demek ki bu konularda uzmansınız.   

Bülent ÖZTÜRK (Sebat): Galatasaray maçından sonra o kadar çok sevinmişsiniz ki dün tüm gün yataktan çıkamamışsınız. Oysa cimbom zaten bu aralar herkesten 4 yiyor zaten. 

Bahar GÖKHAN: Avrupa Gazeteciler Derneği Yılın En İyileri Ödül töreninden elinizi boş dönmemişsiniz. Tebrik ediyor, başarılarınızın devamını diliyoruz. 

Dr. Ramadan KAMİLOĞLU: İnsan Bursa’ya kadar giderde şu kardeşine bir kestane şekeri getirmez mi? Bu arada yolda bir dükkanda bir paket kestane şekerini de götürmüşsünüz. 

 
GÜNÜN SORUSU???
 "Hade Barra" Cumhuriyet Meclisi salonuna kadar girdi. Meclis TV'si uydudan dünyaya da yayın yapmakta... "Hade Barra"nın ne anlama geldiği bir alt yazı olarak görüntülerin altına konulsa iyi olmaz mı?!..”
 Ahmet Tolgay

BİZİM TEMEL
 Gümrük kapısından girmek için bir İngiliz, bir Fransız, bir de Türk bekliyorlarmış. Gümrük personelleri bu üçünün valizlerini kontrol etmeye başlamış. İlk Önce İngiliz’in valizini kontrol etmişler. İçerisinden 7 tane külot çıkmış..- Niye 7 tane külot ? diye İngiliz’e sormuş görevli. O da “Haftanın yedi gün var.. Hepsi için bir tane.. Pazartesi, Salı, Çarşamba.. demiş. Görevli – Vay be ! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki” demiş.. Sıra Fransız’ın valizine gelmiş. Açmışlar bakmışlar 8 tane külot. Görevli – 7′yi anladık da niye 8 tane külot var burada acaba ? diye merakından sormuş. Fransız -Pazartesi, Salı, Çarşamba. Her gün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım..demiş.. Görevli -Vay anasını be !Adamlardaki temizliğe medeniyete bak! demiş.. Sıra Temele gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet külot.. Görevli -Vay be ! Ne varsa bizim insanımızda var.. Şu medeniyete, şu temizliğe bak! demiş.. Ve ardından Temele sormuş : – Neden 12 tane külot ? Temel Cevap Vermiş :- Ocak, Şubat, Mart,…… :)
YORUM EKLE

banner608

banner474