Eski Çevre Bakanı Hamit Bakırcı “Biz Yönetemeyiz” dediğinde ortalık toz duman olmuştu. -Vay efendim yönetemiyorsa o koltukta ne işi varmış!” falan filan türünden bir sürü mavralar okuduk.
Oysa Bakırcı gayet anlaşılabilir bir Türkçe ile yapmıştı açıklamasını, adam gayet mantıklı bir biçimde şunu söylüyordu;
-Türkiye’den gelecek su işi büyük bir proje. Bunun altından kalkabilmemiz için en az 10-15 mühendisimizin olması lazım. Bizde şu an bir tane bile yok. Alınması yönünde başvuru yaptım ama Maliye yetki vermedi. O yüzden biz bu büyüklükte bir işi YÖNETEMEYİZ”
İki günüdür birer saatlik yağmur sonrası Başkent Lefkoşa Venedik’e döndü adeta. Neden? Çünkü alt yapı yok, su drenaj sistemleri yetersiz. Belediye başkanın elinde bu işi planlayacak mühendisler yok.
Hadi diyelim birisi sevabına projeyi verse bunu yapacak bütçesi yok. Yapılan işi denetleyecek elemanı yok.
Ama Hamit Bakırcı çıkarda “Biz Yönetemeyiz” derse adama laf sokacak KALDIRIM MÜHENDİSLERİ o kadar çok ki…
Sadece espri üreten sadece eleştiri getiren bir yapıya büründük. Devleti ve devlete ait kurumları yerden yere vurmak bir marifet.
Hiç kimsenin YAPICI bir eleştirisi yok, herkes durumdan vazife çıkarıp bir yerlere ÇAKMA’nın derdinde.
Basın camiasının içinde bulunmaya başladığım 2000’li yılların başından beri belki 100 kez Lefkoşa Sanayi bölgesinde su baskınları haberi yaptığımı bilirim.
Bir memlekette 20 yılda bir arpa boyu yol alınmaz mı? Demek ki alınmamış.
Kimse kusura bakmasın ama BİZ YÖNETEMİYORUZ…Durum bu kadar vahim yani..
Belediye Binası mı? CTP Binası mı?
CTP Gönyeli Belediyesinde kitle toplantısı yaptı dün gece. Üstelik Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’da katıldı bu toplantıya.
Gönyeli Belediyesi CTP’nin örgüt binası mıdır? Nasıl olurda bir parti kitle toplantısını Belediye Binasında yapar? Ayıp yahu..
Şimdi Serdar Denktaş DP Lefkoşa ilçesini yarın Eğitim Bakanlığında toplantıya çağırsa kim ne diyebilir? Sonuçta ikisi de kamu binası değil mi?
Veya Hüseyin Özgürgün gençlik kollarını Girne Belediye Binasında toplantıya çağırsa…
Üstelik Gönyeli’yi kanalizasyonlardan çıkan boklar götürürken, belediye başkanı yurtdışında tatilde iken, Başbakan kitle toplantısını belediyede yapıyor.
Ne diyelim dingil koptu bir kere memlekette. İsteyen istediğini yapabilir bu saatten sonra demek…
MESAJLAR
Dr. Derviş EROĞLU: Kesin kararınızı verip artık Kasım ayını beklemeye başlamışsınız. Hadi bakalım hayırlı ve uğurlu olsun.
Mehmet Ali TALAT: CTP’ye her çaktığınızda CTP içinde size olan öfke bir o kadar artıyor, ama siz ısrarla laf çakmaya devam ediyorsunuz. Kılavuzunuzu gözden geçirmekte fayda var.
Dr. Sibel SİBER: CTP içindeki küskünleri ikna etmek yetmiyor, dışarıdan da hayli oy gerekiyor. Hesapları buna göre yapmakta fayda var.
Mustafa AKINCI: Deneyimli bir belediye başkanı olarak keşke yaz bitmeden Harmancı’yı uyarıp erken tedbir almasını sağlasaydınız. Malum sorun yeni değil! Yılların sorunu.
Kudret ÖZERSAY: Sel baskınlarından sonra yaptığınız paylaşım tüm siyasi partileri hedef aldı, bakalım herkesi karşınıza alıp ne kadar daha yürüyebileceksiniz?
Hüseyin ÖZGÜRGÜN: Sel sonrası bahçe hayli zarar görmüş. Oysa tüm yaz o bahçenin yeşillenmesi için epey uğraş vermiştiniz. Geçmiş olsun.
Dr. Ahmet GÜLLE: İsveç Sağlık Bakanını gördükten sonra size de bir dizi operasyon yapmak şart oldu gibi. Nerden başlasak acaba.
Zeren MUNGAN: Sadece bir aylık mutfak masraflarında geçen aya oranla 46 liralık artış olduğuna göre maaşlar hesaplanırken artık sizde ona göre elinizi cebinize atarsınız değil mi?
Fırat ATASER: Seçim ekibinizle Cumhurbaşkanlığı seçimleri yüzünden ters düşmüşsünüz. Daha yolun başında böyle kazalar hiçte hoş değil! Değil mi?
Hasan SUNGUR: Emlak fiyatları bu yaz patlama yapacak diyormuşsunuz. Hayırdır bizim bilmediğimiz bir çözüm süreci mi olacak memlekette?
Dr. Bülent DİZDARLI: Yeni kitap için kolları sıvamışsınız. Bu gidişle yakında doktorluğu bırakıp yazarlığa başlayacaksınız artık.
İbrahim DALOĞLU: Düğünlerde yaptığınız danslar herkesin dilinde. Bu kadar iyi dans ettiğinizi gerçekten bilmiyorduk doğrusu.
Orhan YILMAZ( fıstık): Hafta sonu bahçe ile uğraşmış dünde tüm gün ofiste oturup kalmışsınız. Hamlaştınız siz hamlaştınız.
Hakan YOZCU: Dün Devlet Tiyatrolarındaki personelinize veda edip eşyalarınızı alıp kurumdan ayrılmışsınız. Hayli duygusal anlar yaşamışsınız vedalaşırken.
Serdar TURGANER: Kurumun elektrikleri kesilmesi pek hoş olmadı. Birde şu uçuş okulu ne diye sizin adınıza açıldı ki? Dedikodular başladı hemen.
Aybars KUTLUBA: Gazetecilerle iyi geçinmekte fayda var. Zira birkaç tanesi hariç, diğerleri her şartta birbirini destekler. Bilmem anlatabildik mi?
Yahya KURT: Günler sonra sizi geçen gece gayet şık ve zinde gördük. Umarız her şey yolundadır. Bu hafta içi bir kahve içmekte fayda var.
Abdullah İŞKEY: El öpenleriniz çok olsun derler ya aynen öyle işte. Maşallah sizde bu gelenek hala daha yaşıyor. Geçen gece gene öpe öpe bir olmuşsunuz.
Aydın TÜRKSEVER: 50’sinden sonra azanı ne paklar? İstersen bu hafta sonu radyoda bu soruyu sor bakalım, dinleyiciler ne cevap verecek size.
GÜNÜN SÖZÜ
“Kıbrıs Cumhuriyeti zaten Rumların işgali altında, dolayısıyla bizim de bu denizlerde hakkımız olduğuna ve deniz altından çıkacak bütün zenginliklerden bizim de hakkımız olduğunu Rum tarafı tespit ettiğine göre, bu ayak oyunlarına gerek yok”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu
BİZİM TEMEL
- Adamın biri Temel’ e sormuş:
- Siz Karadenizliler, niye her soruya soruyla karşılık veriyorsunuz?
Temel cevap vermiş :
- Ula, Niye soraysun? :)