banner564

Bizi batıran kamu yönetimidir!

“Mali baskılar yüksek seyretmeye devam etmektedir ve toplam ‘kamu’ harcamaları 2023’te GSYH’nin yüzde 29,2’sinden 2024’te yüzde 35,4’e yükselmiş ve ‘mali’ gelir artışının önüne geçmiştir. Bu artış, temel olarak caritransferler, ücretler ve ücret dışı ödemelerdeki artışlardan kaynaklanmış, bunu diğer cari ve sermaye harcamalarındaki önemli artışlar izlemiştir. Sonuç olarak; mali açık 2023’te GSYH’nin yüzde 0,9’u seviyesinden 2024’te tahmini yüzde 4,1’e önemli ölçüde genişlemiştir.”
Bu cümleler, Dünya Bankası’nın Kıbrıs Türk ekonomisini izleme raporundan alınmıştır.
Bilinmeyen bir şey değildir ama olsun… Yabancı kaynaklı bir raporda yer almaları da önemlidir. Biz söylediğimizde “uzman değiliz”, “politik amaçlarımız var” veya “memur olamadık diye intikam alıyoruz” gibi gerekçelerle duymazdan görmezden geliniyor ama KKTC, bırakınız başka sorunlarını, “tüketici bir güç” olarak Kıbrıs Türk halkının ürettiklerinin çok büyük bir bölümünü tüketen önemli bir sorundur. Rakamlar bunu açıkça ortaya koyuyor.
“Haksızlık etme” diyebilecek misiniz bilmiyorum ama gerçekten hiçbir şey üretmemekle kalmıyor, başkalarının üretim kapasitesini de yok etmeye çalışıyor. Ticaretten turizme, inşaattan tarıma kadar birçok sektörden feryatlar yükseliyor. Bunların bazıları devletin kendilerini korumasını istiyor ama çoğu, devletin önlerine çıkardığı engelleri aşmaya çalışmaktan yorulduklarını ifade ediyorlar.
Kamu yönetimi aracılığı ile sürdürülen soygun o kadar aleni bir hal almıştır ki; işe gitmeden maaş alanlar ile ilgili konuşmak veya yazmak moda olmuştur. Yüzlerce ve hatta binlerce kamu görevlisinin kendi işlerini yürütmeye devam ederken kamudan maaş çektiğinden söz ediliyor ama hiçbir yetkili veya yetkili olma adayı bu soruna ilgi göstermiyor.
Yaşanan bu acı gerçeğe karşın, halkın yaşadığı ekonomik sıkıntılar Rum tarafının sektörlerimize yönelik saldırıları, Türk Lirası’nın kötü yönetilmesinden kaynaklanan sorunlar veya bölgemizde hiç bitmeyen savaşlar ile izah edilmek isteniyor. Bize, “yapacak bir şey yok” dedirtmeye çalışıyorlar ama Dünya Bankası Kıbrıs Türk ekonomisi izleme raporu yapılması gereken ilk işin kamu harcamalarını disiplin altına almak olduğunu kanıtlarıyla birlikte gözümüze soktu… Bir kez daha!
Kamu yönetimi, bütün ürettiğimiz değerlerin %35’ini yutuyor… Biz üretiyoruz onlar yiyorlar!
Kuzey Kıbrıs’ta kamu yönetimi ve çalışanları, geriye kalan bütün insanları ve kurumları kendilerine hizmet etmek için yaratılmış görüyorlar. Yetkililer veya yetkili olmak için bizden oy isteyenler de “bu yiyiciler tayfasının bir elemanı” olmak için yarışıyorlar. 
Biz de ölü gözünden yaş bekler gibi kamudan kendi kendini düzeltmesini bekleyip duruyoruz.

YORUM EKLE

banner608

banner474