Tüm dünya ajanslarına bomba gibi düşen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in açıklamaları son derece önemli. Zira bizim ülkemizde okur-yazar olup ancak garantörlüğün ne olduğunu bilmeyen onca kişi varken Rus liderden gelen açıklama son derece önemli. 

Öyle ki Rus lider Suriye hükümeti ile muhalefetin ateşkes anlaşması imzaladığını açıkladı. Putin, Suriye'deki ateşkesin Rusya ve Türkiye garantörlüğünde gerçekleştiğini söyledi.

Kıbrıs’ta garantör olarak bulunan Türkiye artık Akdeniz’de ikinci bir ülkeye daha Rusya ile birlikte garantör oldu. Suriye’de Rusya ile Türkiye artık garantör ülke.

Kıbrıs’ta Yunanistan ve İngiltere ile garantör ülke olan Türkiye, bu hamle ile Suriye’de garantör oldu. 

Garantör; güvence veren ve bunun gerçekleşmesini gözeten ve denetleyen (kimse, kuruluş veya devlet) olarak sözlükte yerini alıyor. 

Umarım hala daha garantörlüğün ne olduğunu anlamayanlar bugünden itibaren bir nebze olsun anlamış olurlar.

“İlk aşama tamam! Sırada ikinci aşama” 

Bu köşeyi düzenli okuyanlar bilir, dün sadece biz yazmıştık KTÖS’ün ve Şener Elcil’in nasıl bir hamle yapmak istediğini. Bizim tespitlerimiz aynen doğru çıktı ve bir anda KTÖS’ün dağıttığı ajandalar ülke gündeminde en üst sıraya oturdu.

KTÖS geri adım atacağına daha da ileri giderek ajanların ikinci kısmı için baskıya gideceklerini ve dağıtmaya devam edeceklerini de açıkladı.

Amaçları çok açık, buradan söylüyorum;

Dün dediğimiz gibi burada amaç gündemi meşgul edip, ülkede 12 Ocak öncesi suni gerginlik çıkarıp, kitleleri harekete geçirmek.

Çünkü KTÖS ile ilgili polise ve savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Bugün yarın er geç polis harekete geçip KTÖS yönetimine dava okuyacak. Hatta belki de gözaltı yapacak. 

Bu durumu fırsat bilip eylem ve sokaklarda gösteri yapmak için KTÖS’ün ciddi bir hazırlık yaptığı zaten bilgimizde. İşte aradıkları zemini de böylece yaratmış oldular. 

Tekrar söylüyorum bu ajanda işi basit bir iş değil, tamamen önceden planlanmış ve sonrasında iç kargaşa çıkarmak için önceden tasarlanmış bir kurgudur. Lütfen kritik Kıbrıs müzakereleri öncesi galeyana gelmeyelim.

YÖDAK Başkanı 

Cumhurbaşkanı Akıncı, YÖDAK Başkanlığı görevinden aldığı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş’un yerine, 14 Aralık 2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, Prof. Dr. Akile Sarıoğlu Büke’yi atadı. Aradan 16 gün geçti ama yeni atanan YÖDAK Başkanı henüz bir resmi ziyarette bulunmadı.

Üstelik Eğitim Bakanı ile biran önce görüşmesi ve meclise sevk edilmesi planlanan yeni YÖDAK yasa tasarısı hakkında hazırlık yapması gerekirken. 

Kıbrıs’ın havasından mıdır suyundan mıdır ama yeni YÖDAK başkanı da hantal bürokrasiye uyarsa vay halimize. Zira gelecek hafta da yılın ilk haftası olacağından ve olası bir görüşme ihtimalinin zayıflığından ancak bir ay sonra ilk ziyaret başlayacak ve yılsonuna yine hiç bir şey yetişmeyecektir. 

MESAJLAR

Mustafa AKINCI: Cenevre’deki tarihi zirve için ekibiniz ile birlikte hangi otelde kalacaksınız? Rezervasyonunuzu yaptırdınız mı? Zira Türk ve Yunan heyetleri iki ayrı otelde konaklayacakmış. 

Kemal DÜRÜST: Gönyeli çemberi trafiğinin rahatlatılmasına yönelik olarak  "kaçış yolları" proje çalışmalarının başlaması, bu yolu kullananları sevindirdi.

Ferdi Sabit SOYER: Sosyal paylaşım sitesi Facebook’u iki heceye bölüp, ikinci heceden de o harfini çıkararak yeni bir buluşa imza atmış oldunuz. Ancak endişelerinizde de bir o kadar haklısınız.

Candan AVUNDUK: Tam da yeni yıl öncesi kimlik kartınızı kaybetmişsiniz. Neyse bir yerden çıkar nasılsa. Bu arada eşinizi de ayrıca tebrik etmek lazım, yılbaşı çantalarınız gerçekten çok zarifti. Mutlu yıllar.

Tülin BEROVA: Her gün birbirinden güzel yemekleri sosyal medyada paylaşıyorsunuz. Bakalım yılbaşı menüsü de paylaşacak mısınız?

Suat GÜNSEL: Yılbaşı hediyelerinin en güzeli size gelmiş, kendi adınızı taşıyan torununuz ile birlikte nice güzel senelere.

Prof. Dr. Akile Sarıoğlu BÜKE: Yarım ay geride kaldı, yılbaşı sonrası falan derken bir ay da böyle geçecek. Peki, ne zaman tam olarak göreve başlayacaksınız? Yoksa mahkemeyi mi bekleyeceksiniz?

Prof. Dr. Mehmet Ali YÜKSELEN:  Gördüğüm en güzel yılbaşı hediyesi sizden geldi. Bizzat Lefke Avrupa Üniversitesi’nin araştırma ekibi tarafından Solivia zeytinyağı bu yılbaşının en güzel hediyesi oldu. Mutlu yıllar size de.

Didem GÜRSES: Pek muhterem babanız hakkın rahmetine kavuşmuş. Merhuma Allah’tan rahmet geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun. 

Akın AKTUNÇ: Siz memleketi iyi biliyorsunuz, Tuzla İskele’ye mi bağlı yoksa Gazimağusa’ya mı? Bu arada Cimbom geçen gece Tuzla ile maç yapmış. Spor ambargoları bitti mi?

Adem USLU: Pek muhterem babanız hakkın rahmetine kavuşmuş. Merhuma Allah’tan rahmet geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun.

Mustafa BATURALP: Gördüğünüz gibi sendikalar başka başka hesapların peşinde. Eskiden de sendikacılık böyle mi yapılıyordu? 

Mustafa DEVECİ: Telefon kayıtlarının tek merkezde yapılması için gerekli fedakârlığı yapıp 4 gümrük memurunu BTK’ta görevlendirmişsiniz. Keşke bu iş daha basit hale getirilseydi. 

Oğuzhan HASİPOĞLU: Cenevre’de yapılacak görüşmelere UBP’nin dış ilişkilerinden bir heyet ile siz de gitmeye hazırlanıyormuşsunuz. Gerçekten çok önemli bir ziyaret olacak desenize. 

Sadık GARDİYANOĞLU: Son günlerde şiddetli bel ağrıları yüzünden her gün iğne olmaya başlamışsınız. Ancak bu iş iğne ile olmaz. İlacınız bende. 

Cengiz ERÇAĞ: Gaziköy’den bir vatandaşın şikayeti ile bizzat ilgilenip ayağına kadar gidip vatandaşın mağduriyetini gidermişsiniz. Gerçekten bu davranışınızla birçok kişiye örnek olursunuz umarız. 

GÜNÜN SÖZÜ

 “KTÖS veya başka bir alan örgütünün yönetiminde olsam ben böyle bir ajandanın basılmasına onay vermezdim. Öncelikle şu açıktır ki; alan örgütlerinde her görüşten üye bulunduğundan ve bir alan örgütü için öncelikli mesele örgütlü olduğu alanda emekçilerin birliği olduğundan, buna zarar vermeyecek bir yöntemle hareket edilmelidir. İlerici sendikalar, üyelerinin ve toplumun resmi ideolojiyi sorgulamasını sağlarken; bunu sendikal bütünlüğe zarar vermeyecek bir tedricilikte kurgulamayı başarabilmelidir. Aksi takdirde Dimya'da pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak da mümkün...”

Baraka aktivisti Münür Rahvancıoğlu