Gelecek yılın Nisan ayında yapılacak olan KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi daha şimdiden ülke gündemine girdi...
Gazetelerde, TV’lerde, sosyal medyada daha çok ‘kimlerin aday olacağı’ veya ‘kimlerin şanslı olduğu’ tartışılıyor...
Durum böyle olunca 3 milyonluk banka soygununun akıbetini kimse merak etmiyor...
Çalışan paranın dörtte birini bulan polis, geri kalan kısmına ulaşamadı...
Soygun olayının en önemli zanlılarından biri Ankara’da tutuklandıktan sonra Savcılık tarafından ‘delil yetersizliği’ nedeniyle serbest bırakıldı...
Sanık, oradan da Londra’ya kaçtı...
Tanınmamış bir ülkenin polisi, arasın da bulsun bakalım...
Mümkün değil...
Neyse, KKTC halkı ‘siyaseti’ çok seviyor...
Hemen her evde, siyasilerden birini tanıyan insan çıkıyor...
Akraba olması şart değil...
Komşusu olabilir, eski iş arkadaşı veya anne-babasının tanıdığı, dost olduğu biri olabilir...
Veya siyasi partilerin ‘yetkili kurullarından’, olmadı ‘delege meselesinden’ tanıdığı bir isim mutlaka vardır...
Elden ele dolaşıyor
KKTC’de ‘dünyada benzeri görülmemiş’ bir demokrasi uygulaması vardır...
Daha doğrusu herkesin elinde bir adet ‘demokrasi oyuncağının’ olduğunu söyleyebiliriz...
Sabah yataktan kalktığımız anda başlıyoruz oyuncakla oynamaya...
Kim bakan, kim müsteşar, kim müdür olmuş...
Kimler görevden alınmış, kimler müşavir olmuş...
Kimler terfi almış, kimler yerinde kalmış...
Listeyi uzatabildiğimiz kadar uzatabiliriz...
Bunları konuşurken ‘sona yaklaştığımızı’ düşünmeyin...
Hemen ardından bir başka seçim geliyor, siyaset oyuncağı yine kucaktan kucağa dolaşıyor...
Nüfusun yarıya yakını zaten ya emekli, ya kamu görevlisi, ya dul ve yetim maaşlı, ya gazi, ya şehit ailesi...
Geriye ne kaldı?..
Özel sektör çalışanları...
İnanılmaz bir tablo var karşımızda...
Hiç kimse bunun içinden çıkamaz...
Ne falcı Elmaziye, ne de Astroloji Profesörü Abdülaziz...
Sayıda sınırlama yok
Neyse bunları bırakıp, gündeme dönelim...
Gündemin ilk maddesinde ‘Cumhurbaşkanlığına kimlerin aday olacağı’ var...
UBP aylar öncesinden adaylarının Eroğlu olduğunu açıkladı...
DP’nin de buna destek vereceği duyuruldu...
Peki CTP?..
İşte sıkıntılı olan adres burası...
Partinin eski genel başkanı ve İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, aylardır CTP’den bir karar bekliyor...
“Daha fazla gecikmesinler” diye mesaj üstüne mesaj gönderiyor...
Ama CTP’nin içinde kazanlar kaynadığı için, kimse Talat’a bir yanıt veremiyor...
CTP’nin ‘Birleşik Güçler kanadından’ şimdiki Meclis Başkanı Dr.Sibel Siber de ‘halkından istek gelmesi ve partisinin görev vermesi’ halinde bundan kaçmayacağını ifade ediyor...
Oldu mu iki?..
Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin ‘adaylık olasılığı’ aylar öncesinden ortaya atıldı...
Oldu mu üç...
Peki bunu artırmak mümkün değil mi?..
Elbette mümkün...
Lefkoşa Belediye Başkanlığı seçimini ‘parti için oyuncuklar’ yüzünden kaybeden Kadri Fellahoğlu...
Gazimağusa Belediyesi’nde ‘sarsılmaz tahtını’ yine ‘parti içi oyuncuklar yüzünden’ kaybeden Oktay Kayalp...
Milletvekili seçimlerini ‘parti içi oyuncuklar yüzünden’ kaybeden Sonay Adem...
İşte size 3 isim daha...
Toplamda 6 ediyor...
Neticede hepimizin elinde bir demokrasi oyuncağı var...
Bütçe açığı derdimiz de yok Allah’a şükür...
“Anneeeeee” diye bağırınca, çuvallar dolusu para ayağımıza geliyor...
Öyleyse bu oyuna devam...
Ta ki birileri düdüğü çalıncaya kadar!..