
Emlak işinden çok anlamam… Bu nedenle ChatGPT’ye sordum. Güney Kıbrıs’taki emlak sektörünü “yapay zekasını” kullanarak aşağıdaki şekilde analiz etti:
- 2010–2013 döneminde yabancı konut alımları düştü.
- 2013’te özellikle düşük (~1.000 adet civarı) bir seviyeye inmiş. 2014’ten başlayarak, özellikle 2016–2018 arasında yabancı alımlarda tekrar güçlü bir büyüme var.
- 2018’de 4.367 mülk ile oldukça yüksek bir alım hacmi görülüyor.
- Pandemi döneminde (2020), alımlar azalmış (yol kısıtlamaları, ekonomik belirsizlik vs. etkili olmuş olabilir). Pandemiden sonra (2022–2023) yabancı yatırım geri gelmiş ve rekor seviyelere yaklaşmış: 2023’te 6.900 satış sözleşmesi.
- 2024’te ise hafif bir düşüş var, ama hâlâ büyük hacimli yabancı alım devam ediyor.
Daha birçok bilgi bulunabilir. Son günlerde Kıbrıs’taki mülklerin yabancılaştığını iddia etmek isteyenler 2021-2024 yılları arasında 37 bin konutun yabancılara satıldığı bilgisini kullanmaya başladılar.
İlgili raporlara baktığınız zaman bu satışların özellikle Baf kazasında artmakta olduğunu görürsünüz.
Ne yapacaktı yani insanlar? Atalarının yaptığı gibi keçi bekleyip harnıp mı toplayacaktı? Nostalji güzeldir. Bunlar da geçmişte kaldıkları için nostaljik oldular. Atalarımızın güttüklerinden çok daha fazla süt veren keçiler modern ağıllarda besleniyor. Yine ChatGPT’ye sorarsanız, Güney Kıbrıs’ta keçi verimliliği, 2004–2023 döneminde %196 oranında artmış zaten.
Giderek kuraklaşıyor olsak bile ılıman bir iklimine sahip ve zenginleşmiş ülkelere 3-4 saatlik uçuş mesafesinde olan Akdeniz adalarının, tatil evleri ve yaşlı evleri konusunda önemli bir avantaja sahip oldukları açıkça ortadadır. Gelişmiş ülkelerin orta üst gelir grubuna dahil insanları, ömürlerinin kalanını sıcak bir adada geçirmenin hayalini kuruyorlar. İspanya’ya bağlı olan Balear Adaları, özellikle Mallorca, ikinci konut pazarının yıldızıdırlar; fiyatları ve talep çok yüksektir. Kötü bir şey mi?
Kıbrıs Rum tarafı bu pastadan payını alırken Kuzey Kıbrıs’ın bu alanda çalışmasını engellemeye çalışıyor. Mülkiyet sorunu da bahanesi… Bizim yerine getirmediğimiz görevler de şahanesi!
Her ülke ve insanları, başkalarının taleplerine uygun mal ve hizmetler sunarak uluslararası iş birliği ortamında yer alır ve hayatlarını yaptıkları katkılar sayesinde sürdürürler. Hayalinizdeki işlerle değil, başkalarının ihtiyaçlarını karşılayacak mal veya hizmetler üretmekle uğraşmalısınız. Bu, binlerce yıllık bir kuraldır!
Bugünkü dünyada bizim avantajlı olduğumuz sektörlerin başında, tatil evi veya ikinci konut üretmek geliyor. Güney Kıbrıs’taki gelişmeler bunu gösteriyor; ChatCPT de bunu söylüyor.
Bu sektörü yaratıcı fikirler ve Kıbrıs sorununun olanak verdiği önlemlerle canlandırmak gerekiyor.


