Barış Harekatı sonrasındaki ilk yıllarda ‘ülke yönetimde deneyimsizlikten’ söz ediliyordu…

   Herhangi bir hata karşısında “kendi kendimizi ilk defa yönetiyoruz, eksiklerimizi kısa zamanda tamamlayacağız” deniliyordu…

   Aradan 51 yıl geçtiği halde bu deneyimsizlik süreci bitmedi mi?..

   Yoksa deneyimli insan mı kalmadı?..

   Yarım asırlık bir süreçte güneş enerjisiyle elektrik üretebilecek bir duruma gelemedik…

   Yılın neredeyse her gününde güneş gören ülkemizde bunu neden başaramadık?..

   Elbette sorunun cevabını sizler de biliyorsunuzdur…

   Adına “çok partili demokratik sistem” dedikleri bu düzende, aynı görüşlere sahip insanların 10-15 farklı siyasal partide toplanması ve tümünün ‘belirli kesimlere’ taviz vermek zorunda kalması yüzünden elektrik sorununu da, su sorununu da çözemedik…

   Türkiye; dağları ve denizleri aşarak Anamur suyunu adaya getirmeseydi bu ülkede yaşam kalmazdı…

   Farklı düşünen varsa, buyursun ortaya çıksın…

   Susuz ve elektriksiz bir hayat olamaz…

   Aradan 51 yıl geçtikten sonra güneş enerjisi konusunda umutlanabileceğimiz hiçbir şey söylenemiyor…

   Bu konuda başvuru yapanlara ‘şebeke sıkıntısından’ söz ediliyor…

   Bunca zaman şebekeler neden geliştirilemedi, bedava elektrik üretmek varken neden pahalı yakıtla üretime devam edildi…

   Üstelik bu yakıt ülke insanını zehirliyor…

   Teknecik bölgesinde, Esentepe’de, Tatlısu’da kanser vakaları sürekli artıyor…

  Bir de adanın güneyine bakıyoruz…

   Rum Elektrik Kurumu’nun ürettiği elektrik yeterli olduğu halde; güneş enerjisine sürekli yatırım yapılıyor…

   Güneşten, KKTC’nin ihtiyacının iki katı elektrik üretiyorlar…

   Yakın bir gelecekte doğal gaz üretimi başlayacak…

   Geçtiğimiz yıl Limasol konferansında Tesla ve Samsung gibi dev şirketlerin yöneticileri konuk edilmiş, Rum Enerji Bakanı Yorgos Papanastasiu, Güney Kıbrıs’ta pille elektrik depolama sistemi üzerinde uzlaşıya varıldığını açıklamıştı…

   Dünya devi şirketlerin devreye girmesiyle Güney Kıbrıs’ın ‘bir enerji merkezi’ haline geleceği belirtiliyor…

   Görüleceği gibi onlar iş yapıyor, çözüm üretiyor, geleceğe yönelik ciddi yatırımlar yapıyor…

   Bizler de kuzeyde ‘Dikilitaş politikasıyla’ ömür tüketiyoruz…

   Elektrik Kurumu, güneyi örnek alarak güneş enerjisi konusunda yapılan başvuruları karşılayacak duruma gelmelidir…

   Güneşten enerji demek; temiz hava ve düşük maliyet demektir…