banner564

Hristofyas'ın dedikleri ve Maskeli Balo

 Barbaros gemisine Yunanistan savaş gemisinin tacizi yaşandı.
 Yani iki NATO üyesi, Ege’de yaşadıkları el ense çekme gerilimini Doğu Akdeniz’de de yaşadılar.
Bu yaşanırken Yunanistan'da Dışişleri Bakanı istifa etti. Yunanistan Başbakanı Sayın Çipras görevi aldı. Türkiye, Suudi Arabistan'ın İstanbul Konsolosluğundaki vahşi, Kaşıkçı cinayeti ile uğraşıyordu. 
Yunanistan, Makedonya sorunu ile Türkiye, Irak ve Suriye'deki yoğun gerilim ve çatışma olayları ile meşgul. Bu olaylar yalnız dışı değil, iç siyaseti de etkiliyor. Bu gelişmeler her iki ülkede iç kamuoyunu, milliyetçi reflekslere açık ve duyarlı bir hale getiriyor.
Bu durum, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon işindeki atmosferi ve Kıbrıs sorununu da etkiliyor.
İşte böyle bir ortamda BMGS Sayın Guterres'in raporu yayınlandı. 
Rapora dönük olarak, Kıbrıs Türk ve Rum siyasi liderlikleri bunu olumlu bulduklarına dair açıklamalar yaptı. Aynı özde açıklamaları Türkiye ve Yunanistan'da yaptı.
O ne güzel. İlgili tüm taraflar memnun. 
Ama Doğu Akdeniz’deki Hidrokarbon konusunda taraflar, birbirine şiddetli el ense çekmekten de geri durmuyor. Bu nasıl iş? Madem her taraf memnun, o zaman yumuşama gelişmesi gerekmez mi? 
Bu hal, tam bir “maskeli balo”! 
 İlgili tüm tarafların bir konuya çekincelerini ortaya koymadan, koşulsuz destek beyanı yapmalarını, eskiden beri kuşku ve endişe ile karşılarım. Bunun arkasından ya “salla külahı ye pilavı” gelecek veya gizlenen niyetlere dönük kavga için taraflar “bir es” alacaklar. 
Nitekim bunu hemen yaşadık. BMGS raporunu olumlu bulduklarını açıklayan tüm taraflar, Doğu Akdeniz’de kafa kafaya geldiler. 
Sendikaların Ortak Etkinliği...
Bu ortamda Kıbrıs Türk ve Rum sendikaları ortak bir etkinlik düzenlediler. Olumlu bir adım. Ancak bunun iki tarafı da yapıcı bir şekilde itekleyici olması için daha çok ortak değerler üretilmesi gerekiyor.
Bu etkinlikte bir konuşma yapan AKEL Eski Genel Sekreteri ve “Kıbrıs Cumhuriyeti “ Eski Başkanı Sayın Dimitris Hristofyas konu ile ilgili önemli bir vurgu yaptı.
“Kıbrıs sorunu çözülmeden ve Kıbrıslı Türkler müdahil olmadan hidrokarbonlardan tek yanlı yararlanmanın olanaklı olmadığını Sayın Anastasiadis anlamalıdır” dedi.
Konuşmasında iki bölgeli, iki toplumlu Federasyon temelinde çözüm için Kıbrıs Türk Tarafı ile Türkiye’nin de istekli ve girişimci olmasını da ifade etti. Sayın Talat ile birlikte Hidrokarbonlar konusunda üzerinde anlaşmaya vardıkları yakınlaşmayı hatırlattı. 
Yani Sayın Hristofyas, milliyetçiliğin dorukta olduğu bu dönemde, kendi toplumunun yöneticilerini hakimiyetci ve tek yanlı davranıştan uzak durmaları gerektiğini cesaretle dile getirdi.
Ayrıca, Yunanistan ve Türkiye’nin ekonomilerinde ciddi sıkıntıların olduğu bir dönemdeyiz de. Bu sıkıntıyı Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar da yaşıyor. Bu şartlarda; Doğu Akdeniz’de taraflar için ciddi bir altın fırsat olan hidrokarbon meselesi ile ilgili olarak kavgaya tutuşmak ise tam bir akıl dışılıktır.  Kaynaklarını ortaklaşa artırmak yerine, olanı da askeri gerginlikle harcamaları da halklarına dönük günahın bizzat kendisidir. 
Ne olacak?
Bu nedenle Doğu Akdeniz’de akıl yolu;  Federal Kıbrıs çözümü ile hidrokarbonları iki toplum ve Türkiye ile Yunanistan'ın ortak çıkarları temelinde ele almak olmalıdır.
Bu yüzden bir an evvel Federal Çözüm için görüşmelerin başlaması ve sonuçlanması yalnız iki toplum için değil, ayni zamanda Türkiye ve Yunanistan ile İsrail, Mısır ve tüm bölge için olumludur.
Tek kanatlı kuş uçmaz. Tek yanlı çıkar, büyük bir güzellik getirmez. Getireceği güzellik, taşıyacağı belalar nedeni ile faydalı olmaz. Ortak çıkar, ortak saygı, güzelliğin daha da büyümesini sağlar...

YORUM EKLE

banner471

banner474