banner564

Değişim kaçınılmazdır

Girne’deki esnaf, bölgede turist göremediklerini, işlerin durma noktasına geldiğini ve çaresizlik karşısında sıkıntı yaşadıklarını söylüyor…

Ama sıkıntı sadece Girne çarşısıyla sınırlı değildir…

Hemen her yerde, her sektörde sıkıntı vardır...

Ekonomisi turizme bağlı bir ülke olduğumuz için, tek çare daha çok turist getirebilmektir…

   Bunun için de ucuz ulaşım imkanları yaratılmalıdır…

   Tıpkı Güney Kıbrıs’ın yaptığı gibi…

   Onlar ‘Corona’ sonrasında iki farklı uçak şirketine ayrıcalık tanıyarak, tüm uçakların çok düşük ücretle Larnaka’da konaklamasına olanak sağladılar…

   Onlar da uçakları boş getirmek yerine, düşük fiyatlarla yolcu taşıdılar…

   Ercan’dan direkt uçabildiğimiz tek ülke Türkiye’dir…

   Hiç olmazsa Türkiye’nin bazı illerinden Ercan’a ucuz uçak seferleri düzenlenmelidir…

   THY’nin bu konuda tarihi sorumlulukları vardır…

   Ayrıca yolcu feribotlarına ihtiyaç vardır…

   Girne ve Mağusa ile Alanya, Antalya, Mersin arasında sefer yapacak güvenli, turistik gemiler istiyoruz…

   Geçmişte bu seferler yapılıyordu…

   Yeşilada ve Truva feribotları her seferde 400 yolcu taşıyordu…

   En çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde bu seferler neden yapılamıyor?..

Umutsuzluk çöküşü hızlandırır

Turizmi geliştiremezsek esnafı sevindiremeyiz…

Esnafın moralini yükseltmenin tek yolu budur…

Bir kısım insanımız, yaşanan sıkıntılardan bunalmış olduğu için “olsun da nasıl olursa olsun” diyerek, bugünkü çıkmazlardan kurtuluş yolunun çözüm olduğunu düşünüyor...

Bir kısım insan ise ‘her şeye rağmen’ KKTC’nin yaşatılmasından yana...

Önce çözüm seçeneğine bakalım...

Nasıl olursa olsun mantığına göre gidilirse, tek egemenlik Rumlarda olur...

Türkiye’nin garantörlüğü sulandırılır...

Kıbrıslı Türkler; bir anda 1974 öncesinden daha da kötü bir duruma düşer...

Korkunç bir göç dalgası yaşanır...

Önümüzdeki iki seçenekten biri de KKTC’nin devamıdır...

Rumlara güvenmeyen insanlar, ikinci seçenek üzerinde durdukları takdirde, ciddi bir endişeleri vardır...

O da KKTC’nin yetersizliği ve yönetim beceriksizliğidir...

Bu şekilde gider mi?..

Asla gitmez...

Hırsızlık, yolsuzluk ve suistimal yapanların, uyuşturucu kaçakçılarının, şiddete başvuranların yargılanması ve sonuç alınması yıllar alıyor...

Bunların bir kısmı ‘yasal boşluklardan dolayı’ hak ettiği cezayı almıyor...

Bunlar çok ciddi sorunlardır...

Peki bunu nasıl aşacağız?..

Elbette ciddi adımlar atarak...

Bir kısım insanı gücendirme pahasına doğru kararlar alarak...

Bunu yapabilmek için de önce siyaset temizlenmeli...

Parti sayısına sınırlama getirilmeli...

   “Parti sayısı sınırlandığı veya siyaset temizlendiği takdirde ne tür değişim olacak?”

Diye soranlar olabilir…

   Ciddi yönetimlerin gelmesi halinde çok şey yapılabilir…

   Türkiye ile KKTC arasındaki ticaretin düzenlenmesi halinde, bu ülke ucuzluk cenneti olabilir…

   En azından kirazı 400’e, kayısıyı 170 liraya yemeyiz…

   O yüzden ‘değişim’ kaçınılmaz…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 13 saat Önce

Sayın Akar KKTC ile geldiğimiz noktada değişim elbette ki olacaktır ‘ Fakat KKTCdeki bu değişimin Daha da Kötüye gideceği yönde değilmidir yani ?
KKTCden Soğutmadık mı bıraktık acaba ? Ülkemize gelen İngilizleri Yatırımcıları Londralı Türkleri KKTCden Soğutup geri göndermedik mi yani ! Yılların Kötü düzeni ve Yönetim beceriksizliğimizden Maaşlarımızı ödeyen Anavatan Türkiye’yi bile kendimizden Soğutma noktasına getirdik ! Turizmin olmadığı Yatırımcının gelmediği KKTCye İngilteredeki Kardeşlerimiz bile artık gelmiyorlar neden acaba ! Bir zamanlar Uçaklar dolusu İngiltere’den Tatile gelen Gençlerimize Askerlik sorunu da dahil çıkarmadığımız sorun mu kalmıştı ! İngiltere’den ve Dışardan gelen Yatırımcıları bin pişman edip geri göndermedik mi yani ? Paralarını alıp da Kapı dışarı edip Kazıklayıp gönderdiğimiz İngilizler için ne demeli acaba ? Bugün Turistsiz Girne’nin vahim Haline niye Üzülelim ki Beterin Beteri de vardır diye bir Atasözümüz yok mu yani !

Öz
Öz - 8 saat Önce

Bu nasıl bir mantıktır anlamıyorum. Yıllarca görüşülmüş ve BM belli kriterler kabul edilmiş bir soruna nasıl olur da “Nasıl olursa olsun!” diye bakılır.Hele “ Garantörlüğün sulandırılması” ne demek? Garantörlük Kıbrıs Federal devletinin bekası için demek değil mi? Anayasasının garanti edilmesi değil mi? Niye K/Türkler göç edecekler? Kurulacak devlet anayasal bir devletse ve uluslararası hukuk geçerli olacaksa niye faşist düşünceler gündeme getirilir.Anayasada ırkçılık yasaklanabilir mesela.Kıbrıs Federal Cumhuriyeti kurulursa, Malta gibi devletlerden daha mürefeh olur, kimsenin endişesi olmasın

banner608

banner474