banner564

Brexit’te durum

Seçime katılacak olan adaylar yavaş yavaş belirlenirken, adaylığı kesinleşmiş olanlar arasında bir de sıralama telaşı yaşanıyor. Değişen seçim sistemi nedeniyle ilk kez genel seçime gidiliyor olması birçok soru işaretini de beraberinde getirmektedir. Yeni seçim sisteminin anlaşılması çok zor olmasa da, oy verme işlemi sırasında bazı ince detaylara özen gösterilmemesi durumun da pek çok oy pusulasının geçersiz olacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle siyasi partiler bu gibi oy kayıplarının önüne geçmek için partileri adına sadece mühür istemekle yetineceklerdir.
Erken genel seçim gündemi, seçim sonrası hükümet kuruluncaya kadar meşgul edecektir ve bu arada yakından takip edilmesi gereken bir de dış gündem olduğu göz ardı edilmemelidir. Örneğin Brexit (İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılması) konusu bizleri hiç ilgilendirmiyor mu?
Basınımızın gündemi seçimler ile ilgili yoğun iken, İngiltere ve Avrupa Birliği (AB) için sancılı bir süreç olan Brexit’in hangi aşamada olduğunu yabancı kaynaklardan öğrenebiliyoruz. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk 10 gün içinde olumlu yönde adım atılmazsa müzakerelerin ikinci aşamasına geçilemeyeceğini belirtti. Avrupalı yetkililer müzakerelerin ilerlemesi için bir an önce ayrılık faturası konusunda anlaşmaya varılmasını istiyor. AB ve İngiltere ayrılık faturası konusunda herhangi bir anlaşmaya varamazlarken, İngiltere Başbakanı Theresa May üye ülkelerin ayrılık bütçesi konusunda endişelenmemesi gerektiğini söylemektedir.
Bir diğer yandan AB kurumları İngiltere’den taşınmaya başladılar bile. Londra’dan taşınacak iki Avrupa Birliği dairesinden biri İlaç Dairesi’ydi. Amsterdam, Kopenhag ve Bratislava gibi iddialı ve istekli yarışmacıların yanı sıra Bükreş ve Sofya gibi 18 kent, İlaç Dairesi’nin yeni merkezi olabilmek için kıyasıya yarıştılar. Adaylar arasında Milano ve Amsterdam başa baş yarışırlarken, son tur oylamada Amsterdam birinciliği kaptı. Bunun anlamı bin kişiye doğrudan istihdam ve çok daha fazlasına da dolaylı olarak iş imkânı demektir.
Londra’dan taşınan ikinci AB dairesi ise Bankacılık Dairesi oldu. Brüksel AB Bankacılık Dairesinin ise Paris’e taşınması kararını aldı. AB kurumlarının, üye ülkelerde konuşlandırılması gerektiğine dair herhangi bir kural ya da anlaşma bulunmuyor. Ancak Brexit'ten sonra İngiltere topraklarında AB hukukunun geçerli olamayacağını dile getirmesinin ardından, AB kuruluşları üye bir ülkeye taşınmaya başladı.
Brexit, İngiltere’nin Kıbrıs’ta bulunan askeri üsleri ve uluslararası ilişkileri nedeniyle, bulunduğumuz coğrafyada biraz daha karmaşık bir hal almaktadır. Fakat bu konunun ulusal bir boyutu olduğu kadar kişisel sorunları da beraberinde getireceği gözükmektedir. Örneğin yükseköğretimlerini İngiltere’de yapmayı planlayan gençlerimiz için Brexit sonrası İngiltere’de okumak hayli pahalı olacaktır. Konuştuğum bazı aileler çocuklarının yükseköğretimleri için farklı AB ülkelerinin öğrenim şartlarını ve günlük giderlerini şimdiden araştırmaya başladılar.
Diğer bir yandan seçecekleri AB ülkesinde eğitim dili İngilizce olsa bile günlük yaşamlarında gençlerimizin gidecekleri ülkenin dilini de bilmelerine ihtiyaçları olacaktır.
Bugünkü koşullarda bizim eğitim sistemimizde İngilizce başta olmak üzere okullarımızda ders saatleri az da olsa Fransızca ve Almanca dersleri verilmektedir. Bu dersler dili anlamak ve kullanmak için yeterli mi? Bununla birlikte daha farklı AB ülkelerinde eğitim almak isteyen gençlerimiz için onlara kolaylık sağlamak adına diğer AB ülke dillerini de seçmeli olarak ders müfredatlarına eklemek mümkün değil midir? 
Güvenli bir gelecek ancak gerçeklere dayalı bir plan programla ile gerçekleşecektir. Sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan sürdürülebilir bir toplum yaşamı için vizyon ve misyonumuzun gerçeklerle bağdaşır bir yapıda olması gerekmektedir. Ülke gündemimizi de dikkate alarak önümüzdeki seçimlerde gerçeklere dayanan, yorum yapan, konuşan adayların seçilmesini ümit ediyorum…
Güzel bir hafta dileklerimle, herkese iyi pazarlar.
YORUM EKLE

banner471

banner473