Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kısa süreli Kıbrıs ziyaretinde verdiği mesajlar, hem Kıbrıslı Türkler, hem de Kıbrıslı Rumlar açısından büyük önem taşıyor…
Erdoğan; ziyaret öncesinde ortaya atılan iddiaların aksine, yaptığı konuşmalarda Kıbrıslı Türklere sevgi, dostluk, dayanışma ve destek mesajları verdi…
Askeri, ekonomik ve sosyal konularda Kıbrıslı Türklerin yardım gördüğü tek ülke Türkiye’dir…
Sınırları Türk askeri koruyor…
Suyumuzu Türkiye gönderiyor…
Ülkeyi ziyaret eden turistlerin yüzde 80’i Türkiye’den geliyor…
Üniversitelerimizde eğitim görenlerin ezici bir çoğunluğu Türk vatandaşlarıdır…
Gerçekleri göz ardı edemeyiz…
Gerçekleri görmezden gelerek hayali sloganlarla sorunlarımızı da çözemeyiz…
O yüzden Türkiye ile gerilim yerine, daima iyi ilişkiyi öne çıkarmalıyız…
Türkiye ile KKTC arasında zaman zaman bizleri veya onları üzen gelişmelerin olması normaldir…
Ancak; iyi bir yönetim becerisi ve sabırla sorunların çözümü mümkündür…
Sayın Erdoğan’ın yeni Meclis binasının açılışında söyledikleri arasında şu satırlara dikkat çekmek istiyoruz:
“Siyasi partilerimiz, hayat tarzlarımız, kökenlerimiz farklı olabilir. Ama bizleri bir arada tutan ortak paydamız ve hedeflerimiz aynıdır. Adlarımız farklı olsa da söz konusu Kıbrıs davası olunca soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir…”
Mesaj gayet açıktır…
Siyasi görüş ayrılıkları olsa da Türkiye’nin, Kıbrıs Türklerine desteği devam eder…
Rum liderliği de uyarıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü ziyareti öncesinde Yunan basını önemli bir iddiada bulunmuş, Türkiye’deki bir limanın Rum gemilerine açılacağını iddia etmişti…
Çözüm öncesinde böylesi bir adımın atılması halinde Kıbrıslı Türklerin müzakere masasındaki pazarlık gücünün zayıflayacağını bilenler, son sözü Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan duymak istiyordu…
Ve öyle oldu…
Erdoğan dün bu konuyu şu sözlerle noktaladı:
“Kıbrıs Türkü'nün maruz bırakıldığı haksız izolasyonlar son bulmadıkça; adil, kalıcı, sürdürülebilir ve adanın gerçeklerine uygun bir çözüm gelmedikçe Türkiye Cumhuriyeti’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimini muhatap alması, ticaret yapması, limanlarını kullandırması mevzubahis dahi olamaz…”
Rum liderliğinin bu mesajı iyi algılaması ve adada kalıcı bir çözüm için Kıbrıslı Türklerle ilişkilerini geliştirmesi, siyasi eşitliği kabul etmesi ve mülkiyet sonuna ‘takas, tazminat, iade’ yöntemiyle bir çözüm getirilmesini kabul etmesi gerekiyor…
Kıbrıslı Türkler açısından güvenlik ve mülkiyet sorunu son derece önemlidir…
Geçmişte yaşananların tekrarlanmayacağı, her iki toplumun ve diğer azınlıkların adada rahat ve huzur içinde yaşayabileceği bir çözüm için Kıbrıslı Türklerle iyi bir diyalog içerisine girmek doğru olandır…
İyi pazarlar…
Dünyanın 100 - 150 bin Kıbrıslı Türk için Egemen ayrı devlet olarak KKTCyi Tanıması mümkün değildir ! Dünyada Egemen ayrı devlet olmak isteyen Yüzlerce Bölgesel Siyasi Sorunlar yaratmayı Hangi BMGK Ülkesi istesin ki ! Dünyanın Ambargoları ise Kimsenin Tanımadığı ve Dünyanın Ayrılıkçı gördüğü Kurduğumuz KKTC’ye konduğunu gerçekten bilmeyen mi var !
Kıbrıslı Türklerin Turizm Üretim ve İhracatta altın yıllarını yaşadığı KTFD’tine Ambargo mu vardı yani. ! Taşınan Su ile değirmen dönmediğini gerçekten bilmeyen mi var ‘ Anavatan Türkiye’nin hediyesi 101 odalı muhteşem Külliyemizde 50 Bakan ve Bakmayanızı Hangi odada iş yapar bulabileceğiz acaba ! Kasası boş KKTCnin Hediye edilen Külliyesine verebilecek Elektirk Su Bakım Onarım Odacılarıma Aşçılarına Süvarilerine verebilecek Parası mı var yani ! Kimin Toprağı Üzerinde olduğu bilinmeyen Külliyemiz masrafları için Hangi Bankamız Borç batağı KKTCyi Borçlandıracaktır acaba ! KKTCde Giydiğimiz Pantolonun Boyumuza göre olmadığı gerçeği ile Uluslararası Toplum karşısına nasıl çıkabiliriz ki ?