banner564

Hangisi olsun, hangisi dursun

   Nüfus artışına paralel olarak adanın her iki kesiminde de elektrik açığı oluştu…

   Güneydekiler bu açığı kapatabilmek için iki ayrı koldan ilerliyor:

   -İsrail’den deniz altı kablolarla temiz enerji alımı…

   -Güneş enerjisine yönelik yatırımların artırılması…

   Kıbrıs’ın kuzeyinde sorun sadece enerji açığı değildir…

   İletim hatlarının birçok bölgede çürümeye yüz tuttuğu, tehlikeye yol açtığı en üst makamlarca belirtiliyor…

   Ama bunları yenileyecek önlemler de alınamıyor…

   Kuzeyde elektriğin büyük bir kısmını devletin yönettiği Kıb-Tek üretiyor…

   Personel sayısının gereğinden çok fazla olduğu biliniyor…

   Ama bu konu ortaya atıldığı zaman çalışanlar bunu kabul etmiyor, hatta eleman ihtiyacı olduğunu iddia ediyor…

   Siyasi cephe bu konuda sessiz ve tepkisiz…

   Her iktidar değişiminde kuruma personel alımı yaptıkları için fazlalıktan söz edemezler…

   Çalışanların tepkisine yol açacak en ufak bir önlem alamazlar…

   Yapabildikleri tek şey; olmayacak dualara ‘amin’ demek…

   Yıllardan beri dillerinden düşürmedikleri bir söz vardır: Özerkleşme…

   Bu ne kardeşim diye sorun bakalım…

   Cevabı yok…

   İşte kurumun mali yapısını güçlendirmek için tahsilat sorununu ortadan kaldırmak amacıyla sadece bu bölümün özelleştirilmesi…

   Tamam da elektrik açığı nasıl kapatılacak?..

   Çürüyen iletim hatlarını kim, nasıl yenileyecek?..

   Nüfusun ve inşaatların artmasına paralel olarak üretimi artırmak için ne yapılacak?..

   Yeni jeneratör mü alınacak?..

   Yoksa güneş enerjisine mi yatırım yapılacak?..

  Türkiye’den deniz altından kablo ile elektrik getirmek mi?..

  İşte bu sonuncu madde her şeyden daha önemli…

  Milliyetçi cephe “suyu getirdiğimiz gibi elektriği de anavatandan getireceğiz” diyor…

   On yıldır bunu söylüyorsunuz da niye getirmediniz?..

   Bugün başlarsanız 5 yılda anca gelir diyorlar…

   Rum uzmanlara göre ise bu projenin hayata geçirilmesi mümkün değil…

   Devrimci cephe ise Türkiye’den elektrik getirilmesine olumlu gözle bakamaz…

   Bu Türkiye’ye bağımlılığı artırdığı için kabul edilemez!..

   Kendi özerk kurumlarımız olmalı…

  Yılda 3-4 kez yönetimin değişmesi sorun değil…

   Yönetim değiştikçe demokratik çarkı döndürmüş olursunuz…

   Fiyatları sakın artırmayın…

   Zarar miktarını bankalardan borçlanarak kapatın…

   Sonuçta her şey halk için…

   Yaşasın KKTC…

   Yaşasın TRNC…

   Ve de Kıbrıs Türk demokrasisi…

YORUM EKLE

banner471

banner473