İstanbul Yenikapı’da düzenlenen ‘Demokrasi ve Şehitler’ mitingini büyük bir gururla izledik...

   Türk milletinin tek yürek olduğunu, bayrağına ve devletine sarıldığını görmenin coşkusunu yaşadık...

   Binlerce Türk bayrağının arasında KKTC bayraklarının dalgalanması coşkumuzu ve geleceğe yönelik umutlarımızı daha da artırdı...

   Türkiye yaşadıkça, KKTC’nin de yaşayacağı; Kıbrıslı Türklerin hiçbir zaman yalnız bırakılmayacağının mesajıydı verilen dünyaya...

   Lefkoşa’daki mitinge katılarak, Kıbrıslı Türklerin Anavatanına olan bağlılığını ve desteğini gösteren KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün de oradaydı...

   Başbakan Özgürgün’ün şahsında, Kıbrıs Türk halkına verilen desteğin önemini bir kez daha gösteren Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakan Sayın Binali Yıldırım’a ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm hükümet mensuplarına, muhalefet partilerine ve silahlı kuvvetler yetkililerine teşekkür ediyoruz...

   Bilinmesini istiyoruz ki; Kıbrıs Türk halkının ezici bir çoğunluğunun kalbi dün Yenikapı’da atıyordu...

   Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğu, Anasının yaşadığı acıyı yürekten paylaşıyor ve tüm yaraların en kısa sürede sarılmasını istiyor...

   Güçlü bir Türkiye; Kıbrıslı Türklerin geleceği açısından da son derece önemlidir...

   Sayın Binali Yıldırım’ın belirttiği gibi bizler et ve tırnak gibiyiz, asla ayrılamayız...

   İyi ve kötü günlerde birlikte olmaya devam edeceğiz...

Kritik bir süreçteyiz

   
   Önümüzde kritik bir süreç vardır...

   Türkiye; terör saldırılarına ve içte demokrasi düşmanlarına karşı mücadelesini verirken, bizler de Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki müzakerelerin en kritik aşamasına geçiyoruz...

   Buradan çıkacak sonuç, sadece Kıbrıslı Türklerin geleceği açısından değil, Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından da son derece önemlidir...

   Türkiye’nin garantör olmayacağı bir Kıbrıs’ın, uzun vadede Kıbrıslı Türkler kadar, Türkiye açısından yaratacağı sakıncaları dikkate alarak adım atmak zorundayız...

   “Çözüm olsun da nasıl isterse olsun” düşüncesinde değiliz...

   Kalıcı bir çözüm için, her iki toplumun da kendini güvende hissedeceği garantilerin devamından vazgeçemeyiz...

   Nüfus açısından azınlıkta olan Kıbrıslı Türklerin tek güvencesi Türkiye’ditr...

   Rum tarafının; Türkiye’nin üyesi olmadığı AB güvencesine sarılarak, bizleri sonunun ne olacağını bilmediğimiz bir maceraya sürüklemesine izin vermemeliyiz...

   Hepsinden önemlisi; çözüm olsun veya olmasın çok daha güçlü bir KKTC yaratılması için önümüzdeki engelleri aşmalıyız...

   Daha çok yatırım için KKTC yönetimlerini daha ciddi ve daha hızlı icraatlar konusunda cesaretlendirmeliyiz...

   Çözüm bekleyen basit sorunları ertelemek suretiyle halkımızı umutsuzluğa sürüklemek isteyenlere engel olmalıyız...

   Halkımız bu ülkede artık güzel şeylerin olabileceğini görmelidir...

   İstersek bunu çok kısa sürede başarabiliriz...

   Başarmak zorundayız...