KKTC’nin İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, geçtiğimiz günlerde Gönyeli’de bir toplantı düzenleyerek, katılımcılara Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili gelişmeler hakkıında bilgi verdi...
Talat’ın konuşmasında dikkat çekici bir itiraf vardı...
Bunu gözden kaçırmamak gerekiyor...
Aynen şöyle dedi:
“Yapılan bir ankete göre; Rumlar, Kıbrıslı Türk patronun yanında çalışmak istemiyor...”
Bu anket sonucunun gerçekleri yansıttığından eminiz...
Çünkü değişmeyen düşünce budur...
Hala ezici bir çoğunluk bizleri ‘açlıktan hastalanan, dilencilik yapan, şamişici veya lokmacı’ olarak görüyor...
Hala bizlere yukarıdan bakan bir hastalıkları var...
Hatta önemli bir kısmı ‘Türk askeri ve Türk göçmenlerin gönderilmesi durumunda, geriye kalan Kıbrıslı Türkleri zaman içinde göç ettirecek’ stratejiler üzerinde çalışıyor...
“Gitsinler Londra’da yaşasınlar’ düşüncesinde olanların ezici bir çoğunlukta olduğunu söyleyen çıkarsa, sakın şaşırmayın...
Gerçekler böyledir...
Bizlerde ne kadar paylaşım isteği varsa, onlarda o kadar ırkçı düşünce vardır...
Ve bunun ana nedeni Rum tarafındaki eğitim sistemi ile kilisedir...
Okullarda hala Türk düşmanlığına dayalı dersler veriliyor...
Kilise, Türk düşmanlığı aşılamaya devam ediyor...
Terapiyi kim yapacak?..
Sayın Talat “Bizim içimizde de terapiye ihtiyaç duyanlar vardır... Bunu biz yapacağız” derken, Rumlara kimin terapi yapacağına değinmiyor...
Peki bunu kim yapmalı?..
Öncelikle Rum lideri Nikos Anastasiadis...
Eğitim Bakanı’na “Tarih kitaplarını değiştirin... Türklerin yaptığı gibi artık barış dili kullanın” diyebilir mi?..
Diyemez...
Tam tersi, İngiliz okulunda Kıbrıslı Türk ve Rum öğrencileri yakınlaştırmaya çalışan müdür muavininin görevden alınmasına onay veriyor...
Daha da üzücü olanı; Rum okullarında Grivas’ın ve EOKA’nın öne çıkarılması talimatını veriyor...
Grivas, Kıbrıs’ı kana bulayan bir terorist değil midir?..
Akıncı ile Niyazi’de kebap yiyen ve her fırsatta Avrupa Birliği değerlerinden söz eden bir insan, diğer yandan Grivas’ın ve EOKA’nın öne çıkarılmasını isterse, çözüme karşı çıkan Rumlara terapi yapamaz...
Kiliseye “Dini, siyasete alet etme” diyemez...
Öyleyse, birilerinin Anastasiadis’e terapi yapması gerekiyor...
Peki bunu kim yapacak?..
O görev Akıncı’nın...
Akıncı, bir taraftan Niyazi’nin şeftalisini yedirecek, diğer bildiği bütün duaları okuyacak...
“Değiş artık Nikos... EOKA’yı, Grivas’ı unut... Halkımıza korku verme... Şeftali’nin yanında yoğurdu ihmal etme... Hallumi yerine, hellimi dene...”
Bunu becerebilirse, Eide’nin iddia ettiği gibi son kilometre kısa sürede aşılır...
Beceremezse, bu kez çok güçlü bir OXI bizim taraftan çıkar...